Astroloji bize rehberlik eden bir bilinç haritası gibidir
Astrolojik haritamız, hayatımızla ilgili çok farklı düzeylerde sembollerle doludur. Kendi haritamızı bir bilinç durumu olarak görebiliriz. Nelerin farkındayız, neleri yeteri kadar göremiyoruz ve hangi yönlere doğru çekiliyoruz ? Bu sorulara yanıt aramaya başladığımızda astrolojiden kendi gelişimimiz yönünde daha kolay yararlanabiliriz. Kuşkusuz pek çoğumuzda olduğu gibi belirli konularda farkındalığımız çok kapalı ve hayatla ilgili tecrübemiz de çok sınırlı olabilir. Nerede ise 30’lu yaşlara kadar tecrübesizlik, kendimizle ilgili bilinçsizlik ve belirli bir kapalılık ön plandadır. 30 yaşından önce pek az insan kendi hayat çağrısı konusunda fikir sahibidir. Kuşkusuz aileden kaynaklanan ön şartlanmalar, yeterli hayat tecrübesine sahip olamamak hayata ve kendimize olan bakışımızı sınırlı kılar. Ancak 29-30 yaşlarında, diğer adı ile ilk Satürn dönüşü sırasında kendimizi daha fazla sorgular hale gelir, artık 30 oluyoruz, bu hayatta neler yapacağız derin düşüncesi gittikçe ağırlığını koymaya başlar. 33 yaş önemli bir geçiştir zira 33 yaşında, mesleki konuları ve kariyer seçimlerini ilgilendiren 10. Ev profeksiyonunu yaşarken, Güneş dönüşü haritamızda da kendi yükselen burcumuz yükselir. Çoğu kişi için bu yaşta önemli aydınlanmalar ve ilerisi için farkındalıklar gelişir, yeni bir başlangıç noktasına geliriz.
Çok önemli bir yaş geçişi 40-45 yaşlarında, özellikle 42 yaş merkezinde gerçekleşir. Bu dönem astrolojide orta yaş krizi olarak da adlandırılır ve hayatımızın en yaratıcı ve dinamik dönemlerinden birisidir. Bu yaşlarda, Satürn haritadaki konumunun yeniden karşısından geçerken, Uranüs de karşıt konumdadır, Neptün ise kendi konumuna kare açı yapar. Bu yaşlarda çocukluğumuzdan getirdiğimiz kalıpları daha iyi anlama ve bu alışkanlıkları kırabilme şansına sahip oluruz. Kendimize merhamet gösterebileceğimiz yaşlardayızdır ve hayat karşısında daha donanımlı olduğumuz için, kendimizi aynada görebilecek olgunluğa da ulaşmış oluruz. Çoğu kişi bu dönemde kendisi ile güçlü bir muhasebeye girerek, yıpratıcı duygusal kalıplardan kurtulma ya da en azından kendini daha net görebilme imkanına sahip olur. Aileden, ebeveynlerden kaynaklanan ve hayatımızı esir alan kalıpları kendi üzerimizden sıyırarak, daha özgür ve yaratıcı hale gelebilir.
60 yaşındaki 2. Satürn öncesinde, 50 yaş da çok önemli bir dönemeçtir. Bu yaşta Kiron haritamızda bulunduğu yere geri gelir ve bireyleşme sürecimizi en üst seviyeye çıkarır. Kiron erken dönemde, muhtemelen çocuklukta edindiğimiz duygusal yaralar ve eksiklik hissi ile yakından ilgili olduğu için, kişi bu yaşlarda sanki bir kefaret ödercesine onu zayıf ve bağımlı kılan psikolojik şartlanmalardan kurtulma ve hayata yeniden bakabilme şansına sahiptir.
Hayatımız vadiler ve tepelerle dolu bir yolculuktur. İnişler ve çıkışlar, zirveler arka arkaya gelir. Kuşkusuz bu yazıda çok fazla detaya girmeden, bazı önemli noktalara değindim. Eksiklerimizi görmemiz hemen söz konusu olmaz, ancak belirli bir kriz aşamasına geldiğimizde bir sonraki aşamaya ilerleriz. Bir dönem bizim için gerçek olan şeyler, bir sonraki dönemde sanki zayıflıklar, eksiklikler olarak gözükmeye başlar. Astroloji bize hayat çizgimizde rehberlik edebilen bir bilinç haritası gibidir.