Düğün merasimindeyiz bir gün, yanımdaki abla gelinle damadı birbirine pek yakıştırmış olmalı, dedi ki “Ahh, inşallah benim de böyle bir damadım olur!”
Ayy dedim ne yapıyorsun?
Böyle dua mı olur?
Ne var canım şimdi bu küçücük masum duada dimi?
Çok şey canım, çok şey…
Bi kere biz o damadı hiiiç tanımıyoruz. Huylu mu, huysuz mu?
Kapalı kutu. Ambalajı hoşuna gitti diye aynından sende sipariş ettin şu an. İçinden ne çıkacak?
Bilmiyorsun. O da şansına artık.
İçindekini bilsen, mesela hiiç hoşlanmayacağın bir şey, yine de ister miydin? İstemezdin herhalde…
Şimdi konuyu nereye bağlayacağım. İşte kendimiz içinde bazı dilekleri ayneen böyle yapıyoruz.
İçini bilmeden..
Size iyi gelip gelmeyeceğini bilmeden.
Yanlış kelimelerle, bazen hiç farkında olmadan talip oluyoruz bazı şeylere.
Muhammed Bozdağ’ın bir kitabında okumuştum. Diyordu ki;
Bazen, insanlığa ibret olacak bir ders yaşanacaktır. O derse vesile olmayı hak etmiş kimse bulunmayabilir. Kimse de o derse vesile olmaya dua etmiyordur. Fakat şakadan da olsa, yaşanması gerekeni isteyen birisi çıkar ve ihale onun omuzlarında kalıverir.
"Ben bunu istemedim, ben bunu hak etmedim" gibi itirazlarda bulunabilirsiniz. Başınıza geleni hak etmemiş olabilirsiniz. Peki, istemediğinizden ya da meydan okumadığınızdan emin misiniz? Gönlünüzden geçirdiklerinizi iyi biliyor musunuz? Zira evren olağanüstü ciddî bir sistem hâlinde işletiliyor. Öyleyse yanlış bir söz söylemiş veya düşünmüşseniz unutmadan tövbe edin...
Her söylediğimizi yaşayacaksak yandık o halde..
Hayır, her söylediğimizi değil elbette, yani farkına varıp iptal ettiklerimiz için geçerli değil bu.
Yani şöyle söyleyebilirim; Evren size bir fırsat veriyor, iptal etme süresi. Diyor ki "şu an bir laf ettin bunun aynını yaşayarak deneyimlemek ve öğrenmek istiyor musun?"
Eğer siz o hatalı söylemin veya eylemin farkına vardığınızda hemen pişman olup iptal ettiğinizde (sonradan da olur) bu deneyim iptal olur! Ama siz hala aynı söylemi devam ettiriyorsanız süreç başlar!
Başımıza neler mi gelecek?
Hangi hastalıklar yaşayacağız, hangi aptallıklara düşeceğiz?
Hangi kusurları yüzünden hangi insanları haksız yere ayıpladığımıza bakmamız yeterli olacaktır. Ya da kimlerin gizli kusurlarını açığa çıkardığımıza bakarak, gelecekte yaşayacaklarımızı tahmin edebiliriz.
Gerçek şudur: "Bir kimse kardeşini bir kusurla ayıplarsa, o kimse ölmeden o kusuru işler."
Dualarınızı siz seçmezseniz boşluktaki isteklerin eline düşersiniz.
Bazen başkalarına laf olsun diye söylediğimiz dolaşarak bizi bulur. Haksız söylenen her söz evrende muhatabını bulamayınca döner sahibine iade edilir.
Olumsuz yönlendirme yapan ifadelerden de kaçınmalıyız...
Sırf inandırıcı olmak için "Allah belamı versin ki..." dediğinizde o belanın size verilme olasılığının yaratıldığını bilmemiz gerekiyor.
Bazen de bu abla gibi hiiç farkında olmadan bilmediğiniz bir şey talip olursunuz.
Ha, Allahtan o damat iyi biri çıkmış da kızının başı yanmamış:)
Nur Demir
Sevgiler tüüm kalbimden:)
instagram.com/nrlblog/
https://www.facebook.com/NrlStyle/