Son yılların modası el kamerasıyla çekilen 'Son Ayin’, belgesel tadında görüntüleri ve sürpriz finaliyle şeytan çıkarma ayinlerini seyirciye değil
'Tanrı önce şeytanı yarattı. Kötülükten önce iyilik yaratıldı. İnsanlar ise kötülüğü yarattı.’
Ozan Akarı
ozan.akari@milliyet.com.tr
Son Ayin- The Last Exorcism
Peder Cotton Marcus, şeytan kovma ayinlerini gerçekleştirmek için Lousiana'da Sweetzer'ın çiftliğine gider. Çünkü Sweetzer'ın kızı Nell'in ruhu, kötü bir iblisin eline geçmiş ve onun adeta esiri haline gelmiştir. Peder Marcus hiç vakit kaybetmeden neyle karşı karşıya kaldığını öğrenmek için Nell’den ve ailesinden bilgi almaya çalışır. Ancak, durum hiç de göründüğü gibi değildir…
Anlattığı hikâyeye çok inanan bir film!
Evet, yanlış okumadınız. 'Son Ayin’ filmi izleyiciyi anlattığı hikâyeye inandırmak yerine adeta kendi kendini kandırıyor. Üç bölümden oluşan film sizi zorla ama zorla izlediğinize inandırmak istiyor. Giriş bölümünde peder Marcus ve onun ailesini tanıyorsunuz. Peder diyor ki: Eğer Tanrı’ya inanıyorsanız, şeytana da inanmak zorundasınız. Hatta siz bir Hıristiyansanız ve kutsal kitaba inanıyorsanız o zaman şeytana da inanmalısınız.
Bir film düşünün insanların içlerine giren şeytanları size inandırmak için ilk önce inancınızı sorguluyor! Bizi sorgulama anlat…
Gelişmede içine şeytan giren kız, ailesi ve yaşadığı çevre hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Sonuçta, nihayet şeytan ve peder hiç de doyurucu olmayan, çok basit bir konuşma yapıyor. (Şeytan’ın Avukatı filminde şeytan, Tanrı’yı öyle bir anlatıyordu ki... Film bittikten sonra bile kafanızda acaba kalıyordu.) Burada ise tam tersi:
Şeytan: Bana artık inanıyor musun?(Diyor)
Peder ise Tanrı, İsa adına yardım isteyerek kutsal kitaptan metinler okuyor. Hani filmin başında 'Şeytana inanmalıyız’ deniliyordu. Tamam, şimdi gördük şeytanı ama neden bunu yaptığını(Birilerinin içine girdiğini) anlamadık!
Görüntüler belgesel gibi tadında
Bütün film boyunca izleyiciyi doyuran görüntüler ahırda geçen ve kızın iki büklüm olduğu sahnelerde ortaya çıkıyor. Sinema görsel demektir. Fakat, filmde gerçeklik duygusu verilecek ya; açılıp kapanan kamera(devamlılığı olmayan sahneler), net olmayan görüntüler, kapkaranlık çekimler…
Biz bunları Blair Cadısı’nda ve Canavar’da da görmüştük sanki…
Bu kadar olumsuzluğa rağmen diğer şeytan çıkarma filmlerinden bir adım daha ilerde duruyor 'Son Ayin’. Ani çıkışlarla izleyici korkutulmadan, içine şeytan giren kızın sesini kalınlaştırıp onu iğrenç bir yüze kavuşturmadan faklı olmayı bir nebze olsun başarıyor.
Şeytanı Tanrı’nın silahıyla vurmak
Üniversitede okurken utandığı ve heyecanlandığında yanakları kıpkırmızı olan bir kıza âşık olmuştum. Hani gözler söylermiş ya her şeyi, onun adeta yanakları söylüyordu… Aşk ile yanıp tutuşurken ayrılmak zorunda kaldık. O bir tarafa savruldu ben başka tarafa… Geçenlerde kısa bir süre de olsa birbirimizi gördük. Bakışlar bakışlara karıştı, gözler dile geldi. Onun ise yanakları yine kıpkırmızıydı. Yaklaşık dört yıl olmuştu ama içimdeki saf duyguyu hemen hissettim… İşte bu öyle bir güçtü ki, şeytan bile önünde duramazdı. Tanrı’dan bize verilen ve kimsenin fark etmediği gizli bir silah…
'Son Ayin’de iblisi yok etmek için okunan dualar yanında aile bireylerinin birbirlerine olan sevgileri ve kızı koşulsuz kabul eden bir gencin aşkı olsaydı, film çok daha iyi bir anlam kazanırdı.(İçi boş şeytan kovma sahneleri ve iblislere koşulsuz inanın sözlerinin yerine)
El kamerasıyla parayı toplamışlar
Son yıllarda moda olan el kameralı filmler kervanına 'Son Ayin’ de katıldı. Hadi hayırlı olsun. Film kutuları ve filmin banyo edilmesi yok. Öyle ama aman ne kurgusu varne de ışığı. Set ekibi desen, onlarda kimmiş! 1.8 milyon dolar gibi çok düşük bir bütçeyle çekilen film Amerika’da 41 milyon dolar hâsılat elde etti.