İnsanların birden bire ortadan kaybolduğu ‘Kıyamet Gecesi’ dünyaca ünlü televizyon dizisi ‘Lost’u anımsatsa da gerilim ve gizemini sonuna kadar koruyan nadir yapımlardan…

İnsanların birden bire ortadan kaybolduğu ‘Kıyamet Gecesi’ dünyaca ünlü televizyon dizisi ‘Lost’u anımsatsa da gerilim ve gizemini sonuna kadar koruyan nadir yapımlardan…

“Anlam veremediğimiz yıkımları Tanrı’ya mal ederken neden iyiliğin, sevginin ve mutlulukların Tanrı’dan geldiğini görmezden geliyoruz.”

Vanishing On 7th Street- Kıyamet Gecesi


İnsan nüfusunun büyük çoğunluğu bir anda ortadan kaybolur. Arkalarında sadece kişisel eşyaları kalır. Bu açıklanamayan olaydan kurtulan bir grup insan 7. Cadde’deki bir barda toplanır ve yaşadıklarını tartışmaya başlar. Ne olduğunu anlamadıkları bir karanlık insanları ele geçirmektedir. Hem de gözlerinin hemen önünde. Tek kurtuluşlarıysa bir ışık kaynağıdır…

Haberin Devamı

Gerilim dozu çok iyi ayarlanmış


‘Kıyamet Gecesi’ ilk dakikalardan itibaren izleyicileri büyük bir gizemin içine çekiyor. İnsanların saniyeler içinde yok olması, geriye sadece giysilerinin kalması biraz kafa karıştırsa da son ana kadar heyecan korunuyor. Filmde hayatta kalanların neden götürülmediğini, yaşamdaki hiçbir şeyin tesadüf olmadığını anladığınızda fark ediyorsunuz. Tesadüfün olmadığına inananlar ise yaratıcı gücün gerekliliğini sorgulayıp Tanrı’yı aramaya başlıyor...


Kısacası, temeli dine dayalı bir filmle karşı karşıyayız. Söylemler öyle açık bir şekilde verilmiyor ama siz çıkarımlarda bulunuyorsunuz. (Bir muhabir canlı yayında yaşadıklarını anlatırken gölgelerin içinden 8 yıl önce ölen kardeşinin sesini duyduğunu söylüyor ve ekliyor ‘Kendi ışığınızdan ayrılmayın’. Bir başkası insanoğlunun sıfırlandığını düşünüyor ve ‘Tanrıdan olmadığını kim söyleyebilir?’ diyor.)
Filmde karanlık, kötülüğü; ışık, sevgi ve iyiliği temsil ediyor. Tanrı, sevgi ve ışıktan oluşuyor. Ne kadar çok ışıkla dolarsan ona o kadar çok yaklaşırsın mesajı veriliyor. Zaten filmin finalinin kısmen de olsa kilisede geçmesi tesadüf değil!

Lost’un yeniden çevrimi


Amerikan tarihinde yüzyıllar önce meydana gelen ve hala çözülemeyen sırlarla dolu bir olay filmin çıkış noktasını oluşturuyor.1587 yılında Carolina açıklarındaki Roanoke adasına yerleşen İngiliz kolonistlerin ardında tek bir iz bırakmadan yok olması “Kıyamet Gecesinin’’ senaryosu ile örtüşüyor.
Filmdeki bazı sahneler milyonlarca hayranı bulunan ’Lost’ dizisini de hatırlatıyor. Zira ’Lost’un’ geçtiği adada insanlara zarar veren karanlık duman burada da var.

Haberin Devamı

Yine esinlenmelerle dolu bir film


İnsanları kovalayan gölgelerin herhangi bir ışık kaynağından (Mum, lamba, fener ve ateş…) köşe bucak kaçması 2003 yapımı ‘Darkness Falls’ filmini de akıllara getiriyor. Orada da bir yaratık karanlıkta insanlara saldırıyordu fakat küçücük bir ışık kaynağından bile rahatsız oluyordu. İnsanlar lambaların altında bekliyor. Ellerindeki fenerleri bir silah gibi kullanıyordu. Ayrıca, insanlardan geriye sadece giysilerinin kalması da ünlü yönetmen Steven Spielberg’ün ‘Dünyalar Savaşı’ filminde kullanılmıştı. Uzaylılar insanları öldürmek için ateş ettiklerinde hepsi buharlaşıyor ve geride giysileri kalıyordu…

İşte en iyi araba reklâmı


Filmin en ilginç ayrıntısıysa Chevrolet marka otomobillerin kıyamet yaşansa bile hala çalışabiliyor olmaları. Başrol oyuncusu Hayden Christensen’in filmin bir sahnesinde 500 arabayı kontrol ettikten sonra sadece bir arabanın aküsünün çalıştığını fark etmesi ve bunu da Chevrolet marka olmasına bağlaması inanılır gibi değil. İşte reklâm diye ben buna derim…

Haberin Devamı