Astroloji varoluşumuzu yansıtan bir ayna gibidir
Astroloji insanın kendini anlama ve anlam bulma arayışı içinde farklı uygarlıklarda doğayı ve evreni keşfetmenin ilk aşaması olmuş ve şaşırmak isteyen herkesi kendine çekmiştir. Popüler kültür içinde Astroloji sanki bir buzdağının görünen ucu gibidir. Medya içinde Astroloji ancak burçlar ve gelecek tahmini düzeyinde son derece yüzeysel anlaşılır. Bu yüzeysellik daha çok eğlenceli bir uğraş şeklinde ele alınır. Bu nedenle günümüzde Astroloji’nin doğru düzgün bir tanımını yapamayan ancak kendilerini astrolog olarak tanıtan kişiler dahi bulunmakta. Bu hengame içinde Astroloji’nin gerçek anlamda hayatımıza katabileceği boyutları farkedebilmek gerçekten çok zor gözüküyor.
Halbuki varoluşumuzu, hayattaki yerimizi, hangi şartlar içinde yer aldığımızı evrensel semboller, mitolojiler ve geometri yolu ile bize ayna tutan Astroloji sayesinde farkındalığımızı daha öteye götürebiliriz. Bu bir süreçtir ve içerisinde hayat yolculuğumuz yer almaktadır. Astroloji sanıldığının aksine başımıza ne geleceğini göstermekten çok, bize evrenle nasıl bir diyalog içerisinde olduğumuzu anlatır. Hayatımızın değişik basamaklarında, doğumdan çocukluğa, gençliğe ve olgunluğa, sonrasında da bu yaşam sürecimizi tamamladığımız ölüm anına, hatta onun ötesinde hayatta ne tür bir iz bırakabileceğimizi dair döngüleri, açılımları sembolik bir dille, kozmik düzeyde ve geometri yolu ile anlatır. Ancak sıklıkla günümüz insanı sadece dışsal olgulara odaklanarak, meslekte başarıya, ünvana, para kazanma hırsına ve maddi zevklere önem verirken, en temel ihtiyaçlarını farketmekte zorlanır. En temel ihtiyaçlarımız olan bedensel ve ruhsal sağlığımız, sevgi ve özsaygı konusunda kendimizi anlamakta nedense çok zorlanırız. Ancak sonunda hayatın getirdiği krizler, kayıplar ve hayal kırıklıkları bizi bu yönlerde daha farkında olmaya itebilir. Kendinin bile farkında olamayan, hatta ölene kadar sözünü ettiğimiz temel ihtiyaçları göremeyen pek çok insan bu hayattan gelip geçiyor.
Astroloji’nin değeri onun benzersiz derinliğinde, çağları aşan zenginliğinde yatmaktadır. Hikayeler ve mitler bize ayna tutarlar, insanın açmazlarını, karmaşalarını, güçlü ve zayıf yönlerini yansıtırlar. Doğum haritanızda, bu temel ihtiyaçların kozmik anlamda ne tür bir aşamada olduğunu görebilirsiniz. Hatta doğum öncesi tutulma ile ruhsal gelişim temalarını, Güneş’le varoluşunuzu ve hangi yönde parlamak istediğinizi ve yaratıcılığınızı, Ay’la duygusal yönelerimleri, çocukluk ve ait olma temalarını, Merkür ile zekanın farklı boyutlarını, marifetleri, Venüs’le duygusal bağları, aşkı ve güzellik anlayışını, Mars’la arzuları, elde etme isteğini ve bu yönde savaşı, Jüpiter’le yüksek değerleri, felsefe, ahlak ve sosyal normları, Satürn’le kuralları, disiplini ve gerçekçi bir çerçeve içinde hareket edebilmeyi, inşa edebilmeyi, Uranüs’le bireyselliğimizi ve farklılıklarımızı, Neptün’le bizi yaratıcı ile bütüne ulaştıran yönelimleri, mistik deneyimleri ve Pluton’la yenilenme, ölme ve yeniden doğarak güçlenme ilkesini anlayabiliriz.
Konusunda tecrübeli ve insan odaklı bir astrolog size bu bilgilerle aynalık görevi yaparken, aynı zamanda bu güçler arasındaki uyumları ve uyumsuzlukları, dolayısıyla yaşadığımız içsel çelişkileri de anlatabilir. Bu sayede Astroloji kendini anlama yolunda bizler için önemli bir araç ve farkındalık yolu olabilir.