Önümüzdeki birkaç yıl sosyal, ekonomik ve siyasi dengeler açısından belirsizliklerin iyice artacağı bir süreçte olacağız
Astroloji’de Jüpiter ve Satürn ekonomiye ait döngüler, politik gelişmeler ve liderlerin durumu ile yakından ilişkilidir. Astroloji tarihinde de bu iki gezegenin döngüsüne büyük önem verilmiş, 9. yüzyıl’da Batı dünyası üzerinde büyük bir etki yaratmış olan Ebu Maşer, “Binler Kitabı” adlı eserinde büyük gezegen döngülerinden hareket ederek dünya tarihi üzerine yazmıştır. Şimdi tüm bunların günümüzle ne ilgisi var diyebilirsiniz.Ancak astrolojiyi yakından takip edenlerin de bileceği gibi, dünyada ekonomik, sosyal ve politik gelişmeleri yakından ilgilendiren bir dönemden geçiyoruz. Bu yazıyı yazmış olduğumuz dönemde, Jüpiter ve Satürn bir bakıma son dördün aşamasına geldiler. İki gezegen arasında, kapanan bir döngüde kare açı görülüyor. Hatta bu kapanan döngü 2017-18 geçişinde iyice daralacak ve sonunda, 21 Aralık 2020 tarihinde Saka burcunda yepyeni bir döngü başlatacak. Bu döngünün önümüzdeki 250 yıl boyunca çok önemli ekonomik, teknolojik ve sosyal projelerin, süreçlerin başlangıç çizgisini geliştireceğini de söyleyebiliriz. Bir başka yazıda ele alabileceğimiz bu konu bir kenara, bugünlerde Jüpiter ve Satürn’ün Başak ve Yay burçları arasında gerçekleşen karesi önümüzdeki sürecin en azından 2020-21’e kadar oldukça sıkışık ve kaotik olabileceğinin altını çiziyor.
Zira kapanan bir döngü ekonomik ve sosyal olaylarda karmaşa, çözülme, dağılma ve yönsüzlükle ilgilidir. Böyle bir süreçte liderlerde netlik yoktur, siyasi programlar ve projeler istikrarsızlaşır. Doğal olarak, eski döngülerin tamamlanmadığı, kapandığı bir süreçten geçiyoruz. En kısası 20 yıl olan Jüpiter-Satürn döngüsünün bir önceki başlangıcı, 28 Mayıs 2000 yılında Boğa burcunda (toprak elementi) gerçekleşmişti. Çok daha geriye gidecek olursak, yine toprak elementindeki ilk birleşme 1802 yılında Başak burcunda gerçekleşmişti. Neredeyse 250 yılı tamamlayan bu süre içinde, hep toprak elementinde birleşmeler gördük. Şimdi 2020 yılından itibaren bu birleşmelerin artık hava elementinde gerçekleşeceğini göreceğiz. Son 20 yıl içindeki savaşlar dünyanın stratejik kaynaklarını ele geçirmek için büyük bir önem taşıyor.
Büyüme (Jüpiter) ve daralma (Satürn) arasındaki bu ilişkide ekonomi yöneticilerine, işadamlarına büyük iş düşüyor. Dünya çapına istikrarsızlığın arttığı bir süreçte, sermayenin nasıl korunacağı önemli bir soru haline gelirken, yatırımlarını 2020 sonrasında şekillenecek olan resme göre yapmak durumundalar. Benzer şekilde, kapanmakta olan bu döngü dünya siyasetinde de dengelerin yeniden sağlanmasını gerektirecek. Belki yeni liderler hemen gözükmeyebilirler ve özellikle de 2020 yılı dünya siyasetindeki güç dengeleri açısından son derece ciddi gündemler getirebilir zira bu dönemde yeni bir savaş döngüsü içinde olacağız. Öyle gözüküyor ki yeni bir düzen kurulmadan önce büyük karışıklıkların da yaşanması gereken bir sürece doğru ilerliyoruz.