Son doğumumda kordonlarımı bağlatmıştım….acaba hata mı yaptım ?

Ailedeki çocuk sayısını tamamladığını düşünen çiftler için artık korunma zamanıdır.. erkeğin ve kadının kullanabileceği pek çok yöntem var elbette korunmak için.. Kadının uygulayabileceği yöntemler arasında istatistiklere göre en fazla tercih edilen yöntemler doğum kontrol hapları ve halk arasında Spiral adıyla anılan rahim içi araçlar. Ancak her gün düzenli ilaç kullanma zorunluluğu, kimi kadınlarda görülen adet süre ve miktarında fazlalaşma gibi sorunlar nedeniyle her kadın için uygun olmayabiliyor bu yöntemler. Kesin etkili ve kullanım sürecinde problem yaratmayan yöntemler arasında ise kadının kordonlarının bağlanması seçeneği öne çıkıyor. Yani Sperm ile yumurtanın buluştuğu kanalların (Fallop tüplerinin) bağlanması.. Ancak küçük çaplı da olsa bir cerrahi girişim gerektirdiği için daha az tercih edilen bu yöntem aslında birçok açıdan üstünlüğü olan bir seçenek. Öncelikle hap kullanırken ya da spiralle gebe kalan kadınların olduğu düşünülürse bu yöntemin başarısızlığı söz konusu değil, yani kesin etkili. Herhangi bir yan etkisi de söz konusu değil. Tüpleri bağlatma kadının cinsel istek ya da performansında herhangi bir azalmaya sebep olmadığı gibi kadında kilo alma veya kıllanmada artmaya da kesinlikle yol açmıyor. Konuyla ilgili diğer bir şehir efsanesi de “Kordonlarını bağlatanların yumurtalıkları zarar görüyormuş, erkenden menopoza giriyorlarmış..” söylencesi. Elbette ameliyatta yapılması gerekenden fazlası yapılır ve yumurtalıklara giden kan akımını bozacak bir işlem yapılırsa teorik olarak böyle bir söylemden bahsedilebilir ama standart olarak yapılan “kordonların bağlanması” işleminin böyle bir sonuca yol açması hiç de olası değil. Tüp bağlatma işleminde, farklı yöntemlerle rahimden çıkan Fallop tüpleri kesilerek yumurtanın sperm ile karşılaşması ve döllenmesi engelleniyor hepsi o kadar.. İşlem değişik zamanlarda; sıklıkla sezaryen ameliyatı sırasında, normal doğumdan sonra, veya ayrıca laparoskopik olarak da yapılabilir.

Haberin Devamı

Kordonları bağlanmasıyla ilgili akıllardaki en büyük çekince ise “ya tekrar çocuk istersem o zaman ne olacak” sorusu.

Haberin Devamı

Türkiye'de yüksek olan sezaryen oranları nedeniyle birçok kadının ikinci veya üçüncü sezaryen esnasında kanallarının bağlandığını ancak sonradan değişen koşullar nedeniyle tekrar çocuk istediğini sıkça görmekteyiz.

Elbette bu da kimi zaman karşılaşılabilen bir durum ve o durumda da iki seçenek önümüze çıkıyor. Birincisi; bir ameliyatla bu kanalların yeniden açılmasıdır. Bu konuda eğitim almış bir cerrah tarafından yapıldığında başarı oranı oldukça yüksek bir yöntem olduğu söylenebilir ama günümüzde gittikçe daha az tercih edilir bir çözüm olduğu görülüyor. Sonuçta yeni bir ameliyat gerektiriyor. Diğeri ise tersine gün geçtikçe yaygınlaşan bir yöntem, Tüp Bebek yöntemi.

Aslında tüp bebek tedavi sebepleri içerisinde en yüksek başarıyı sağladığımız durumlardan biri.. zaten üretken olan bir çift için sperm ve yumurtanın döllenmesini sağladığınızda yani spermi yumurtayı laboratuvarda yan yana koyduğunuzda kolayca birleşmeleri ve oluşan bebeğin de Rahim içerisine transferi ile yüksek oranda gebelik elde edilmesi mümkün.

Haberin Devamı

Özetle söylemek gerekirse cerrahi korunma yöntemlerinden olan kadının kordonlarının bağlanması işlemi ailesini tamamlamış ve yan etkileri olmayan kalıcı bir yöntem düşünen kadınlar için ilk planda tercih edilecek uygun bir yöntem.

Doç. Dr. Selman Laçin

www.selmanlacin.com