Kendimizi keşfetmek için yola çıkarız
Efes’te yaşamış İyonyalı filozof Herakleitos aynı nehirde iki kez yıkanılmaz derken, hayatın sürekli bir hareket ve akış içinde olduğunu bize hatırlatıyordu. Bizi hayatla uyumlu ve belki de mutlu eden şey değişen ve sürekli yıkılan, yenilenen bir dünya ile ne kadar akıcı bir ilişki kuracağımıza bağlı gözüküyor. Kuşkusuz bu söylemesi kolay ama yerine getirmesi büyük tecrübe ve farkındalık getiren bir konu. Belki bugünlerde büyük döngüler kapanırken, geçmişe daha büyük bir özlem duyuyor olabiliriz. Gelecekle ilgili ciddi endişelerimiz, huzursuzluklarımız olabilir. Ancak yaşam sanki trenlerin sürekli farklı güzergahlara kalktığı gürültülü, işlek bir istasyona benziyor. Belki aktarma yapabilir, kısa bir mola verebiliriz ama hayat bir kez daha aynı noktaya dönemediğimiz raylarda ilerliyor.
Astroloji, gezegen döngüleri ile hayatımızın farklı dönemlerini, çağlarını birbirinden anlamlı bir şekilde ayırmamıza yardımcı olabilir. Örneğin kabacı bir hayatı üç bölüme ayırdığımızı düşünelim: Gençlik, Orta yaş ve Yaşlılık. Zamanın yöneticisi Satürn (Koronos) yaklaşık 30 yıllık (29,5 yıl) döngüsü ile hayatımızı kuşbakışı böyle bir olgunlaşma sürecine ayırıyor. Güneş 1 yıllık döngüye, Ay ise aylık bir döngüye işaret ediyor. Kuşkusuz daha uzun döngüler hatta bir yaşam süresine sığmayan, kolektif değişiklikler, dönüşümler getirmekte. Doğum haritamız üzerinde ilerletimler yaptığımızda daha bireysel ve özgün dönemlerle de karşılaşıyoruz. Hayat sürekli akarken, farklı sesler, melodiler, kimi zaman hızlanan, kimi zaman yavaşlayan bir müzik oluşturuyor.
Bizi daha kırılgan yapan şey ise, mutlu olduğumuzu hissetiğimiz, düşündüğümüz dönemlerin bir şekilde elimizden kayıp gidiyor hissi uyandırması. Hayat sürekli bir yapım ve yıkım aşamalarından geçerken, zorunlu bir dönüşüm içindeyiz. Astroloji görüşmelerimde yaşlanmanın getirdiği öncelikler ve kendi isteklerimiz üzerinde durmak, bu ikili arasında yaratıcı bir denge bulmak, sürekli değişen müziği farkedilmek önem kazanır. Astrologlar hayatı değişik dönemlere ayırmak için türlü yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Belirli gezegenler belirli dönemlerde bir oyuncu olarak (zaman yöneticileri) sahneye çıkarak rollerini oynarlar. Bazı dönemlerde savaşırız, mücadele ederiz, bazı dönemlerde keyiflere, zevklere yönelebiliriz. Belki astroloji bu süreçleri önceden belirlemiş gibi gözükse de, her dönemin içini nasıl dolduracağımız bize de bağlıdır. Tutkularımız, yaşadığımız travmalar ya da şanslar bu rolü nasıl oynayacağımızı yakından şekillendirebilir.
20. yüzyılda astroloji kendini gerçekleştirmek düşüncesi üzerine odaklanırken, aslında hayatın bize sundukları ile neler yapabileceğimizi arasındaki dengeyi anlamak, sınırlarımızı görmek ama gerektiğinde risk almak, bilinmeyen yolculuklara hazır olmak, hayata bir keşif yolculuğu gibi bakmak bu sürekli değişen nehirde daha tatmin edici olabilir.