Bizler canlı maddenin içinde sıkışmış ışığız. En dış katmanda fiziksel bedene yakıt sağlayan enerji bulunur.
Hepimiz fiziksel bedenimizi saran ışıltılı enerji alanına sahibiz.
Bedeninizin etrafında, kollarınızın genişliğinde mavi, yeşil, kızılımsı mor ve sarı renklerde titreşen yarı saydam çok renkli bir küre ile sarılı olduğunu hayal edin. Bu yaşam gücü haznesi sağlığımız için kanın taşıdığı besinler ve oksijen kadar elzem bir canlı enerji denizidir.
Bu elzem yakıtı takviye ederek sağlığımızı ve canlılığımızı koruyabilir aktif ve sağlıklı geçireceğimiz yılları uzatabiliriz.
Bu ışıltılı enerji alanı, nasıl yaşadığımızın, yaşlandığımızın, şifalandığımızın ve ölebileceğimizin şablonunu içerir.
Işıltılı enerji alanı çevresel ve duygusal kirliliğin bir sonucu olarak zehirli hale geldiği zaman çakralar tıkanır. Bu pistonlarına kirli motor yağı bulaşmış bir makineye benzer. Çakralar bu kalıntıları biriktirir ve ağır dönmeye başlar böylece enerjimiz olmaz, çabuk bunalır ve sinirleniriz.
Duygusal veya fiziksel stres altında olduğumuz zaman bu rezervleri hızla tüketiriz. Depolarımızdaki yakıt tehlikeli ölçüde azalır. Işıltılı enerji alanımız bir pil gibi kendini yenilemesi gerekir. Yaşadıkları travmatik bir olaydan sonra -mesela bir evliliğin yıkılmasından veya sevilen birinin kaybedilmesinden sonra- aniden yaşlanan insanları hepimiz görmüşüzdür. Işıltılı rezervleri ne kadar iyi koruduğumuz ve yenilediğimiz ne kadar uzun ve sağlıklı yaşayacağımızı belirliyor gibi görünüyor.
Işıltılı enerji alanında hiç hastalık izi yoksa kişi hasta olunca büyük bir hızla iyileşir. Öte yandan hastalık izleri bağışıklık sistemini baskılayabilir ve bir hastalığa yakalandığımızda sağlığımızı geri kazanmamız aşırı uzun sürebilir. Hiçbirimiz günler ve haftalar içinde iyileştirebilecekken hastalıktan kurtulmak için aylarımızı vermek istemeyiz. Hastalığın başlamasına yol açan olumsuz izi sildiğimiz zaman, bağışıklık sistemi hızla bu hastalığı yok edebilir.
Psikolojik şifalanma bir izin içinde hapsolmuş duygusal enerjiyi serbest bırakmamıza yardım ederek buna neden olan acı verici olayı anlamamızı sağlar. Fakat onun zihinsel olarak anlamak bunun altında yatan izin silmez. Sanki bir kesik temizlenmiş ama sarılmamış gibidir. Haftalar veya aylar içinde duygusal enerji tekrar izin etrafında toplanır ve onu yeniden harekete geçirir. Uzun zaman önce şifalandığımızı sandığımız psikolojik konuları o çirkin yüzlerini yeniden gösteri ve yıkıcı davranışlar yeniden ortaya çıkar. Aydınlatma yöntemi ile izin etrafındaki enerjiler yakıldıktan sonra altta yatan izler silinir. Artık karbon kopya da o eski gerçekte yeniden organize edecek bir model kalmamıştır.
Çakralar ışıltılı enerji alanındaki izlerde bulunan geçmiş travmaların ve acıların bilgisini sinir sistemine iletir. Onlar nörofizyolojimizi şekillendirir, ruh halimizi ve duygusal ve fiziksel esenliğimizi etkiler. Çakralar aynı zamanda bütün insan davranışlarını düzenleyen iç salgı bezleriyle bağlantılıdır.
Işıltılı enerji alanımızdaki rezervleri artırmanın bir yolu çakralarımızı temizlemektir.
İlk adım çakrada kabuk bağlamış olan tortuyu ve enerji kalıntılarını yakmaktır.
Bu enerjileri bir çakrada aynen bir kesiği temizlediğimiz gibi temizlemeliyiz. Bir yerimizi kestiğimiz zaman hemen o bölgeyi yıkarız çünkü pisliğin içeriye girmesine izin verirsek iltihaplanır ve iyileşmez. Işıltılı enerji alanında da aynı süreç gerçekleşir. Tek fark bir kesiği su ve sabunla temizlerken bu karanlık enerjileri ateşle temizleriz.
Aydınlatma yöntemi bir izin etrafında hapsolmuş enerjileri yakar ve ışığa dönüştürür. Yani imajinasyon (hayal etme) ile bir ateş topu hayal ederek o bölgede tüm dengesiz toksik enerjilerin yakılarak temizlendiğini evrene yolladığınızı sevgiye dönüştüğünü imgeliyoruz.
Bir çakradaki toksik enerjiler yakıldığı zaman o çakranın doğal tohumları büyüyebilir. Artık kanımızda korku yaşamadığı zaman şefkat çiçeklenir; artık bir çakramızda kıtlık olmadığı zaman evrenin engin sevgisini deneyebiliriz. Artık çakramız da keder olmadığı zaman dünyayı değiştirebiliriz. Işıltılı mimarimiz değişir. Değişim önce çekirdek enerji seviyesinde gerçekleşir ve sonra zihin onu kavrar.
Çakrayı dengelemek
Bu sabahları duş alırken yapılır. Sol elinizi omurgamızın altında tutun ve sağ elinizi teninizin 5-6 parmak üstünde tutarak bir çakrayı arayın. Parmak uçlarınızla bir daire çizerek çakrayı 3 veya 4 kez saatin ters yönünde çevirin. (bedeninizin saatin ön yüzü olduğunu hayal edin) parmaklarınızı su ile temizleyin. Bu çakranın duvarlarını, yapışmış tortuyu ve toksinleri atar. Bunu birinden diğerine geçerken parmaklarınızı su ile temizleyerek 7 çakrada tekrarlayın. Çakraların üstündeki yoğun pamuk helva gibi enerji hissetmeye çalışın. Şimdi birinci çakranıza geri dönerek onu saat yönünde 3 veya 4 kez döndürün. Bu egzersiz her bir enerji girdabının en iyi frekansta dönmesinde sağlayarak çakraların hızını artırır.
Artık temiz bir çakra ışıltılı enerji alanındaki rezervleri yeniden doldurmak ve sağlığımızı korumak için doğal enerjiyi çekebilir.
Kaynak: Şaman şifacı Bilge/ Dr Alberto Villoldo
Nur Demir
Sevgiler tüüm kalbimden:)
İnstagramda: Nrlblog
Facebookta: NRL