1. Yaşımız ilerledikçe libidomuz azalıyor mu?
Yaşlanmaya bağlı birçok cinsel sorun ortaya çıkabilir. Cinsel isteksizlik bunlar arasında en sık görülen cinsel işlev bozukluklarındandır. Kadınlarda menopozla birlikte cinsel isteğin azalacağı düşüncesi vardır, aslında menopozla hormonlarda hızlı bir azalma sözkonusu değildir. Kadın menopozla birlikte yaşlandığını ve çekiciliğini kaybettiğini düşünüyorsa bu ruh halinin yarattığı psikolojik etki isteğin azalmasında daha fazla rol oynamaktadır.
Menopozla birlikte östrojen düzeyinde azalma varsa vajinada incelme ve kadının cinsel uyarılması için daha fazla uyarı yapılması ön sevişmenin daha uzun tutulması gerekir. Eğer çifte bu anlatılırsa cinsel yaşamlarını sorunsuz olarak devam ettirebilirler.
Erkeklerde yaşın ilerlemesine bağlı olarak sertleşme sorunları da ortaya çıkmaktadır. Sertleşme sorunu oranı yaşlanmayla birlikte artmakla birlikte yaşlanmanın mutlak bir sonucu değildir. İleri yaşlarda cinsel işlevi bozacak tıbbi problemler daha sık görüldüğünden yaşlı erkeklerde ki cinsel sorunlar yaşlanmanın bir sonucu olarak görülmektedir.
Bir çalışmada, erkekte yaşlandıkça peniste sertleşme oluşmasının daha uzun zaman aldığı, sertleşmenin sürdürülmesinin daha zor olduğu ve %32’sin de cinsel birleşme sırasında sertleşmenin kaybolduğu bildirilmiştir.
Yaşlanma ile özellikle ateroskleroz (damar sertliği) , hormonal ve nörojenik değişiklikler görülür.
2. “Ten uyumu” diye adlandırılan şey gerçekten var mı?
Bir çifti bir araya getiren önemli unsurlardan biri aralarındaki cinsel çekimdir. İki kişinin kimyasının tutması iki kişiyi bir araya getirmede önemlidir. Buna ten uyumu da denilebilir, kimyaların tutması da diyebiliriz.
Mutlu ve doyumlu bir ilişkinin unsurları nelerdir diye soracak olursak,
* Sevgilerini sözlü ve cinsel olarak ifade ederler
* Yakınlaşmaktan, bağlanmaktan kaçınmazlar
* İlişkide güven duyarlar ve sürekli olarak terkedileceği düşünceleriyle kafaları meşgul değildir ve yersiz kıskançlıklar yapmazlar
* İlişkiye bağlıdırlar, sadakat vardır ve sürekli bir arayış içinde değillerdir, ilişkilerinde mutlu ve tatminlerdir
* Söz vermekten, sözlerini tutmaktan kaçınmazlar
* Duygusal bir yakınlıkla beraber cinsel ilişkileri de iyidir
* İlişkide biz duygusu içindedirler, çevreden gelen sorunlara, haset ve öfkeye birlikte yanyana durarak direnebilir ve ilişkiyi güçlü olarak tutarlar
* İlişkide şehvet ve sevgiyi birbirine zarar vermeyecek şekilde bir arada bulundurabilirler
* Birbirlerine cinsel istek ve fantezilerini söylemekten çekinmezler, birbirlerinin orgazmından haz ve doyum alabilirler
3. Libidoyu canlandırmayı vaat eden haplar ilerleyen yaşlarda ne kadar başarılı oluyor?
Cinsel istek azlığının henüz ilaçla tedavisi mümkün değildir. “Cinsel gücü arttırdığı” söylenen çeşitli gıda maddelerinin tüketilmesinin cinsel istek üzerine bir yararı yoktur. Ancak kişi aldığı bu gıdaların kendisine faydalı olacağını düşünüyorsa psikolojik olarak rahatlayarak fayda görebilir.
Hormonları normal düzeylerde olan kişilere seks hormonları verilmesi yararsız olduğu gibi uzun vadede hormonal dengeyi bozduklarından zararlıdır.
