Bu yazıda sizlere Astrokartografi’yi (ACG) tanıtmaya çalıştım
20. yüzyılda bilgisayar teknolojilerinin gelişimine bağlı olarak yeni astrolojik teknikler ve görsel imkanlar gelişti. Bunlardan birisi de Astrokartografi’dir. (Bir diğer teknik olan Astrolokalite’ye daha sonra değineceğiz) Amerikalı astrolog Jim Lewis’in teknik açıdan ilk defa uygulamaya koyduğu bu görsel teknik, astrolojik haritanın konum, yer, coğrafya boyutundaki değişimi ele alarak, hangi gezegenlerin dünyanın hangi coğrafyasında köşe noktalara (aşağıda açıklıyorum) geldiğini gösterir. Bir bakıma, ACG tekniğinde, astrolojik haritamızı sanki dünya haritası üzerine yayarak, gezegenlerin nerelerde ufuk düzleminde olduğunu, nerelerde meridyen çizgisini kestiğini görebiliriz.
Sizler de farkındasınızdır ki astrolojik bir harita çıkartılırken, sadece zaman (saat) değil, aynı zamanda yer de (şehir, konum) önemlidir. Zira gökyüzünün konumu örneğin İstanbul’da ya da Kars’ta farklı farklı olacaktır. Dolayısı ile ACG tekniğini kullanarak kişinin haritasının dünyanın farklı yerlerinde, haritanın eksenlerinin değişmesi nedeni ile, nasıl bir görünümde olacağını görebiliriz. Örnek vermek gerekirse, İstanbul’da doğan bir kişinin haritasında Yay burcu yükselirken, (derecesine de bağlı olarak) daha Batı’ya örneğin, İtalya, Roma’ya gidildiğinde, (ülkemize göre aynı anda, aynı saatte) Akrep burcu hatta daha da Batı’ya gidildiğinde, örneğin New York’a göre Başak burcu yükseliyor olabilir. Bu durum, o kişinin dünyanın farklı yerlerinde, haritasındaki eksenlerin (Yükselen-Alçalan, Tepe-Dip noktaları) farklı olacağını gösterir. Doğal olarak, gezegenlerin burç yerleşimleri değişmese de, ev konumları da farkı olacaktır. Kısaca astrolojik haritamız dünyanın farklı yerlerinde farklı titreşimleri, temaları ve çevresel özellikleri gösterir.
Bu düşünceden yol çıkarak, İstanbul doğumlu ve haritasında Yay burcu yükselen bir kişi Roma, İtalya’da Akrep yükseleceği için, daha farklı çevresel şartlar içindedir, bu özellikle Akrep burcu ve yükselen yöneticisi Mars’ın durumuna göre yeniden şekillenecektir. Aynı mantıkla düşündüğümüzde, neden dünyada bazı yerlerin bize daha çekici ya da hoş geldiğini ya da neden bazı yerlerde daha yorucu koşullarla karşılaştığımızı görebiliriz.
ACG tekniğini kullanarak, haritamızdaki gezegenlerin dünyanın hangi yerlerinde yükselen/alçalan derecesinde olacağını ya da nerede tepe/dip noktasında olacağını görebiliriz. Yükselen/Alçalan (ufuk düzlemi) üzerinde duran gezegenler, ACG haritasında sinüzoidal bir hat üzerinde görülürlerken, tepe/dip noktasında (meridyen ekseni) yer alan gezegenler ise düşey bir çizgi ile görülürler.
Bir örnek vermek gerekirse, halen seçilmiş ABD başkanı olan Joe Biden’ın Avrupa ve Rusya ile olası ilişkisi düşünüldüğünde, (görsel) savaş gezegeni Mars’ın Moskova yakınlarında alçalan burç derecesine oldukça yakın olduğunu görmekteyiz. Bu onun Rusya ile ilişkilerde çok daha fazla rekabet içeren bir durumda olabileceğini gösterirken, Paris, Fransa civarında da Satürn dip noktaya gelmekte, bu da bu bölge açısından daha fazla sorumluluk, yük ve kısıtlama içerisinde olduğunu gösteriyor olabilir.
Bu teknik hem bireysel olarak, dünyanın hangi bölgelerinde nasıl bir ilişki içinde olduğumuzu gösterirken, dünya astrolojisinde de belirli bölgelerde gündeme gelen farklı olayları bize gösterme imkanına sahiptir.