Üstelik kendi geliştirdiği teknikle
Terzi söküğünü dikemezmiş, yok öyle bir şey… Ya da bende tam tersi oluyor diyelim zira her geliştirildiğim tekniği ilk önce kendimde denerim. Evet, Organik Saç ekimi de bunlardan birisi. Yeni yılı Organik Saç ekimi yaptırarak karşıladım. 31 Aralık akşamı bir davete katıldım ve bir sonraki gün ise işimin başındaydım. Şimdiyse aradan geçen zaman diliminde saçlarım uzadı ve 30’lu yaşlardaki saç yoğunluğuma tekrar kavuşmuş durumdayım.
Dilerseniz sırayla gidelim ve Organik Saç ekimi fikrinin nereden çıktığına bakalım.
Bazı buluşlar tesadüflerle ortaya çıkar. Ben aslında bir kök hücre adamıyım. Kök hücrenin muazzam yapısı, onu sürekli araştırmama, deneysel boyutta inlememe vesiledir. Bir hastama alın kırışıklıkları için yağ enjeksiyonu yapmıştım. Hastam 3 ay sonra kontrole geldiğinde şakak ve üst alın bölgesindeki saçlarının dolgunlaştığından ve bu bölgedeki saçlarının gürleştiğinden bahsetti. Bu geri bildirimi değerlendirdiğimde ise yine kök hücre ile karşılaştım. Yani bu alanı, saçları canlandıran, kök hücreden başkası olamazdı.
Saç dökülmesi, kellik sorununun başlangıç noktası her ne olursa olsun, eğer biz saçsız yani kel gölgeyi eskisi gibi canlı hale getirmedikçe, gerçek anlamda en kaliteli teknik ve saç kökleriyle bu saç ekimi işlemini gerçekleştirsek ne olacak düşüncesi belirdi. Düşünün şimdi. Elinizde çok güzel canlı bir çiçek var. Siz bu çiçeği bulunduğu saksıdan çıkartıp, toprağı ve gübresi iyi olmayan bir başka saksıya alsanız ne olur? Bu çiçek dünyanın en kaliteli, solmaya en dirençli çiçeği dahi olsa, bir süre sonra yapraklarını döker ve solar.
İşte Organik Saç ekiminin tam manasıyla altında yatan felsefe de bu zaten. Organik Saç ekiminde öncelik saçsız alan yani toprak.
Daha önce, saç ekimi yapan hiç kimsenin bu konuyu ele almadığından, Organik Saç ekimi için, yaklaşık 2 sene evvel test ve deney grupları oluşturduk. Saçtan yoksun bölgeyi beslememiz gerekiyordu. Dolayısıyla akla ilk gelen, muazzam yapısıyla kök hücre oldu. Kök hücrenin en makul bulunabileceği alan ise, bedenimizdeki mevcut yağ depolarıdır. Deney grubunda yer alan hastalarımızın bedeninden bir miktar yağ alıp, kök hücreden zengin hale getirdik ve saç ekimi öncesinde bu konsantre sıvıyı, saçtan yoksun bölgeye enjekte ettik. Klasik saç ekiminde rahat çalışılması için kullanılan kimyasal enjeksiyona da bu sayede gerek kalmadı. Yüzde yüz hastanın kendi hücrelerini kullanarak, “kendi besinini, kendi üretsin ve saç köklerini beslesin” mantığıyla yapılan bu işleme, hak ettiği bir isim verdik: Organik Saç Ekimi.
Organik Saç Ekimi yaptığımız hastalarımızdan son derece etkili geri dönüşler alıyoruz. Evet, dediğim gibi bunlardan birisi de benim!
Bölgesel kendi yağım, kelleşmiş alanı tam manasıyla verimli bir toprağa dönüştürdü. Bu sayede donör alan ve ekim alanın iyileşme süreci hızlandı. Ekilen sağlıklı saç köklerim derhal tutundu ve yeni bölgede yaşamaya devam etti. Çıkan saçlarım daha parlak, gür ve son derece sağlıklı. Üstelik en önemlisi doğal bir görüntüm var. Söylemesem kimse Organik Saç ekimi yaptırdığımı anlayamaz.
Bedeninize ve ruhunuza iyi bakın!
Op. Dr. Bülent Cihantimur
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı