Günümüzde hem üreme hücrelerinin (yumurta ve sperm hücresi) hem de embriyonun dondurulup uzun yıllar saklanabilmesi ve bebek istendiğinde çözülerek kullanılması teknik olarak mümkün.
Tüp bebek tedavilerinde transfer sonrası arta kalan fazla embriyolar uzun yıllardır Tüp Bebek Merkezlerinde dondurulup saklanabiliyordu. Üreme hücrelerinin dondurulması ise ancak çok özel koşullara bağlı idi. Yumurta dondurmadaki kısıtlamaların büyük oranda kaldırılması ülkemizdeki tüp bebek uygulamalarında yeni bir dönem açtı.

Haberin Devamı

Yumurta dondurma işlemi sonrası ilk canlı doğumla sonuçlanan işlemin 1986 yılında Avusturalya’da uygulanmasından sonra günümüze kadar geçen 30 senede yumurta dondurma teknikleri ve başarı oranları hızla artmıştır. Günümüzde artık dondurulmuş yumurtaya uygulanan tüp bebek yöntemleriyle yüksek gebelik oranları elde edilebilmektedir.

Yumurta dondurma işlemi günümüzde değişik sebeplerle yapılmaktadır.

Ailede kalıtsal olarak erken menopoz varsa, diğer bir deyişle genç yaşlarda doğurganlık özelliğini kaybetme riskine sahip olan kadınlara bu yöntem uygulanabilir. Yumurtaların dondurulması sayesinde bu riskten kaçınmak mümkün olacaktır.

Özellikle ilerleyen yaşa ya da yaşı genç olsa bile değişik sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabilen azalmış yumurtalık rezervi durumunda yumurtalar dondurabilmektedir. Bu sayede ayrıca yumurta gelişimi yeterli olmayan kadınlar için biriktirme amaçlı yumurta dondurma uygulaması da yapılabilir ve neticesinde tüp bebek uygulamalarında daha fazla sayıda embriyo elde edilebilir.

Ayrıca yapılması planlanan ve yumurtalık rezervini etkileyebilecekkadın hastalıklarıyla ilgili ameliyatlar öncesi de yumurtalıklar uyarıldıktan sonra elde edilen yumurtalar ileride kullanılmak üzere dondurularak saklanabilmektedir. Bu konu özellikle kanser operasyonları öncesinde önem kazanmaktadır.

Kısırlık riskine karşı tedavi öncesi yumurta dondurma!

Kanser Hastalığının gittikçe artış gösterdiği günümüzde uygulanan cerrahi ve ardından kemoterapi, radyoterapi gibi tedavilerle yaşam süresi uzatılmaktadır. Ancak özellikle genç yaştaki hastalar için tedavi sonrası dönemde ortaya çıkan üreme sorunları önemli bir sosyal problem haline gelebilmektedir. Kanser tedavisinde uygulanan kemoterapi ve özellikle de radyoterapi işlemleri, üreme sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, kanser tedavisinin ardından çocuk sahibi olmayı düşünen kişilere tedaviye başlamadan önce mutlaka bu konuda önlem almaları tavsiye edilmektedir.

Haberin Devamı

2014 yılının sonlarında ülkemizde yasal hale gelen yumurta dondurma işlemi, bu bağlamda kanser hastası olan kadınlar başta olmak üzere sıkça tercih edilmeye başlanmıştır.

..

Kemoterapi sonrası infertilite yani kısırlık sıklığı, alınan kemoterapi ilacına bağlı olarak %15-30 oranında görülebilmektedir. Diğer yandan özellikle alt karın bölgesine radyoterapi verilmesi gereken durumlarda bu tedavi, büyük oranda kısırlık sebebi olabiliyor. Yönetmelikte “Kadının yumurtalıklarından toplanan olgun yumurtaların ileriki yıllarda çocuk sahibi olunabilmesi için özel dondurma yöntemleriyle dondurulup saklanması” olarak açıklanan dondurma işlemi, Eylül 2014’te Yardımcı Üreme Teknikleri Yönetmeliği’nde yapılan düzenleme ile ülkemizde de yasal hale gelmiştir.

