Medikal dolgu malzemesi ne kadar kaliteli olursa olsun, uygulayıcı iyi değilse sorun yaşarsınız
Medikal dolguları bugün hacim kaybetmiş veya istenilen boyutta olmayan yüz bölgesine, meme ve popo gibi alanlarda kullanabiliyoruz. Eskiden sadece gençleştirme uygulamaları olarak, kırışıklık giderme ve lifting etkisi yaratmak amacıyla kullandığımız medikal dolgular, bugün artık muazzam sonuçlar almamızı sağlıyor, hacim kazandıran ve aslında tam manasıyla yeniden yapılandıran bir yaklaşıma hitap ediyor.
Fakat bu noktada kişisel ihtiyaçlar ve bireye özel planlanmış doğal görüntüsünden uzak olmayan bir çalışmanın yapılması, en önemli konular arasında yer alır. Yüze kaybettiği görüntüsünü tekrar kazandırmak, şekillendirmek ise tamamen doktorunuzun el becerisine, profesyonelliğine ve anatomi bilgisine bağlıdır.
Bir başka önemli konu ise doğallık mevzusu çünkü medikal dolgu yaptırmayı düşünen kadınların en büyük korkusu, doğal olmayan sonuçlardır.
Peki, doğallık nasıl sağlanır?
Elimizde bedene uyumlu, herhangi bir sağlık sorunu yaşatmayacağını bildiğimiz bir dolgu maddesi ve hastanın yüzü var. Avantajları pek çok olan bu dolguların en büyük özelliği ise, ameliyatsız bir şekilde bireylere kaybettiği görüntüyü tekrar kazandırması ya da daha hacimli bir görüntü vermesidir. Şimdi gelelim bu dolgu maddesinin doğallıktan ödün vermeden enjekte edilebilme sanatına…
Size reoloji diye bir kavramdan bahsetmek istiyorum. Reoloji bir malzeme bilimidir. Maddelerin özelliklerini tanımlar. İlaçlardan, boyalara ve hatta çikolatanızın ne kadar akışkan olacağına kadar reolojik hesaplamalar yapılarak üretim yapılır. Kullanacağımız dolgu maddelerinin çoğu bu reoloji bilimine göre üretilmiştir. Söz gelimi dolgu maddesinin enjekte edildiği dokudaki davranışsal özelliklerinin mükemmel ve uyumlu olmasını relojiye borçluyuz. Dolguların viskozitesi, plastisitesi, elastikiyet ve yapışkanlıkları ölçümlenir. Dokuya uyumlu reolojik özelliklere sahip bu enjekte edilebilen dolgu seçimi, hastaya dayanıklı, uzun vadeli bir sonuç kazandırmayı sağlar. Kısaca günümüzde üretilen medikal dolgular son derece güvenli, bedene uyumlu ve doğallık isteğimizi karşılayabilecek bir içeriğe sahiptir.
Sürücü iyi değilse, sorun yaşarsınız
Terimler, fizik, kimya gibi bilimsel kullanımlar işin içine girince kafanız karışıyor biliyorum ama bu gerçekten önemli bir konu. Bu sebeple size bunu bir örnekle açıklayacağım. Bir araba düşünün, muhteşem, en kaliteli malzemelerle üretilmiş, motor gücü muazzam, tüm güvenlik testlerinden geçmiş ve sizi herhangi bir kaza anında maksimum seviyede koruyabilecek özelliklere sahip diyelim. Bu arabayı ise trafik kurallarına uymayan bir adam sürüyor olsun. Üstelik bu adam henüz ehliyetini almış, arabaya hakimiyeti yok diyelim. Boş yolda sürüş yapabiliyor ama virajlı yollarda sıkıntı yaşıyor. Herhangi bir kaza anında, araba ne kadar iyi olursa olsun, sürücü sizin can güvenliğinizi %100 koruyabilir mi? Ya da kaza olmasın, bu adam sizi varmak istediğiniz yere saatinde, içiniz dışınıza çıkmadan yani konforlu bir şekilde götürebilir mi?
Çoğunluğun hayır dediğini duyar gibiyim.
Bu örnekte araba kaliteli ve reoloji bilimine uyarak hesaplanmış ve üretilmiş dolgu malzemeleridir, sürücü ise size dolgu malzemesini uygulayacak olan doktordur.
Demek ki şu sonucu çıkarabiliriz: Malzeme ne kadar iyi olursa olsun, eğer deneyim ve işinin ehli olma durumu yoksa yarı yolda kalır ya da can güvenliği riski yaşarsınız.
Medikal dolgunun nereye yapılacağı, derinin hangi katmanına enjekte edileceği, bölgenin anatomik yapısı, hastanın cinsiyeti, yaşı ve bunun gibi pek çok madde doğallığı sağlar.
Tüm bu anlattıklarım doğrultusunda şöyle bir sonuç çıkıyor. Ameliyatsız estetik olarak kabul edilen dolgu uygulamalarını mutlaka işin uzmanı, sanatsal bakışı gelişmiş ve tecrübeli bir doktora yaptırınız. Yoksa elde edeceğiniz sonuçlardan mutlu olamayacağınızı şimdiden söylemek isterim.
Bedeninize ve ruhunuza iyi bakın!
Op. Dr. Bülent Cihantimur
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı