Ben inanılmaz müzik severim. Evde, arabada, yürüyüşte kulaklıkla..
Velhasıl 24 saatin uyanık olduğum hemen her anında, aşağı yukarı hiç tür ayırmadan..
Kulağıma güzel gelen, sözü anlamlı olan, bazen sözüne aldırmadan temposuna vurulduğum da olur.
Aralarında tek geçtiklerim de var. Ahh bazen hiç tahammül edemeyip "müziksiz kalsam yine de dinlemem!" dediklerim de:)
Müziğin ruha iyi geldiği kesin. Boşuna ruhun gıdasıdır dememişler...
Hatırlarsanız daha önce bu konuyla ilgili bir yazımda değinmiştim. Ve demiştim ki;
"Dinlediğiniz şarkılar ne kadar etkiliyor frekansınızı biliyor musunuz
Çok tecrübe etmişsinizdir gayet normalken radyoda çalan acılı bir şarkıyla birden efkar bastığını.. İşte hooop düştü frekans:)
Sadece sözler değil müziğin temposu yaydığı frekans.
Ses frekanslarının etkisi şimdi değil çok uzun yıllar önce keşfedilmişti. Akıl hastanelerinde hastalar müzikle tedavi edildiğini duymuş muydunuz? Mesela bunun bir örneği Amasya'da bimarhane de eskiden böyle bir uygulama varmış. Yapılan araştırmalara göre o dönemde hastalara burçlarına göre farklı makamlar dinletirlermiş mesela bu makamlardan Uşşak makamının gut hastalığı, uykusuzluk ve ayak ağrısı tedavisine, buselik makamı baş ağrısına, Hüseyni makamının kalp ve ciğerde oluşan iltihaplar ile mide rahatsızlıklarına, rast makamının felce, Irak makamının ateşli hastalıkların tedavisine iyi geldiğini okudum.. Havadaki titreşimi hareket ettirerek frekansınızı doğrudan etkiliyor. "
Zihin Gücüyle İyileşme kitabında - Debbie Shapiro şöyle der: Evrende her şeyin bir titreşimi vardır. Buna insan bedeni de dahil. Her organın, kemiğin dokunun bir sağlıklı rezonans frekansı vardır. Bu frekans değiştiğinde bedenin o bölümü uyumsuz bir titreşim yaymaya başlar. Hastalık dediğimiz şey de budur. Müziğin inanılmaz bir etkisi vardır. Bir keman sesiyle gözyaşlarına boğulabilir, bir arpın sesiyle neşeyle dolabilir. Bazı müzik türleri ise sinirleri bozar insanı kasar. Bu tür müziğin sağlık getirmeyeceği aşikardır. Duygusal tıkanıklıkları aşmak içinde esinleyici müzikler kullanılır. Sizde bedeninize denge ve uyum getiren sizi enerjik ve canlı hissettiren müziği bulun. Bu müzik çaldığında tüm dikkatinizi verin. Müzik hücrelerinize dek tüm varlığınıza yayılsın. Bu kendi kendinize uygulayacağınız bir müzik terapisidir. Müziğin dans etme isteği uyandırması durumunda da kendinize engel olmayın.
Bu konuyla alakalı bir başka araştırmadan daha bahsedeceğim size;
Mozartın müziklerinin beyni iyileştirdiğine dair şöyle bir yazı okumuşum.
Fransız Tıp ve Bilim Akademileri üyesi Dr. Alfred Tomatis'e göre beynin elektiriksel olarak şarj olmasında kulakların payı büyük. Beyin hücrelerindeki enerjinin azalması yorgunluğa sebep oluyor. Bu durumda beyninde piller gibi şarj edilmesi gerekiyor.
Beyin hücrelerinin şarj edilmesi ise Tomatise göre çok yüksek frekansta müzik dinlemekle mümkün. 5000 ile 8000 hz aralığı gibi...Yıllar süren araştırma sonuçlarında bu frekans aralığındaki seslerin Mozartın bestelerinde çok sayıda mevcut olduğunu keşfediyor.
Beynin şarj olabilmesi için bir diğer müzik türü ise baroque tarzı. İowa Eyalet Üniversitesinde yapılan testlerde ise öğrenme faaliyeti sırasında barok müziği dinlenildiğinde öğrenme ve hafıza gücünü %24 artırdığını göstermiş.
Nur Demir
Sevgiler tüüm kalbimden:)
http://nrlstyle.blogspot.com/
https://www.facebook.com/NrlStyle/
instagram.com/nrlblog/