4. Türkiye’de bu tarz hapların kullanımı ne kadar yaygın?
Cinsel sorunların tedavisi en fazla yanlışların yapıldığı, istismarın ve etik dışı uygulamaların olduğu alanlardan biridir. Cinsel sorunu olan kişiler bu sorunu bir yakınlarıyla paylaşmakta hatta cinsel sorun yaşayan kişi bazen partneriyle bile bu sorunu paylaşmaktan kaçınmaktadır. Bu sorun için hekime, terapistlere başvuru oranları da düşüktür. Cinsel sorunlarla ilgili bilgilenme yolu ağırlıklı olarak internet üzerinden olmakta ve herhangi bir cinsel sorunla internet üzerinden arama yapıldığında bu ürünlerin reklamıyla karşılaşılmaktadır. Zaten bu konuda kendini çaresiz hisseden, kimseyle paylaşamayan, hekime gitmekte zorlanan, çekinen kişi reklamlarında çok şey vadeden bu ürünlere başvurmaktadır. Maalesef bu ürünler denetimi yapılmadığından, içlerinde ne olduğu tam olarak bilinmediğinden bitkisel ve zararsız olarak sunulan bu ürünlerin zararlı sonuçlarıyla karşılaşılmaktadır.
5. Düşük cinsel enerjinin psikolojik nedenleri nelerdir? Haplarla tedavi yeterli olur mu? Ne gibi psikoterapiler uygulanabilir?
Cinsel isteksizliğin psikojenik nedenleri arasında ilişki sorunları ya da partnere ilgi kaybı sık görülen nedenlerdendir. Cinsel istek bozukluğunun tedavisinde diğer cinsel işlev bozukluklarına göre kişinin partnerinin ve ilişkisinin daha ayrıntılı değerlendirilmesi gerekir.
Cinsel isteksizliği bir başka psikojenik nedeni ise cinsel yönelimle ilgili sorunlardır. Bazen kişi cinsel ilgisinin kendi cinsine yönelik olduğunun farkındadır ancak bu durumun başkaları tarafından fark edilmesini istemediğinden karşı cinsle ilişki kurabilir, evlenebilir. Ancak karşı cinsle ilişkide istek, uyarılma ve orgazm zorlukları yaşar. Bazen de kişi eşcinsel arzularını bastırır ve kendisi de farkında olmaz. Karşı cinsle ilişkide nedenini bilmediği bir isteksizlik ve zevk alamama yaşar. Cinsel yönelimi aslında kendi cinsine yönelik olan bu bireylerde karşı cinse yönelik cinsel isteksizlik, yanlışlıkla cinsel istek bozukluğu olarak yorumlanabilir. Bu bireylerin karşı cinse yönelik cinsel istek duymalarını sağlamaya çalışmak yararsız olduğu gibi uygun bir yaklaşım da değildir.
Cinsel fobiler ya da kaçınmalar, gebelik ya da çocuk sahibi olma korkusu, bir başkasına yakınlaşma ve bağlanma ile ilgili sorunlar, cinsel eşin cinsel becerisinin yetersiz oluşu, yaşla ya da çekicilikle ilgili kaygılar, beden imajına yönelik algının olumsuz yönde bozulması, evlilik çatışmaları, ekonomik güçlükler gibi stresli yaşam olayları de cinsel isteksizliğe sıklıkla neden olan sorunlardır. Ülkemiz için önemli bir başka neden cinselliğin günah ve ayıp olduğu yönündeki katı dini ve ahlaki inançlardır.
Cinsel işlev bozukluklarının çoğu 6-10 seans süren cinsel terapilerle oldukça başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir.
6. Yaşla beraber gelen cinsel istek azalması kadınlarda ve erkeklerde farklılıklar yaratıyor mu?
Kadınlarda yaşla birlikte vajinal ıslanma gibi cinsel uyarılma tepkileri daha geç olabilmektedir. Kadında cinsel uyarılma olmadığı zaman cinsel ilişki sırasında ağrı ve acı hissedebilmekte bu da ikincil olarak cinsel ilişkiden kaçınmasına ve buna bağlı olarak gelişen cinsel isteksizliğe yol açabilmektedir.
Erkekte ise şüphesiz yaşa bağlı olarak sertleşme düzeyi kademeli olarak azalır. Bu birçok faktöre bağlıdır. Yaşlanmanın normal fiziksel değişimlerine, kardiovasküler hastalık riskinin artmasına ve sertleşme oluşmasına karşı duyulan performans anksiyetesine bağlı olarak sertleşme etkilenir . Yaşlı erkeklerde peniste sertleşme görsel, psikojenik ve nongenital uyarılardan daha çok direkt olarak penise dokunmayla olur. 70 yaş üzerindeki erkeklerin %65’inden fazlası hafifden şiddetli düzeye kadar değişen oranlarda sertleşme sorunundan yakınırlar .
Yaşlanmaya bağlı orgazmik kas kasılmaları zayıflamakta, boşalma ve orgazm süresi uzamakta ve ejakülat (meni) atım hızı düşmektedir.. Yaşla birlikte cinsel istek de azalır