Erektil disfonksiyon olan erkeğin partnerinde var olan cinsel işleve neden ve sonuç ilişkisi üzerinden bakmak gerekir. Partnerde olan bazı cinsel işlev bozuklukları vajinismus, cinsel isteksizlik ve anorgazmi gibi erkekte ikincil olarak erektil disfonksiyona yol açabildiği gibi, erkekte var olan erektil disfonksiyon partnerde ikincil olarak cinsel isteksizliğe ve cinsel ilişki sırasında orgazm olamamaya yol açabilir. . Örnek olarak vajinismusu olan kadınların eşlerinde yüksek oranda erektil disfonksiyon görülmektedir.
Erektil disfonksiyon yaşayan erkek genellikle bunu eşiyle paylaşmada sorun yaşamaktadır. Sertleşme sorunu ortaya çıktıktan sonra eğer çiftin yakınlık duygusu ve ilişkide güven duygusu yoksa erkek sorunu eşiyle paylaşmakta zorluk çekmektedir ve erkeğin mahcup ya da rezil olma endişesiyle cinsel ilişkiden kaçınmasına neden olmaktadır. Erkeğin ereksiyon sorunu sebebiyle cinsellikten kaçınması kadında istenmiyor, arzulanmıyor duygularını ortaya çıkarmaktadır. Hatta bu duygu kıskançlık ve eşinin başka birisiyle olduğu endişelerini ortaya çıkarabilmektedir, bütün bunlar da çiftin ilişkisini bozmaktadır. Erkeğin erektil disfonksiyon yaşadığı için cinsellikten kaçınması, dolayısıyla da partnerinden tamamen uzaklaşması ve hatta hiç dokunmaması partnerin nedenini bilmediği sürece kafasında başka şeyler kurmasına ve istenmiyor duygusuyla kendine güvensizliğe yol açabilmektedir. Kadın kendi kadınlığını sorgulamaya başlamakta ve yetersizlik duyguları yaşamaktadır, bu durum da kadında depresif duyguların ortaya çıkmasına, depresyon da kadında ikincil olarak cinsel isteksizliğe yol açabilmektedir.
Tedaviye başvuran erkeği eşiyle tedaviye gelmeye ikna etmek sıklıkla güç olmaktadır. Erektil disfonksiyon yaşayan erkek tedavide eşini dışlamaktadır, oysaki eğer erkek ikna edilip partnerin tedaviye eşlik etmesi sağlandığında tedaviye olumlu katkısı oldukça fazla olmaktadır. Erkek için sertleşmenin, eşi için kendisi için olduğu kadar önemli olmadığını görmek şaşırtıcı ve rahatlatıcı olmaktadır. Çünkü genelde kadın bu sorunu erkek kadar sorun etmemekte, bu durumu ilişkilerinde bir engel olarak görmemektedir ve genelde tedavide eşine yardımcı ve destekleyici rol oynamaktadır. Kadın için ilişkide ki yakınlık duygusu, duyguların paylaşılması, eşiyle duygusal yakınlığı yaşaması, dokunmak, ön sevişme cinsel birleşme kadar haz vermektedir. Erkek daha fazla sonuca odaklanırken, kadın o sonuca giden yolda ki diğer şeylerden de haz almaktadır. İyi cinsellik için, ereksiyon ve cinsel birleşme istenilir ama zorunlu değildir.
Erektil disfonksiyon için başvuran çiftlerde kadın da tedavi seanslarında kendi cinselliğini konuşmak ve cinsellikten beklentilerini anlatmak fırsatı yakalamaktadır. Belki de eşiyle ilk kez cinsellikleri hakkında konuşmaya başlamaktadır. Çiftin daha önce yaşadıkları cinsel birleşme odaklı cinsel ilişkileri, kadının da beklentileri doğrultusunda ön sevişmenin daha uzun olduğu, kadının daha zevk aldığı ilişkilere dönüşmektedir. Bu durum çiftin cinsel ilişkisinde bir dönüm noktası yaratabilmektedir.