Haritamızı yorumlarken bazı önemli detayları ele almamız gerekir
Astroloji hakkında herkesin bir fikri var. Kimileri öyle meraklı ki sürekli takip ediyor, sorular soruyor, hatta yorumlar getiriyor. Kimisi uzaktan, duydukları ya da karşısına geldiği kadarı ile ilgilenebiliyor. İlgilenenler için rehberlik edebilecek bazı bilgiler vermek istiyorum, zira kimi zaman çok yanlış durumlarla da karşılaşıyorum. Öncelikle yükselen burcun öneminden söz edelim. Çoğumuz için doğum günümüze bağlı olarak içinde Güneş’imizin bulunduğu burç önemlidir. Ancak kişinin hayat temaları açısından yükselen burç ilk referans noktasıdır. Astrolojik haritamızda hangi burç yükseliyor ise, hayatın farklı alanlarındaki temalar da farklı olacaktır. Her ev bir yaşam alanına karşılık geldiği için, örneğin yükselen İkizler’in 3. evi ile Yengeç’in 3. Evinde farklı burçlar vardır. 3. Ev algıyı, yakın çevreyi, iletişim ve hareket konularını anlatırken, yükselen İkizler’in bu konulardaki ifade Aslan, yükselen Yengeç’in ki ise Başak burcu yönünde olacaktır. Benzer şekilde, transitler, ilerletim yükselen burç referans ele alınarak değerlendirilirler, hatta yıllık haritalar dahi bu şekilde yorumlanırlar. Tüm bu nedenlerle, günlük, haftalık, aylık ya da yıllık genel değerlendirmeler okunurken, öncelikle yükselen burca göre bakmak daha doğru olacaktır.
Doğum haritamız belirli potansiyellerin haritasıdır. Haritamızdaki gezegenler belirli hayat kapasitelerine işaret ederler. Köşe evde (1., 4., 7. ve 10. Evler) yer alan gezegenler özellikle dikkat çekicidir zira bu evler en önemli konulara işaret ederler: Kişilik, aile, kökler, ilişkiler ve statü, tanınma. Bu evlerdeki gezegenler, iyi ya da kötü kendilerini açık bir şekilde ifade ederler. Yükselen burçtaki bir Mars, mücadeleci ve savaşçı yönlerini daha belirgin şekilde ilk andan itibaren ortaya koyacaktır. İkincil evler olan, 2., 5., 8. ve 11. evlerdeki gezegenler potansiyelleri daha çok hayatın ikinci yarısında ortaya koymaya başlarlar. Zira bu evler köşe evlerin sonuçlarına bağlıdır. Örneğin köşe bir ev olan 4. ev yuvayı, aileyi, 5. ev ise çocukları anlatır. Bu evlerdeki gezegenler belki ilk anda hemen ortaya çıkmayabilirler ancak zaman içinde anlaşılacaklar, netleşeceklerdir. Buna karşın üçüncül ya da düşen evler, 3., 6., 9., ve 12. ev, daha çok zihinsel boyuttaki konulara, soyut ya da daha az elle tutulur, daha çok iletişim, eğitim ve zihinsel süreçlere ait konularda kendilerini gösterir. Örneğin 9. Evdeki gezegenler medya, tanınma ve uzaklarla ilgili konular yolu ile gündeme gelir. 9. Evdeki Venüs, yabancılarla beraberliklerin ya da belki de evliliğin göstergesi olabilir.
Gece/Gündüz ayırımı çok önemlidir
Gece ya da gündüz doğmak harita yorumunda birinci öncelikte önemlidir. Haritamızda Güneş ufuk düzleminin üzerinde yer alıyor ise gündüz, altında ise gece haritasına sahibiz demektir. Eski astrologlar gündüz doğanların haritasında gündüz gezegenleri olan Güneş, Jüpiter ve Satürn’ün yükseleni gören ve özellikle köşe evlerde olmasının daha rahat ve destekleyici olabileceğini söylerler. Aynı şey gece doğanlar için, gece gezegenleri olan Ay, Venüs ve Mars için de geçerlidir. Eğer gündüz haritasında gece gezegenleri ya da gece haritasında gündüz gezegenleri daha fazla öne çıkar ise, bu kişinin mutluluğunda ve hayat temalarında daha fazla sürtünme, eksiklik ya da değişik problemler olarak ortaya çıkabilir. Kısaca söylemek gerekirse haritanın yorumlanması sadece gezegenlerin burç ve ev konumlarına bağlı değildir, gece/gündüz, eril/dişil gibi bir takım önemli detayları bir arada kullanmayı gerektirir.