Yaz geliyor, sanki hepimizin içine havai fişek koymuşlar gibi tarifsiz bir neşe ve enerji ile dolup taşıyoruz. Ruhumuz bu denli canlıyken, aynalardaki veya selfie pozlarındaki görüntüler çoğumuzu hayrete düşürüyor. Özellikle 35-40 yaş arasında olanlar, henüz bu değişimi yeni yeni fark ederler ve inanılmaz bir çırpınma başlar. “Ben bu yeni başlayan kırışıklıkların nasıl üstesinden gelirim?” soruları her daim kafanın içinde dönmeye başlar.
Evet, gençlik güzel. Kıymetini bilince çok daha güzel. Ama asıl sorulması gereken soru: Gerçekten ona iyi davranıp davranmadığınızdır.
Mesleğim estetik cerrahi, dolayısıyla en fazla ilgilendiğim konu cilt. Yaşlanma belirtilerinin gözle görülür şekli ilk olarak ciltte başlıyor. Oysaki çoğunluğun, tüm bedenimizi sarıp sarmalayan, bu muazzam yapının altında neler olup bittiğinden haberi yok.
Cildinize gerçekten iyi davrandınız mı?
Şimdi sizden ricam şu sorulara dürüstçe cevap vermeniz…
Günde yeteri kadar su içtiniz mi?
Dengeli ve sağlıklı beslendiniz mi?
Sigara ve alkol kullandınız mı?
Egzersiz yaptınız mı?
Sık kilo alıp verdiniz mi?
Özellikle yüzünüzü temiz tutup, kaliteli bir nemlendirici kullandınız mı?
Cildinizi güneşten korudunuz mu?
Tüm sorulara evet yanıtını verenler, ciltlerine iyi davranmışlar. Şu an kafalarını kaldırıp aynaya baktıklarında, aynadaki akis onlara yaşıtlarından iyi bir görüntü sunuyor.
Soruların çoğuna hayır cevabını verenlerin ise, yaşlarından en az 5 yaş daha büyük gösterdiklerinden eminim.
Peki, iş işten geçti mi?
Ya da evet yanıtını verenlerin başka herhangi bir desteğe ihtiyacı yok mu?
Elbette iş işten geçmedi. Yapılabilecek pek çok şey var. Ayrıca diğer grubunda bu yaşının iyisi olma durumunu korumaları gerekiyor. Özellikle 40’ından sonra hatta 35’inden sonra destek kuvvete ihtiyaç var yani “hoşça kal” demesine izin vermemek, arayı iyi tutmak gerekiyor…
Bakın, biz göremesek bile yaşlanma sürecine giriş yaşı 25 sonrasında yavaş yavaş başlar. Kemik, yağ ve kas dokusunda zayıflamalar belirir. Siz ne kadar erkenden koruyucu önlemler alırsanız o kadar iyidir!
Neler yapılabilir?
Öncelikle, yukarıda sorulan soruların hepsine evet dediğiniz bir yaşam tarzını benimsemeye çalışın. Lütfen kaliteli bir nemlendirici kullanın. Zira Örümcek Ağı kremi için yaptığımız araştırmalarda gözlemlediğimiz, çoğu cildin nem ve hidrasyon sorunu olduğu yönünde.
Eğer cildinizde form kayıpları ve sarkmalar varsa, cildinize en fazla yardımcı olacak ameliyatsız, acısız ve pratik teknik Örümcek Ağı estetiğidir çünkü bu teknik, sarkma sorununun temelini oluşturan kolajen kayıplarının tekrar aktive olmasını, bedenin tekrar kolajen üretmesini sağlar.
Cildi bir yatak gibi düşünün
Yatakta pek çok katman vardır. Çarşaf, yorgan ve yatak örtüsü. İşte yorgan, cildin kolajen yapısıdır. Eğer yorganınızı düzgünce sermez ve düzeltmezseniz, üzerine serdiğiniz yatak örtüsü mutlaka potluk yaratacaktır. Kolajen yapıyı ne kadar taze tutarsanız ve eksiklik yaşamadan eşlik etmesini sağlarsanız, bu işi başarırsınız.
Botoks, medikal dolgu gibi ürünlerden korkmayın. Size anında muazzam sonuçlar sağlayan uygulamalardır. Ayrıca lazer, ultrason, radyo frekans gibi cihazlarla yapılan uygulamalar da yine kolajeni uyararak sonuç almanızı sağlayan metotlardır.
Tüm bu saydığım maddeleri lütfen yaşınızın iyisi olma bilinciyle, henüz iş işten geçmeden düşününüz. O zaman sürekli ertelersiniz. Cilt form kayıplarını, sarkmaları ve kırışıklıkları başlamadan önler ve çok daha iyi sonuçlar alırsınız. Kısaca gitmesini istemediğiniz hiçbir şeye “hoşça kal” dememek için önlemler alın!
Bedeninize ve ruhunuza iyi bakın!
Op. Dr. Bülent Cihantimur
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı