Silikon vadisinin en önemli mucidi Steve Jobs'un hayat hikâyesini anlatan 'Jobs','yasak elmayı' ısırarak insanoğlunun cennetten kavulmasına acaba atıfta mı bulunuyor?
Silikon vadisinin en önemli mucidi Steve Jobs'un hayat hikâyesini anlatan 'Jobs',
'yasak elmayı' ısırarak insanoğlunun cennetten kavulmasına acaba atıfta mı bulunuyor?
'Apple Computer' firmasının kurucu ortağı ve silikon vadisinin en önemli mucidi Steve Jobs'un özel hayatını gözler önüne seren 'Jobs', biyografik bir film. Filmde Jobs'un gençlik yılları, ilk başarıları, düşüşü ve tekrar yükselişi anlatılıyor. Kısacası isyankâr bir kişiliğe sahip olan Steve Jobs'un adım adım dünyayı değiştirmesine tanık oluyor, onunla aynı düşünceleri paylaşmayanları hiç tereddüt bile etmeden neden harcadığını anlamak için egosuyla yüzleşiyorsunuz. Şirketin parasını hayallerini gerçekleştirmek için harcamaya başladığında ise kendi kurucusu olduğu şirketten uzaklaştırılmasına bir anlam veremiyorsunuz. Ancak, tüm bu yaşananların bir olgunlaşma evresini tetiklediğini fark ettiğinizde yüzünüzde bir tebessüm oluşuyor.
Yasak elmayı ısırdılar
Apple şirketinin logosu hakkında bazıları Jobs'un fakir bir öğrenci iken öğlen saatlerinde karnını sadece bir elma doyurmasına dikkati çekerken bazıları da bilgisayarın babası sayılan Alan Turing'in içine zehir enjekte ettiği ve bir ısırık aldığı elmaya atıfta bulunulduğunu iddia ediyor. Ben ise tek tanrılı dinlerde ilk insanın cenneten kavulmasına neden olan yasak elma olduğuna inanıyorum. Çünkü her şey elmayla başladı. Her ne kadar yılan kardeş, gaza getirmek için uğraşsa da özgür iradeye sahip insanoğlu kararını çoktan vermişti!
Görüntü ve ama ses yok
Ashton Kutcher, Steve Jobs rolünde sadece ve sadece görüntü var ama ses yok modunda... Karşınızdaki Jobs'a benziyor benzemesine fakat bir sıcaklık ve gerçekçilik yok. Çok robotik bir duruş sergilemiş, hele bakışları hiç oturmamış.
Lincoln'deki Daniel Day-Lewis, Ray'deki Jamie Foxx ve The Pursuit of Happyness'teki Will Smith'in canlandırdığı karakterler üzerlerine yapışmıştı. Ancak, Kutcher'da durum tam tersi. Kötü bir seçim olmuş, The Social Network'teki Jesse Eisenberg'ün içine düştüğü çıkmaz gibi... (Filme izlediğinizde ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız.)