Yazarlar
Haberin Devamı
Geniz eti, çocuk kulak burun boğaz hastalıklarının pek çoğuyla ilişkili olması nedeniyle, ailelerin duymaktan hoşlanmadığı bir durumdur. Tıbbi adıyla adenoid olarak adlandırdığımız geniz eti dokusu, burun boşluğumuzun arka bölümünde, geniz bölgesinde yer alır. Aynı bademciklerde olduğu gibi, mikroplara karşı birincil yanıtın verildiği bir bağışıklık sistemi elemanıdır. Ancak geniz eti büyüdüğünde ve geniz boşluğunu doldurduğunda başlıca burun tıkanıklığı, uyku apne (uykuda soluk durması), tekrarlayan kulak sorunları ve iştah kaybı ile büyüme gelişme geriliği gibi durumlara neden olabilir. Bunları ortadan kaldırmak amacıyla yapılan geniz eti ameliyatlarından bir süre sonra, bazı çocuklarda sorunların geri döndüğü veya düzelmediği gözlenir.
Bu aşamada ebeveynler, “acaba geniz eti tekrarladı mı?” ya da “geniz eti yeterli ölçüde alınmadı mı?” şeklinde endişelere kapılırlar. Oysa geniz etinin tekrarlaması nadirdir ve burun-geniz bölgesindeki tıkanıklığın devam ettiği çocuklarda aslında geniz etine eşlik eden, örneğin alerjik nezle gibi diğer bir hastalık bu durumun sebebi olabilir. Geniz eti ameliyatına ek olarak bunların da gerekli tedavileri yapıldığında, çocuğun belirgin şekilde rahatlaması mümkün olabiliyor. Bu konuyu biraz daha iyi anlayabilmek için burun ve solunum yollarının işleyişi ile ilgili bazı bilgilere sahip olmak gereklidir.
Burun boşluğu, bilinenin aksine aslında bir boşluk değildir. Alınan soluk havasını akciğerlere temizlenmiş, ısıtılmış ve nemlendirilmiş olarak gönderen ve bu sırada havayı hisseden ve koklayan, son derece gelişmiş bir organımızdır. Burnumuzun arıtma ve iklimlendirme işlevlerinin akciğerlerimiz ve genel sağlığımız için de önemi büyüktür. Zira burun işlevleri yetersiz çocuklarda görülen astımın da, örneğin geniz eti ameliyatından sonra büyük ölçüde düzelmesi, bu koşullarla ilişkilidir. Burun içerisinde, solunum yoluya giren çeşitli mikropları, tozlar ile alerjenleri yakalayan ve temizleyen “mukoza örtüsü” bulunur. Burun içerisindeki bu temizleme mekanizması burun işlevleri için son derece önemlidir. Bunun dışında, şiştikleri zaman, bizlerin “burnumuzun bir tarafının sırayla açılıp kapanması” şeklinde hissettiğimiz, halk arasında “burun etleri” diye bilinen bazı oluşumlar bulunur. Bizlerin “konka” adını verdiğimiz bu yapılar burnun iklimlendirme işlevlerini üstlenirler. Mukoza örtüsünün temizleyici özelliği çeşitli nedenlerle bozulduğunda ve/veya burun etleri şişerek burnu tıkadıklarında, burun işlevlerinde de aksamalar başlayacaktır. Bunu takiben solunum yolları ile ilgili hastalıklara zemin sağlanmış olmakla beraber, iyileşebilmeleri de güçleşmiş olacaktır. Diğer bir deyişle kulak-burun-boğaz bölgesindeki pek çok hastalığın düzelmesi burun solunumunun ve işlevlerinin düzgün olmasına bağlıdır.
Geniz eti, çocuklarda genellikle tekrarlayan üst solunum yolu infeksiyonları nedeniyle büyür. Burun solunumunu engelleyecek boyuta geldiğinde, burun işlevlerinin de bozulmasına yol açar. Burnun temizlenme mekanizmaları etkilenince içeride tozların, alerjenlerin kalış süreleri uzar. Çocuğun öncesinde alerjik nezlesi olsun veya olmasın, mukozanın değişen derecelerde gösterdiği alerjik yanıt artışı nedeniyle burun dokuları şişer. Geniz etinin yarattığı tıkanıklığa ek olarak, bu şekilde gelişen mukoza şişmesi de eklenince burun tıkanıklığı biraz daha artar. Bundan sonra burun işlevleri daha fazla bozulur, alerjenlerin kalış süreleri daha fazla uzar ve bu şekilde burun adeta kısırdöngüye girmiş olur. Bu şekilde burun tamamen tıkandığında geniz etinin küçülmesi de olanaklı olamaz. Geniz eti alındığında bazı çocuklar bu kısırdöngüyü atlatırlarken, bazıları da atlatamazlar. Burun tıkanıklığına yol açan diğer sorunların da belirlenerek tedavi edilmeye çalışılması gerekir.
Çocuk kulak burun boğaz hastalıklarında geniz eti varlığını ve alerjik nezleyi çocuklar için geliştirilmiş pediatrik endoskoplarla belirleyebiliyoruz. Geniz eti olan bir çocukta beraberinde alerjik bulgular belirlemişsek, öncelikle mutlaka tıbbi tedaviyle alerjik nezlesini kontrol altına almaya çalışıyoruz. Burun solunumu yeterli ölçüde sağlanabilirse, kısırdöngüden çıkması ve geniz eti ile ilişkili belirtilerinin gerilemesi de olanaklı olabiliyor. Burada son yıllarda uygun özellikteki “burun yıkama” sıvıları sayesinde tıbbi tedavide bir aşama kaydedilebilmiştir. Bu sıvıların burnu mekanik temizleme yoluyla alerjenlerden ve yoğun salgılardan arındırması, kısırdöngüden çıkabilmeye, burnun işlevlerini yeniden kazanabilmesini kolaylaştırmaktadır. Burun işlevlerinin kazandırılma çabası, eğer koşullar izin veriyorsa zaman içerisinde geniz etinin de küçülmesine yardımcı olabilmektedir.
Alerjik nezlenin varlığının ameliyat öncesinde belirlenmiş olması ve geniz eti ameliyatı sonrasında alerjik nezle tedavisinin bir süre devam etmesi gerekebileceği konusunda mutlaka aile bilgilendirilmelidir. Aksi halde çocuğun ebeveynleri belirtilerin sürdüğünü ve bu nedenle geniz etinin tekrarladığını düşüneceklerdir. Burun tıkanıklığı ve kulak ile ilgili belirtileri devam eden, ancak iyi bir geniz eti ameliyatı geçirmiş bir çocuğun alerjik nezlesi de tedavi edildiği zaman sorunlarının tekrarlama olasılığı büyük ölçüde azalabiliyor.
Alerjik nezle dışında, geniz eti ameliyatı sonrasında belirtilerin sürmesine neden olabilecek başka durumlar da olabilir. Örneğin çocuklarda sık rastlanmasa da burun eğrilikleri (deviasyon), burun içi diğer anatomik bozukluklar, geniz bölgesinde bazı gelişimsel kitleler, tümörler ve hatta basit görülen kabuklanmalar bile burun tıkanıklığına neden olabiliyor. Ancak bu durumların da çoğu endoskopik muayene ile belirlenebiliyor ve gereken tedavileri planlanabiliyor.