Osmanlı sarayında astroloji önemli bir danışma konusu idi
Zayiçe eski Türkçe’de astroloji haritası anlamına geliyor. Son yıllarda üzerinde çalıştığım yüksek lisans tezimde 18. yüzyılda Osmanlı sarayında astrolojinin rolünü aldım. Bildiğiniz gibi astroloji tarih boyunca yönetici elit kesimin önemli başvuru kaynakları arasındaydı. 17. Yüzyıl öncesinde astroloji ve astronomi, dikkat çekici eleştiriler ve karşıtlıklar olmakla birlikte, doğuda ve batıda pek de fazla birbirinden ayrı değillerdi. Osmanlı sarayında astroloji (ilm-i nücum) II. Beyazıd döneminden bu yana kurumsal hale gelmeye başladı.
İncelediğim dönem 18. yüzyılda ise, özellikle III. Mustafa’nın hükümranlığında saraydaki astroloji faaliyetlerinin hızlı biçimde arttığı görülüyor. Kuşkusuz bunda Sultan III. Mustafa’nın özel ilgisinin de payı büyük. Uzun süre kafeste kalan ve zehirlenme korkusu ile yaşayan III. Mustafa için kendi geleceğini güven altına almak önemli bir ihtiyaç haline gelmiş olmalı. Bu dönemde dikkat çekici olan bir başka konu var ki o da, müneccimbaşı Fethiyeli Halil Efendi’nin son derece uzun bir süre, I. Mahmud döneminden itibaren 26 yıl boyunca görevde kalmış olması. Bu kadar uzun süre görevde kalmış olmasının çeşitli nedenleri olabilir ancak özellikle III. Mustafa ile yakın bir bağ içerisinde olduğunu görüyoruz.
Prof. Salim Aydüz’ün tezinde derlediği bilgilere göre müneccimbaşı Halil Efendi’nin 15 Zilhicce 1110 yılında, yani miladi takvime göre 14 Haziran 1699 tarihinde doğmuş olduğunu görüyoruz. Yaptığım astrolojik çalışmaya göre, doğum saatinin öğle saatlerinde olmuş olabileceğini düşünüyorum. Halil Efendi’nin zayiçesinde özellikle 1768 yılında başlatılan Rusya’ya karşı savaş bağlamında dikkat çekici görünümler var. Zira, sadrazam Koca Ragıp Paşa ölmeden önce, böyle bir savaşın çok vahim sonuçları olabileceği özellikle vurgulanırken, Koca Ragıp Paşa’nın 1763 yılında hemen ölümünün ardından, III. Mustafa’nın da savaşa çok hevesli olması sebebiyle, müneccimbaşı Halil Efendi’nin ahkamlarında savaşa girme öngörülerinin bariz biçimde ön plana çıktığını görüyoruz. Örneğin 1764 ahkamı bu bakımdan çok dikkat çekiyor.
Halil Efendi’nin astrolojik haritasını incelediğimde de, savaşa yönelik tutumu ile ilgili bilgilere ulaşıyoruz. Zira müneccimbaşının haritasında savaş gezegeni Mars, gündüz haritasında İkizler burcundaki Güneş’le birleşmekte. Aynı zamanda, yine doğum öncesi güneş tutulmasının Mars yönetimindeki Koç burcunda olduğunu görmekteyiz. Bu bakımdan, kişilik olarak müneccimin son derece risk alan, enerjik ve fazla sabırsız olan, iddialı bir karakteri olduğu anlaşılmakta. Bu durum, padişahtan da gelen taleplerle daha çok öne çıkmış olmalı. Bu arada, kuşkusuz yapılan taktik hatalar, örneğin Ruslara Ekim ayında savaş açıp (Mars o dönemde düşük olduğu Boğa burcunda geri harekette, asla savaş açılmaması gereken koşullar varken), orduların sefere çıkması için 1769 bahar ayı beklenmiş. Doğal olarak aradan geçen bu ay altı ay içinde, Rusların daha fazla savaş hazırlığı yapmalarına izin verilmiş oluyor. İlginç ki, kaynaklara göre müneccimbaşı ordunun sefere çıkması için Merkür’ün düzgün harekete dönmesini beklemiş ve ordular Merkür’ün düzgün harkete geçmesinin ertesi gününde hareket etmişler. Ancak yukarıda sözünü ettiğimiz nedenler doğal olarak yeteri kadar hazırlanarak geçirilmeyen bu süre sonunda Osmanlılar için büyük bir yenilgi getirmişti.
Müneccimbaşının haritasından onun çok hareketli, bilgili, heyecanlı, öğrenmeye açık bir kişi olduğunu da görmekteyiz.