Annesiyle kavgasız bir günü bile geçmeyen Hubert, hem onu sevmekte hem de ondan nefret etmektedir...

"Sevgi ikiyüzlüdür. Ondan nefret ederken büyük bir aşkla ona bağlanırsın."

Annemi Öldürdüm(I killed my mother)

Erkek arkadaşı Antonin ile beraber yaşamayı hayal eden gay lise öğrencisi Hubert, annesinden(Chantale) takıntı derecesinde nefret etmektedir.(Ekmek yemesine, giyinmesine, umursamaz tavırlarına gıcık olmaktadır.) Hemen hemen her gün annesiyle tartışan Hubert devamlı Chantale'in öldüğünü hayal eder. Hatta okulda öğretmeninin aile bireyleriyle ilgili verdiği bir ödevi, "Annem öldü" diyerek yapmak istemez. Chantale solaryuma gittiği bir gün oğlunun erkek arkadaşının annesinden Hubert'in gay olduğunu öğrenir...

Haberin Devamı

Oyunculuk gücü nerede?

Film boyunca devamlı birbirlerine bağıran Chantale(Anne Dorval) ve Hubert(Xavier Dolan) ikilisinin karşılıklı konuşmaları baştan aşağıya sıkıcı. Çünkü ikisinin karşılıklı bir elektriği yok. Sahnenin bir an önce bitmesini temenni ediyorsunuz. Oyunculuk devamlı asık suratlı durmak ve bağırarak konuşup, ellerini hareket ettirmek sayılıyorsa sorun yok! Anne Dorval yer yer iyi bir kompozisyon çıkarsa da filmi kurtaracak bir performans sergileyemiyor. Gay olmak sadece yatakta bir erkekle yan yana yatmak, saçını kadınlar gibi öne atmak ve evini temizlemekse Xavier Dolan'ın oscar alamamasına şaşmamak gerekir!

Yönetmen iyi değil

Filmin yönetmeni, senaristi ve başrol oyuncusu olan Xavier Dolan, elinde çok iyi bir senaryo ve oyuncu olmadan basit, sığ ve can sıkıcı bir film çekmiş. Bu kadar açık yazdığım için beni bağışlayın ama anne ve oğul karakterlerinin içini doldurmayan, günün modasına uyup 'gay' hikâyesi de anlatmaya çalışan filme ısınamadım. Bunun en büyük sorunu da filmin başlar başlamaz uzun bir tartışmayla başlaması. Ancak, daha biz karakterlerle bile tanışamamıştık!

Hele 'gay' olduğunu öğrenen yatılı okuldaki birkaç kişi tarafından dayak yemesi başlı başına ne yazacağını bilmeyen tıfıl bir senaristin işi. Dayağın amacı ne? Neden yedin? Ne değişti!

Annesini öldürmüyor!

Filmin ismine kanıp, oğlanın bir psikopat katile dönüşmesini beklerseniz, hayal kırıklığına uğrarsınız. 'Annemi öldürdüm' mecaz anlamda kullanılmış. Ancak bunu filmin afişinden çıkaramıyorsunuz. Bu da iyi bir pazarlama yapıldığını gösteriyor. Keşke diyorum gay oğlan annesini bıçaklasaydı. Böylece hareketli, iyi bir final olurdu! Hem insanın ruhunu sıkan(Drama filmi ya) görüntüler birazcık da olsa renklenirdi...

Haberin Devamı

İki genç erkek yatakta

Geçen hafta 'Kılıç günü' adlı dizide iki erkek yatakta görününce neredeyse kıyamet kopuyordu. Yok efendim televizyonlarda ilk kez olmuş. Yok efendim muhafazakâr bir kanal olan ATV'de olmuş. Ünlü yönetmen ve yapımcı Osman Sınav ne yapmış!

Annesini mecazi anlamda öldüren Hubert'i sevgilisi olan erkekle yatakta görenler acaba ne düşünecek çok merak ediyorum?(Adama bak ya biz TV dedik sen sinemayı anlatıyorsun. İkisi faklı şeyler?) Sevişme eylemini göstermek mi önemli yoksa eylemin sonrasını mı? Yoksa ima etmek yeterli mi? Yoksa nereden çıktı bu 'gay'ler demek mi?

En iyi ve en kötüler

Filmin en iyi sahnesi açılışta kulağa çok hoş gelen müzik ve neredeyse ahenkle dans eden görüntülerin muhteşem uyumu olmuş. Ancak, bu da öyle uzun uzun gösterilmiyor. Topu topu 4,5 saniyecik...

Haberin Devamı

En kötü sahne Chantale'in oğlunun odasındaki el kamerasını kurcalarken, itiraflarını dinlemesi. Anaaaaaa... Oğlu onu seviyormuş. İşte burası çok önemli çünkü ilk ve son kez teknoloji sonuna kadar kullanılıyor!