Farkında olmadan bizi bağlayan yönlerimizi anlayalım
Pek farkında ol(a)masak da, bizi görünmez iplerle yöneten, koşullandıran bir buzdağının üzerinde oturuyoruz. Bu buzdağına bilinçaltımız diyebiliriz ancak bilinçaltımızın yanında bize hem içinden çıktığımız bir temel sağlayan, hem de aidiyet duygumuza, yakın beraberliklerimize yön veren konulardan söz ediyorum. Astrolojik haritamız bilincinde olduğumuz alanlar dışında, gölgede ve karanlıkta kalan ancak hayatımızı ve seçimlerimizi derinden etkileyen konulara da işaret eder. Yükselen burcumuz farkındalığımızın en üst noktada olduğu yerlerden birisidir. Çünkü bu nokta, ufuk düzlemi üstünde, gece ile gündüzü birbirinden ayıran çizgi üzerinde yer alır. Yükselen burcumuz iç dünyamız ile (haritada ufkun altında kalan kısım) dış dünyanın (ufkun üstündeki alan) kesiştiği yerdedir.
Ancak hatırlamak gerekir ki, bilincimizin gerisinde şeyler de vardır. Yükselen burcumuzun hemen gerisinde yer alan 12. Ev, kişisel olarak bizi bağlayan kör bir nokta gibidir. Kafamızı (yükselen) nereye çevirirsek çevirelim, 12. ev sanki ensemiz, göremediğimiz yerde kalır. Dolayısıyla haritamızda bu alan bizi farketmeden şartlayan, kişisel seçimlerimizin de ötesinde, çoğu zaman kollektif temaları da içine alan büyük bir okyanus gibidir. Eğer buzdağının tepesinde yükselen burcumuz varsa, altında yatan ve bizi farketmeden yönlendiren büyük kısım işte bu 12. evdir. Bu ev olumlu ya da olumsuz koşullarla dolu olabilir ancak bu eve düşen burcun konularını ve gezegenleri bilince çıkarmak oldukça zordur ve büyük bir gayret ve farkındalık gerektirir. Çoğu zamanda kişiliğimizin gölgesi altında kalır. Bu nedenle, ne zaman kendi kişiliğimizin aşırılıklarından, kontrol etme duygumuzdan sıyrılır ve olayları kendi akışına bırakma durumunda kaldığımızda, 12. evimizi daha kolay farkedebiliriz. Gerçekten bu ev bizim kollektifle bağımızı anlatırken, kontrol edici yönümüzün ötesinde yer alan, ancak tefekkür ve büyük bir anlayışla gerçekleştirebileceğimiz taraflarımızdır. Hayatımızı kontrol altında tutmak, egonun önemli işlevlerinden birisidir ve bir ihtiyaçtır ancak kimi zamanda hayat neredeyse herşey vazgeçmemizi, kendimizi daha geniş bir alana, yaratıcıya teslim etmemizi gerektirebilir. Böyle zamanlarda, ruhsal bir kriz yaşarız ve aydınlanabiliriz de.
Benzer şekilde, buzdağının en alt kısmı olan, astrolojik haritamızın 4. evinde köklerimizi, atalarımızı, bir çeşit aile DNAmızı açıklayan alan yer alır. Bu ev aidiyet duygumuz, geçmişimiz, ailemiz ve dolayısıyla duygusal şartlanmalarımızla yakından ilişkilidir. Bu alan haritamızın en karanlık kısmıdır. Kendi iç dünyamıza döndüğümüzde, bize atalarımızdan kalan, kimi zaman fiziki (vatanımızla ilgili) kimi zaman da psikolojik itilimler farkederiz. Bu evde de rahatlatıcı, konfor veren imkanlar olabileceği gibi, bizi zorunlu olarak kısıtlayan, baskı altına alan koşullarla karşılaşabiliriz. Sahip olduğumuz köklerimiz, geleceğimizi de yakından belirler ve şekilendirir. Bu açıdan, başta anne ve babamız olmak üzere, ailemiz ve atalarımız geleceğimiz yönünde önemli bir rol oynarlar.
Üçüncü olarak, yakın ilişkilerimiz ve bu ilişkilerimizdeki derin paylaşımlarımız, başkalarından edindiğimiz değerler ve psikolojiler yer alır. Haritamızda 8.ev atıl bir evdir zira bu ev yükselen burcumuzla doğrudan bir açı yapmaz. Bu nedenle, eğer bu evde gezegenler varsa, kişi kontrol edemediği durumlar, krizler ve dönüştürücü, kimi zaman güçlendirici, kimi zamanda zayıflatıcı durumlar ve korkular yaşar.
Haritamızın 12., 4. ve 8. Evleri, hayatımızda farkında olmadan geliştirdiğimiz tutumlar, kalıplar ve alışkanlıklarla yakından ilgilidir. Bu evdeki burçları ve gezegenleri tanıdıkça kendimizi daha bütün ve anlamlı hissedebiliriz.