Günlük yaşantımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen bilgisayar, tablet, akıllı telefonlar ve hatta sosyal medya nedeniyle uzun süre ekrana bakmak göz sağlığımızın bozulmasına neden olabiliyor. Ofis ortamı, akıllı binalar, klimalı ortamlar yani yüksek teknolojinin hayatımızı kolaylaştırırken göz sağlığımıza ise büyük zararlar veriyor.
Göz kırpmayı unutmak
Ekrana bakarken göz kırpma sayımızın %75 oranında azaldığını biliyor muydunuz? Gözlerimizi bilgisayar ekranına kilitlediğimizde kısa vadede göz kuruluğu, gözlerde yanma, batma, kızarıklık ve bulanık görme olarak karşımıza çıkan sorunlar, önlem alınmadığı ve bu hatadan dönülmediği takdirde uzun vadede çok daha ciddi göz sorunlarına neden olabiliyor. Gözün açık kalma süresi uzadıkça zarar da artıyor. Bu nedenle ekran başında çalışırken veya ekrana bakarken gözlerinizin dinlenmesi için göz kırpma sayınızı mutlaka artırın ve 20 dakikada bir 20 saniye gözünüzü ekrandan uzaklaştırın.
Ekran ışığını doğru ayarlamamak
Gerek gündüz gerekse gece bilgisayar, cep telefonu ve tabletlerde ekran ışığını doğru ayarlamaya dikkat edin. Çünkü pek çok kişi için önemsiz gibi görünen bu ayrıntı, göz sağlığınızı olumsuz etkiliyor. Ekran ışığının çok parlak olmaması veya okumayı güçleştirecek kadar kısık olmaması gerekiyor. Ekran çözünürlüğü düştükçe de göz yorgunluğu artıyor.
Seviyeye dikkat etmemek
Ofiste saatlerce bilgisayar başında çalışan pek çok kişi, bilgisayarının doğru bir seviyede olup olmadığını bilmiyor. Hatta böyle bir yükseklik ayarı yapılması gerektiği bile bilinmediğinden, göz şikayetleri ister istemez artıyor. Oysa bilgisayar kullanımında, bilgisayar ekranının göz hizasının altında olmasına, ayrıca ekranın 50 cm mesafede bulunmasına dikkat etmek gerekiyor. Yukarı seviyede duran ekran, göz kapak aralığının daha geniş olmasına ve buharlaşma yüzeyinin artmasına neden olurken, bu da kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen göz kuruluğu başta olmak üzere birçok soruna yol açabiliyor.
Kışın su içmeyi ihmal etmek
Vücudumuzun yaklaşık %60’ı sudan oluşuyor. Su oranı azaldıkça gözyaşı üretiminde de azalma meydana geliyor. Ancak hele de kış aylarında susama ihtiyacının azalmasıyla, pek çoğumuz yeterince su içmiyoruz. Günde iki litre su içmek böbreklerimizden kalbimize dek sağlık açısından büyük önem taşıdığı gibi, gözlerimizi de doğrudan etkiliyor. Az su tüketilmesinin yanı sıra sıvı ihtiyacının çay ve kahve ile giderilmesi de göz kuruluğuna yol açıyor. Su içmek için susamayı beklemeyin, aşırı çay ve kahve tüketiminden kaçının.
Isı ve neme dikkat etmemek
Çalışma ortamındaki nem oranı göz sağlığı için çok önemli. Klima ve kalorifer, ortamın havasının nem oranını düşürdüğü için başta göz kuruluğu olmak üzere sorunlara neden oluyor. Rezidans tipi binalarda bu problem daha fazla yaşanıyor. Bu durumda klima sisteminin nem düzenleyici tipte olmasına veya ortamın ayrıca nemini artırmaya dikkat edin. İdeal ofis ortamında nem oranının %55 civarında olması gerekiyor.
Gözlerimize iyi bakmamak
Göz muayenesinin düzenli yaptırılması çok önemli. Oysa göz ile ilgili şikayetler çoğunlukla günlük hayatın yoğunluğuna bağlanıyor, hekime görünmek ihmal edilebiliyor. Gözünüzle ilgili şikayetiniz olmasa bile yılda bir kez mutlaka göz kontrolü yaptırmayı ihmal etmeyin. Göz kuruluğunuz olduğunda suni gözyaşı ile gözün nemi takviye edilebilir. Ancak göz kuruluğu tipine göre ihtiyaç duyulan gözyaşı damlasının içeriği değişkenlik gösterdiğinden, öncelikle göz hekiminize danışarak suni gözyaşı damlası temin etmekte fayda var. İçinde koruyucu madde olmayan formları tercih etmek gerekiyor.
Göz Hastalıkları Uzmanı
Op. Dr. Tufan Evciman