Motor üstünde Afrika

İki tekerle "kara kıta"yı geçen iki Türk'ün heyecan dolu serüveni; göz kamaştıran doğa, balta girmemiş ormanlar, yırtıcı hayvanlar...

İpek Durkal


Selim Kemahlı, 1969 doğumlu genç bir sporcu. Daha önce Camel Troph'de 4. oldu, Türkiye'yi başarıyla temsil etti. Son dönemde ise motosiklete merak sardı. Cem Kitapçı ise 1960 doğumlu ve yine eski bir Camel Trophy yarışmacısı. O da motorsiklet delisi.
Bu iki arkadaş Güney Afrika'dan Türkiye'ye motorsiklet üzerinde geldi. 12 bin kilometrelik bir serüven yaşayan iki kafadar başlarından geçenleri Milliyet'e anlattı.
Kemahlı ve Kitapçı, hayallerini süsleyen yolculuğu gerçeğe dönüştürmek için önce araştırma yaptı. Kurye Net para, Kodak film, Camel Trophy ise giysi ve malzemeler için sponsor oldu.

Motorsikletlerini kargoya veren iki kafadar, uçağa bindi ve soluğu Afrika'nın en güneyindeki Cape Town'da aldı. Bundan sonrasını Kemahlı'dan dinleyelim:
"Ana rotamız Cape Town - İstanbul'du. Tehlikeli bir yolculuktu. Motorsikletle uzun yolculuk tecrübemiz yoktu. Herşeyi göze alarak yola çıktık. Yolda karşılaştığımız insanlar bizi biraz olsun rahatlattı.
İki Türk'ü motorsiklet üzerinde görmeye alışkın olmadıkları için çok misafirperver davrandılar. Çoğu zaman motorsiklet üzerindeki "Turkey" çıkarmasını "Tokyo" olarak algıladılar. Pretoria'daki bir benzincide motorsikletlilerle karşılaştık. Hemen çevremizi sardılar ve kiliseye götürmek istediler. Meğer kendi aralarında topladıkları parayla kilise yaptırmışlar.
İçeride büyük bir orkestra vardı ve Rock müzik çalıyordu. Biraz eğlendikten sonra kötü haberi verdiler: 20 kişi yola çıkmışlar, altı kişi ölmüş. Bu haber çok moralimizi bozdu. Polis koruması olmadan hiçbir köyde kalmamamızı, hayvanlara dikkat etmemizi söylediler. Gerçekten de filler, maymunlar, zebralar yolumuza çıktı.

Özellikle Zimbabwe'nin yeşilliği gözlerimizi kamaştırdı. Konakladığımız köyde yemek ve yatak sadece, bir dolara mal oldu. Ardından Zambia'ya girdik. Afrika'nın yukarı bölgelerine doğru çıktıkça fakirlik daha da artıyordu. Yollar inanılmaz derecede bozuktu. Tanzanya'da durum iyice berbatlaştı.
Kötü yol koşulları nedeniyle motorsikletlerimiz arızalandı. Bir günlük yolu üç günde tamamladık. Balta girmemiş ormanda üç gün geçirdik. Çok sinir bozucuydu. Sonra Kenya'ya ulaştık. Ne yazık ki, Türkiye elçiliği bize hiç ilgi göstermedi. Bütün Afrika'dan gördüğümüz yardımı ne yazık ki kendi insanımızdan göremedik. Kenya - Etiyopya arasındaki çölde de çok zorlandık. Ama tüm aksiliklere rağmen Ürdün'e ulaştık. Artık hızlanmak zorundaydık.
Ürdün - Suriye arasını bir günde geçip, Türkiye sınırından içeri girdik. İşin ilginç yanı onca yolu aştıktan sonra kendi ülkemizde zorlandık. Pozantı'da başlayan tipi nedeniyle trafik polisleri geçiş izni vermedi. Ancak derdimizi anlatınca `Allah size akıl versin' dediler ve izin verdiler. Buna rağmen İstanbul'daki partiye yetişemedik."
Yazar Ayşe Kulin'in oğlu olan Kemahlı'yla Kitapçı'nın beş hafta süren bu büyük serüveni kişi başına beş bin dolara mal olmuş. "Bu henüz başlangıçtı. Biz yeterince tecrübeli değildik. Bir dahaki seyahatimizde bu maliyeti yarıya indireceğiz" diyen iki kafadar, bu kez Hong Kong'tan yola çıkıp, Kamboçya, Vietnam, Bangladeş, Pakistan, Hindistan üzerinden İstanbul'a varmayı ve şereflerine verilecek partiye kesinlikle yetişmeyi planlıyor.