Bahar aylarında milyonlarca insanın nezle benzeri belirtileri olur. Burun akıntısı, gözlerde damak-geniz ve burunda kaşıntı, burun tıkanıklığı ve hapşırma bunlardan bazılarıdır. Ayrıca yüz bölgesinde doluluk hissi, sinüs ağrısı, gözaltlarında şişme, morluk ve koku ile tat duyularında azalma gibi yakınmalar da olabilir. Bu belirtiler halk arasında “saman nezlesi”, tıpta da “alerjik nezle” olarak bilinen hastalığa işaret ediyor olabilir. Bu hastalığın basit nezleden farkı, ateş olmaması ve nezle genelde 7-10 günde iyileşirken, alerjik nezlenin alerjenle temas süresi boyunca devam etmesidir. Bu hastalık iltihaplı bir koşul değildir; “alerjen” denilen çiçek tozları (polen), akar böcekleri, küf mantarları ve hayvan tüylerine karşı vücudumuzun verdiği yanıttır. Ev ortamında bulunan alerjenler bütün bir yıl boyunca belirtilere yol açarken, dış ortamda dönemsel olarak yaygınlaşan ağaç, çimen ve çeşitli otların polenlerine bağlı gelişen alerjiler ise genelde bahar aylarında hastaya sıkıntı verirler.
Alerjik nezlenin şiddeti kişiden kişiye değişen alerji yanıtına, alerjen miktarına, temas süresine, hastanın çalışma-yaşama ortamına, solunum yollarının genel sağlığına ve daha pek çok koşula bağlıdır. Buna göre günlük yaşantı etkilenir, iş veya okulda sıkıntı yaratan verim azalmaları ve uyku bozuklukları olabilir. Burun tıkanıklığı süresi uzadıkça bu durum sinüzit hastalığı, orta kulak iltihaplanmaları ve kulakta sıvı toplanması gibi hastalıklara zemin hazırlayabilir. Alerjik nezle, burunda yol açtığı belirtilerle beraber, astım ve benzeri solunum yolu hastalıklarını da tetikleyebilir ve bunları şiddetlendirebilir.
Alerjik nezleyi çocukluk ve genç erişkin yaşlarında daha sık görüyoruz, ancak yine de her yaşta başlayabiliyor. Astım veya herhangi bir alerjik hastalığı olanlar, ailesinde alerji hastası olanlar ve sürekli alerjene maruz kalanlar, bu hastalığa daha yatkındırlar. Örneğin tozlu ortamlarda çalışanlar ile evinde hayvan besleyenler bu sonuncu gruptadır. Sinüzit hastalığı ve anatomik bazı bozukluklar, burun işleyişinde bozulmaya yol açarak, alerjik nezlenin şiddetlenmesini veya uzun sürmesini kolaylaştırabiliyor. Alerjik nezleli hastayı yaşına göre Çocuk Alerjisi Uzmanları, Göğüs Hastalıkları Uzmanları, Alerji ve Astım Uzmanları, Alerji ve İmmünoloji Uzmanları ve KBB Uzmanları gibi farklı pek çok branş hekimleri görebilirler. Alerjenle temasın önlenmesi, vücudun alerjik yanıtının baskılanması ve aşı tedavileri (imünoterapi) faydası kanıtlanmış olan genel bilimsel tedavi yaklaşımlarıdır.
Alerjenlerle temasın azaltılması için önlemler:
Polen uçuşmaları sırasında kapı ve pencereler kapalı tutulmalı.
Polenlerle teması arttıran bahçe işlerinden uzak durulmalı.
Kuru ve rüzgarlı havalarda dışarı çıkılmamalı.
Dışarı çıkarken toz maskesi kullanılabilir.
Eve gelindiğinde, giysiler değiştirilerek ve duş alınarak saç ve ciltte kalan polenler uzaklaştırılabilir.
Çamaşır ve havlular açık havada kurutulmamalı (polenler bunlara yapışırlar).
Ev içerisinde ve arabada klima kullanılabilir, bunların filtrelerinin bakımları düzenli yapılıyor olmalıdır.
Evde, ev tozu akarlarına karşı halı, perde veya nevresimlerle ilgili düzenlemeler yapılabilir.
Evde nem azaltıcı cihazlar kullanılabilir.
Özellikle yatak odasında, çocuklar içinse oyun odasında hava temizleyici “HEPA” filtreler kullanılabilir.
Tedavi gerektirecek şiddette belirtiler varlığında doktor kontrolünde alerji hapları, burun tıkanıklığını azaltan “dekonjestan” hap ve çeşitli burun spreyleri kullanılabilir. Günümüzde burun içerisinin endoskopik görünümü teşhis ve tedavide bizlere büyük kolaylık sağlıyor. Burun mukozasının alerjiden ne düzeyde etkilendiğini, şişmelerin derecesini ve salgı yoğunluğunu ince endoskoplarımızla görebiliyoruz. Bu sayede hastanın hastalığına göre önerilerimizi yapabiliyor ve ilaç seçiminde de uygun “kombinasyon tedavisi”ni belirleyebiliyoruz. Son yıllarda alerjik nezle ve burun işleyişini bozan herhangi bir hastalıkta, neredeyse yazılan her reçetede görülebilen ve tedavilerimizin de etkinliğini arttıran “burun-sinüs yıkama sıvıları”nı setler halinde bulmak ya da evde hazırlamak olanaklı. Burun-sinüs yıkaması sayesinde salgılar ve alerjenler doğrudan burundan temizlenebiliyor, burun pasajı rahatlayarak belirtiler azalabiliyor.
Aşı tedavisi yani imünoterapi bu konuya yoğunlaşmış hekimler tarafından uygulanan, hasta tarafından aşı takvimine uyum gerektiren başarılı bir uygulamadır.
Burun ve sinüs hastalıkları üzerine yoğunlaşmış uzmanlardan biri olarak, burun içerisindeki anatomik bozuklukları, örneğin burun eti şişmesi, burun eğriliği (deviasyon) ya da sinüzit gibi çeşitli hastalıkları, alerjik nezle ile beraber klinikte sıkça gördüğümüzü vurgulamak doğru olur. Buradan “bir deviasyon ameliyatı ile ya da burun eti küçültme ameliyatı ile alerji düzelir”, sonucunu çıkartmak doğru olmaz. Bu durum çocuklardaki geniz eti, kulak sorunları ve alerji birlikteliği için de geçerlidir. Ancak alerjik nezle hastalığını şiddetli yaşayanlarda ve ilaçlarla tedavisi zor olan vakalarda, solunum kanallarını daraltan anatomik bozuklukların ya da sinüzit gibi bir hastalığın tedavisi sayesinde alerjik nezlesi olan hastalar daha az ilaçla kontrol altına alınabiliyor. Aynı şekilde burun tıkanıklığı ve astım hastalığı birlikte olan vakaların burunlarının rahatlatılması çok önemlidir. Çünkü astım hastalarının burunlarının filtre etme işlevinin yeniden kazandırılması ile astımı tetikleyen yabancı maddelerin soluk havasından temizlenmesi sağlanmış olur.