Ertelenen her şey, hayal kırıklığı yaratıyor

Ertelenen her şey, hayal kırıklığı yaratıyor.

Ertelenen her şey, hayal kırıklığı yaratıyorHer şeyi yeri ve zamanında yaşayın. Ertelenen her şey, hayal kırıklığı yaratıyor. Çünkü erteledikçe hayattan alacağımız artıyor. Alacaklarımızı tahsil edemediğimizde ise hayal kırıklığı yaşıyor ve hayatımızdakilere ise öfke duymaya başlıyoruz.

Yaşam ertelenemeyecek kadar değerli aslında. İnsan bulunduğu anı yaşayamıyorsa ya geçmişin keşkeleri içinde patinaj yapıyor ya da geleceğin kaygısı içinde koşturuyor.

Böyle bir yaşam süren kişiler için ise tehlike çanları 40’lı yaşlarda çalmaya başlıyor. Çünkü 40’ yaşa az kala sorgulama, yüzleşme başlıyor. Fazlalıkları, abarttıklarımızı,yaşamdan tat almamıza engel olanları görmeye başlıyoruz. Hayattan da çok alacağımız olduğu için bu beklentilere engel olanlar adeta daha fazla gözümüze batıyor ve onlardan da uzaklaşmak istiyoruz.

Haberin Devamı

Her ne kadar çevremizi ve hayatımızdakileri suçlasak da yaşamımızı yerinde ve zamanında yaşamamak da bizim ihmalimiz.

Yaşamımızı ihmal etmemizin yaşsal göstergelerinden biri de zihinsel duygusal olarak zor atlatılan 40 yaş sendromudur.

Mesela Dr,M.Yavuz “ kişi yaşadıklarını da yaşayamadıklarını da 40 lı yaşların başında sorgulamaya başladığı için zor dönem geçirir” der.

Yine Seneca “Biz insanlar çoğunlukla çok kısa bir süre için dünyaya geldiğimizden yakınırız. Yaşam öyle çabuk geçip gider ki küçük bir azınlığın dışında tüm insanları tam yaşamaya hazırlanırken terk eder. Aslında çok kısa bir zamanımız yok. Zamanı yitiren biziz. “ demektedir.

Peki yaşamı dolu dolu nasıl yaşayacağız?

Aslında herkes yaşamın dolu yaşanmasına inanırken, sadece bunun nasıl olacağını bilmemekten kaynaklanan bir sorun var.

Yaşamdan zevk almak için:

  • Mutluluğu tek kaynağa indirgememek ( çocuğum,eşim ,işim vs gibi)
  • Sürekli geleceğe hazırlık yapmak yerine, yaşadığın anı da değerlendirmek.
  • Aklının bulunduğun anda kalmasında sağlamak.( aklın başka yerde bedenin başka yerde ise o anın tadını alamazsın)
  • Mutlu olmayı başka insanın insafına veya merhametine bırakmamak
  • Mutlu olmayı şartlara bağlamamak.
  • Ve son olarak da mükemmeliyetçi ve garantici olmamak.

Kısaca; hayatınızı ertelemeyin. Alacaklarınızın artması, bunları tahsil etme şansınızı azaltır. Yaşasanız da yaşamasanız da bu hayat bitecektir bir gün.

Günün anlam ve önemine uygun Behçet Necatigil’in bir şiiriyle yazımı bitirmek istiyorum.

seviyorsanız, sevdiğinizi bugün söyleyin

sevdanızı bugün yaşayın

işinizde yapılacak ne varsa bir an önce yapın

Haberin Devamı

yarın çok geç olabilir

bir anda bitebilir her şey

yaşamak için acele edin bence

kısa yaşamışlıklar, yaşamamışlıklardan daha iyidir

geriye dönüp baktığınızda ? keşkeler çoğunlukta

olmasın

uzun vadeli hedefler için bile bugünden harekete

geçmeli

yarınlar çok uzakta olabilir. (B.Necatigil)

SERHAT YABANCI

Evlilik –İlişki Terapisti

Psikoterapist

www.serhatyabanci.com