Yaz tatilinde Zombi filmi çekmeye çalışan bir grup öğrencinin tanık olduğu tren kazası tahmin bile edemeyecekleri gizemli olayları beraberinde getirir…
Super 8
Amerika'nın küçük bir kasabasında okulların kapanmasıyla yaz tatiline çıkan bir grup öğrenci ellerinde 'Super 8' kameralarıyla zombi filmi çekmek için harekete geçer. Kısıtlı imkânlarla filmi tamamlamaya çalışırlarken büyük bir tren kazasına tanık olurlar. Kazadan ne olduğu anlaşılamayan bir varlık sağ kurtulur. Kısa bir süre sonra da kasabadaki insanlar teker teker kaybolmaya ve açıklanamayan olaylar yaşanmaya başlar. 'Super 8' kamerasındaki zombi filmini izlemek isteyen öğrencileri ise büyük sürpriz beklemektedir...
Gizemi sonuna kadar koruyamıyor
J.J. Abrams'ın senaryosunu yazıp, yönettiği 'Super 8' filminin odağında Las Vegas'ın 153 kilometre kuzeyinde, Groom Irmağı yakınında bulunan '51.Bölge' yer alıyor. Birçok Amerikalı '51.Bölge'yi Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı ve Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri'nin uçak ve düşman silahları inceleme, analiz etme ve araştırma merkezi olarak görürken UFO teorisyenleri bölgede uzaylıların incelendiğine inanıyor.
İşte bu ikilemi çok iyi yakalayan Abrams'ın hikâyesi de gizli bir kargonun '51.Bölge'den son durağı belli olmayan bir noktaya trenle taşınmasıyla başlıyor. Her şey yolunda giderken tren kaza yapıyor ve gizli kargo ortadan yok oluyor...
Film bu gizemli girişle bilimkurgu sevenleri can evinden vuruyor. Hatta, kasabada yaşayan insanların ortadan kaybolmaları bunu yapan yaratığın ya da uzaylının tamamının gösterilmemesi heyecanı bir kat daha arttırıyor. Ama gizemin ortaya çıkması ile filmin finali izleyenleri yeterince etkilemiyor. (Aşağıdaki paragraflarda spoiler bulunmaktadır.)
Spielberg'ten çok etkilenilmiş
'Super 8' sanki 1982 yapımı Steven Sipelberg'ün 'E.T' filminin çakması gibi duruyor. Zaten filmin yapımcısı da Sipelberg olunca, benzer sahnelerin yaşanmaması şaşırtıcı olurdu. Yine bir uzaylı dünyada kalmış ve evine gitmeye çalışıyor. Yine ona çocuklar yardım ediyor. Yine askerler kötü adam rolünde. Tabii ki 'Super 8'in dijital efektleri 'E.T'ye göre çok daha iyi ama 'E.T'nin yakaladığı sıcaklıktan eser yok. Zaten, J.J. Abrams, başrol oyuncusu Joel Courtney'in annesini filmin başında öldürerek izleyici ile duygusal bir bağ kurmaya çalışıyor. Böylece büyük bir hataya imza atıyor çünkü aynı hikâyeyi M.Night Shyamalan, 2002 yapımı Signs(İşaretler) filminde işlemişti. ( Mel Gibson'ın eşi arkadaşının kullandığı araçla bir trafik kazasına kurban gitmişti.) Ne hikmetse(artık esinlenme diyelim) 'Super 8'de de Courtney'in annesi bir kaza sonucu ölüyor ve bunu kasabadan tanıdık biri yapıyor.)
Devamlılık hataları göze batıyor
Filmin genelinde maalesef devamlılık hataları var. Tren istasyonuna gitmek için araba bekledikleri sahnede ise büyük bir montaj hatası göze çarpıyor. Elinde jelibon yiyen Joel Courtney, kendisini hemen karşıdan çeken kameraya bakıp, bir şeyi takip ediyor. Sahnenin devamındaki yan çekimde kafası, duruşu ve hareketleri birbirini tutmuyor. Bu sırada bekledikleri araba yanlarına geldiğinde Courtney, jelibon yerkenki haline dönüyor ve gözleriyle kamerayı takip etmeye devam ediyor. Yani film çekilirken sanki araba geliyormuş gibi oynadıkları sahne daha araba gelmeden montajda kullanıldığı için biraz saçma duruyor. Tabii ki bu bir, iki saniye sürüyor. Ama dikkatli izleyicilerden kaçmayacak kadar uzun bir zaman. Ayrıca, filmin en iyi oyunculuğunu Elle Fanning sergiliyor. Çok doğal ve içten.
İyilik eden iyilik bulur!
Filmin en can alıcı bölümü Courtney ve uzaylının karşılaştığı sahnelerde yaşanıyor. ABD'li askerleri öldürmekten hiç çekinmeyen uzaylı, Courtney'e dokunmuyor. Çünkü uzaylı bile olsa kendisine zarar vermek isteyen ve istemeyenleri birbirinden ayırt edebiliyor. 'İyilik eden iyilik bulur' sözü de böylece güncelliğini koruyor…