Doğum haritamızın ötesinde aslında katman katmanız
2010 yılında Ruhun Yolculuğu kitabımı yazarken, bu kadar ileri gideceğimi bilemiyordum. Son yıllarda incelemeler, pek çok örnek ve sınama bana aslında tek bir astrolojik haritamız olmadığını gösteriyor. Bu ilk başta kafa karıştırıcı gelebilir ancak hepimiz belirli döngülere doğuyoruz ve bu döngülerin temelinde ise iki ışık olan Güneş ve Ay yatıyor. Dolayısıyla, dünyadan bakıldığında ışıkların belirli dönemlerde özel bir ilişki içine girdikleri anlar, yani tutulmalar (Güneş) özel bir anlam taşımakta. Ben bu anların haritasına “ruhun haritası” adını veriyorum. Şöyle ki, belirli bir dönemde, belirli bir yerde doğanlar ortak bir haritaya sahipler. Bunu sanki bir şemsiye harita gibi düşünürsek, altında kendimize ait doğum haritalarımız yer alıyor. Bir başka deyişle aslında katman katmanız. Belirli bir dönemlerin ortak tutulma haritalarında ortak hayat temaları, konular ve dersler yer almakta. Ruhun Yolculuğu kitabımda, tutulma burçlarından giderek bu ortak hayat derslerini, karşılaşılan tecrübeleri oniki bölümde anlatmıştım.
Tutulma haritamızın, yani ruhun haritasının doğum haritamızla ilişkisi çok önemli. Gerçekten de katman katmanız. Ruh haritamız bize ana unsurları anlatmakta ancak bunu fiziksel düzeyde ortaya koyabildiğimiz bu dünyada doğum haritamız çevresel şartların nasıl olabileceğini gösteriyor. Doğum haritasını sanki ruhun giydiği bir elbise gibi düşünebiliriz. Bu elbiseyi nasıl kullandığımız pek çok şeyin kalitesini, seyrini değiştiriyor.
Aslına bakarsanız, sürekli üstünde durduğumuz kader-özgür irade ikilemi tam da bu noktada önem kazanmakta. Ruhun haritasında doğal itilimlerimizi, bizi belirli bir plana çeken koşulları buluyoruz. Örneğin tutulma burcu Koç olan bir kişiyi düşünelim. Bu kişide cesaret, mücadele, sabırsızlık ve saflık hayatın her cephesinde dikkat çekici olacaktır. İçsel olarak bu durum fiziksel canlılık, birinci olma isteği ve risk alma isteği getirirken, doğum haritasında Koç burcu 3. Evde yer alıyorsa, kişi bu enerji ve cesaretini düşüncelerinde, entelektüel uğraşlarda, zihinsel yeteneklerinde daha fazla ortaya koyacaktır. Doğum haritası sanki kişinin kullandığı ya da kullanamadığı çevresel koşulları, bu dünyanın koordinatlarını gösterir. Benzer şekilde, tutulma burcumuzla, kendi burcumuzun ilişkisi de çok şey söyler. Örneklersek, Muhammed Ali’nin ruh haritasındaki Başak burcu, kendi burcu olan Oğlak’la derece olarak mükemmel bir uyum içinde görülmekte. Bu koşullar onun hayatında sürekli çalışan, kendini otomatik olarak mükemmeleştiren, kendi içinde uyumlu koşulları anlatır. Eğer tutulma burcumuzla, kendi burcumuz arasında yorucu bir ilişki varsa (kare açı) bu kişilerin hayatında çelişkilerden doğan büyük bir dinamizm, olumlu ya da olumsuz kullanılabilecek gerginlikler vardır.
Daha kolay kavramak için şöyle de düşünebilirsiniz: Tutulma burcu Balık olan bir kişi, eğer İkizler burcunda doğmuşsa, bu içinde Balık ruhu olan bir İkizler gibi ifade edilebilir. Bu kişi Balık’ın hayallerini, sanatını ve hassaslığını çok farklı yollardan, yazarak, çizerek anlatmak isteyebilir. Tıpkı Orhan Pamuk gibi. Başka bir anlatımda, doğum haritamız tek başına belirli bilgiler vermekle birlikte, bunun harekete geçiren ruhu görebilmek için tutulma burcumuza, hatta haritasına bakabiliriz.