Cildinize verebileceğiniz en pratik armağan

Yüzümüz neden bu kadar önemli? Çünkü yüz bölgesi diğer insanların, çevremizdekilerin gördüğü dış görselimiz, vitrinimizdir. İşlevseldir. O kadar önemli bir bölgedir ki, 5 duyumuz birden burada bulunur. Annenin ninnisi, yeni fırından çıkmış bir ekmek kokusu, o ekmeğin şapkasından koparılan ilk lezzet, ilk öpücük, boğazın büyülü manzarası… Evet, yüzümüz çok çok önemli!

“Güvenme güzelliğine bir sivilce yeter”

Hemen hemen hepimiz ergenlik yıllarımızda az ya da çok sivilce sorunu yaşamışızdır. Ergenlikle birlikte genişlemiş burun kanatlarınız üzerinde duran sivilcenizi, nasıl dert ettiğinizi hatırlayın. İletişim için elinizdeki en görkemli mekanizmanın, yüzünüzün üzerindeki bu sivilceyi belki de dakikalarca seyrettiniz. Farklı mimikler yaparak, gün boyu size eşlik edecek bu sivilceyle, beğendiğiniz karşı cinse nasıl gözüktüğünüzü tahayyül etmeye çalıştınız. İtiraf edin, bunu hepimiz yaptık.

Haberin Devamı

Canlı, temiz, parlak

Dediğim gibi yüzümüzü önemsiyoruz. Bacağımıza alacağımız bir darbe sonucu oluşabilecek kalıcı bir çiziği çok fazla dikkate almazken, suratımızdaki bir yara bere izini itici bulabiliyoruz. Sadece yüzüne bakarak, metro durağına oturmuş, gazete okuyan sıradan bir gün geçiren herhangi birisi için, karakter analizi yapabiliriz. Bakımlı, temiz ve taze bir cilde sahip olanı tercih eder, gider onun yanına otururuz. Beynimiz bize her zaman saliseler içerisinde güven uyandıran kişiye yönelmemizi sağlar. Güven uyandıran yüz ise tıpkı metroda yanına oturmayı tercih ettiğiniz insanınki gibi olacaktır, canlı, temiz, parlak…

Peki, size bakımlı olmaya gayret etmek, içimizden gelen, içgüdüsel bir davranıştır desem, ne dersiniz? Bakın şu an estetikten bahsetmiyorum. Temiz olmaktan, sabah uyanınca yüzümüzü yıkamaktan, tırnaklarımızı kesmekten, kuruyan cildimizi nemlendirmekten ya da saçlarımızı taramaktan bahsediyorum. Bunlar bize birileri tarafından öğretilse de, biz bunu içgüdüsel olarak da yaparız. Çünkü temizlikle birlikte ruhumuzun da parladığını, rahatladığımızı deneyimlemişizdir.

Yalnız başınıza bir adada olsanız…

Haberin Devamı

Tüm bu saydıklarımın tam aksi, söz gelimi bir burun estetiği cerrahisine karar vermek ise, tam anlamıyla sosyal bir davranıştır. Tıpkı yüzümüzde çıkan sivilce gibi, karşımızdakinin bu sivilceyi nasıl gördüğünü önemsediğimiz gibi. Bunun aksini iddia edenler olabilir. O zaman size şu soruyu sormak istiyorum: “Yalnız başınıza bir adada olsanız, yine de burun estetiği yaptırmak ister miydiniz?” Düşünün bunu, vereceğiniz cevabın “Hayır” olacağı inancındayım çünkü sosyal varlıklar olarak, iletişim merkezimiz olan yüzümüzün beğenilmesini, onaylanmasını istiyoruz. Her zaman estetik cerrahi kararının bireysel bir karar olduğunun altını çizdim ama sosyal yaşantı içerisinde bireysel bir karar olduğunu vurgulamak isterim.

Şu da var ki, ıssız adada olsanız dahi, yalnız bir başınıza kalsanız dahi, illaki bir su pınarı arar, bedeninizi temizler, saçlarınızı toparlarsınız, içinizden gelir bu! Hatta insanoğluna bahşedilmiş yüce aklınızı kullanarak, cildinizi taze tutmak için bile bir şeyler araştırısınız çünkü yalnız olsanız bile, ruhunuzla baş başa kalmış hayatınızı idame ettirmek istersiniz.

Haberin Devamı

Örümcek Ağı Kremi

Geçen haftada sizleri, kendi formülasyonum Örümcek Ağı Kremi ile tanıştırmıştım. “Neden krem sürmeliyim?” sorusunu sormuş ve cevabını vermeye çabalamıştım. Bu hafta, bu soruya yeni bir cevap daha geliyor. Ciltle, özellikle yüz bölgesiyle, kendini iyi hissetme arasında bir bağlantı var. Kırışıklıkları azaltmasını, içeriğindeki aktif ajanları, cildi neme doygun hale getirmesini, her şeyi bir yana koyun. Sabah akşam uygulayacağınız bu ufak bakım seansları bireysel olarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Gelişen teknolojilerle birlikte artık krem içeriklerine pek çok aktif ajanı ekleyebiliyor ve farklı altyapılarla, bu denli önem verdiğimiz yüzümüze en başta tazelik, canlılık kazandırmayı başarıyoruz. Örümcek Ağı Kremi’nde olduğu gibi kırışıklıkları silikleştirme ya da hücreleri destekleme gibi özellikleri kremlerin artıları oluyor. İster bir adada yalnız başınıza kalın, isterseniz bir metropolde yaşayın, yüzünüz ruhunuzun sembolüdür. Sadece bir kremle günlük olarak neye ihtiyacı varsa, ona hediye gibi sunmanız mümkün. Örümcek Ağı Kremi cildinize verebileceğiniz en pratik armağan. Cildinizin tazeliğini görmenize bile gerek kalmaz, dokunarak bile hissedersiniz.

Bunun yanına yapacağınız beslenme, spor ve sağlıklı yaşam tercihi, çok daha fazla geri dönüşler almanıza yardımcı olur. Üstelik hiç birimiz tek başına bir adada yaşamıyoruz, sosyal bir ortam içerisindeyiz. Beğenilme ve güven verme duygularıyla yaşadığımız günümüz dünyasında, cildinizi bu ufak bakım seanslarından mahrum etmemenizi öneriyorum. Hem içgüdülerinize, hem de sosyal öğretilere kulak verin!

Bedeninize ve ruhunuza iyi bakın!

Op. Dr. Bülent Cihantimur

Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı

www.bulentcihantimur.com