Haberin Devamı

İşlemin mutlaka deneyimli tüp bebek merkezlerinde yapılması gerekir...

Yardımcı üreme teknikleri konusunda sertifikalı kadın doğum uzmanı, hastanın yumurtasını belli bir takibin ardından 10-12 gün sonra toplar. Yumurtaların kadınların hormonal ilaçlar ile uyarılmış yumurtalıklarından vajinal ultrasonografi ve yumurta toplama iğnesi yardımıyla toplanması gerekir. Toplanan yumurtalara dölleme ve rahime transfer işlemi yapılmaz. Bunların yerine yumurtalar, özel kimyasal solüsyonlar ile belirlenmiş süreler boyunca muamele edilir ve hastaya özel olarak hazırlanmış taşıyıcılarda -196 santigrat derecedeki sıvı azotu içeren tanklarda saklamaya alınır. Dondurma işlemi, tüp bebek merkezinin embriyoloji laboratuvarında sorumlu embriyologlar tarafından yapılır.”

Yumurtalar vitrifikasyon denilen ve oldukça pratik olmasına karşın tecrübe ve dikkat isteyen dondurma yöntemiyle başarılı şekilde dondurulup saklanmaktadır. Vitrifikasyon ( camlaştırma ) işlemi çok hızlı dondurma işlemidir ve dondurma sırasında yumurtalara ciddi zararlar verebilen buz kristallerinin oluşmasını engelleme esasına dayanmaktadır.

Vitrifikasyon ile dondurulan yumurtalar çözüldüğünde yumurta başına % 90 dan fazla canlılık oranları elde edilmektedir. Çözülen her bir yumurta başına canlık oranlarındaki % 5-10 kayıp olasılığı yumurta dondurma işleminin en önemli risklerinden biridir. Çözülme sonrası canlı olarak gözlenen yumurtalara daha sonra eşlerden elde edilen sperm hücreleriyle İCSİ ( mikroenjeksiyon ) işlemi gerçekleştirilir ve elde edilen embriyolar laboratuvarda özel kültür sistemlerinde belirli süre büyütüldükten sonra ana rahmine transfer edilir.

Yapılan son bilimsel çalışmalarda vitrifikasyon işlemi ile dondurulan yumurtalardan çözme sonrası elde edilen embriyoların rahime nakliyle taze denemede elde edilen gebelik oranlarına yakın gebelik oranlarının elde edildiği gösterilmiştir.

Üzerinde daha fazla tecrübe sahibi olunan sperm dondurma işleminde ise sperm hücreleri canlılıklarını uzun süre koruyabilmek amacı ile dondurularak saklanabiliyor. Bugüne kadar yapılan bilimsel çalışmalar, dondurulmuş ve çözülmüş hareketli spermler ile yapılan mikroenjeksiyon sonrasında döllenme ve gebelik oranlarının olumsuz etkilenmediğini gösteriyor. Şayet dondurma için iyi kalitede, yeteri kadar sperm elde edilebilmişse dondurulup-çözünmüş spermler kullanılarak da mikroenjeksiyon yapılabilir.

Yardımcı Üreme Teknikleri Yönetmeliği’ne göre; isteyen bekar bayanların yumurtalarının dondurulması için yumurta rezervlerini azaldığının da belgelenmesi gerekiyor. Dondurulmuş üreme hücreleri merkezlerde en fazla beş yıl süreyle saklanıyor. Daha fazla saklanması bakanlığın ve hücre sahiplerinin iznine tabi olup; saklanan numunelerin değerlendirmeleri, sayımları ve tekrar kullanılmasını engelleyecek şekilde imhası ilgili müdürlük bünyesinde kurulacak komisyon tarafından yapılıyor.

Doç. Dr. Selman Laçin