Merhabalar Sevgili Okuyucularım,
Çocukluk yılları, değişimlerin çok hızlı yaşandığı dönemlerdir. Çocuklar bu dönemde çevresel, fiziksel ve biyolojik etkiler altında gelişimlerini sürdürürken, iç veya dış dünyadan kaynaklı bazı zorlayıcı durumlarla karşılaşabilirler. Zorlayıcı durumlar içerisinde bulunabilen çocukların aynı zamanda kaygı düzeylerinin de şekillenmeye başladığını gözlemliyoruz.
Okula başlama, aile fertlerinden birinin kaybı, taşınma vb. süreçler çocuklar üzerinde stresi artıran durumlar olarak karşımıza çıkabilir.
Hal böyleyken, tüm dünyada hızla yayılan COVID-19 virüsü ile birlikte evde kalmaları gereken çocuklar için tüm bunlar, yeni bir kaygı nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çocuklarda yaygın olarak görülen ve işlevsellikte belirgin ölçüde bozulmalara yol açabilecek kaygı bozuklukları şunlardır:
Ayrılık kaygısı: Çocukların, ebeveynlerden veya bakım verenlerden ayrıldıklarında belirgin kaygı veya korku hissetme halidir. Hissedilen kaygı neticesinde, çocuğun birincil yakınlarından ayrı kalmayı reddetmesi veya ayrı kaldıkları zaman onların başına kötü bir şey geleceğine dair yoğun korku ve kaygı hissetmesi şeklinde görülür.
Sosyal kaygı: Sosyal ortamlarda hissedilen belirgin korku ve kaygı olarak tanımlanabilir. Çocukların diğer insanlar tarafından olumsuz değerlendirilme ve performans endişesi sebebiyle sosyal ortamlardan kaçınması ve sosyal iletişim kurmaktan çekinmesi olarak tanımlanabilir.
Özgül fobi: Belirgin bir duruma ve nesneye özgü hissedilen yoğun korku ve kaygı olarak tanımlanabilir. Hayvanlar, doğa olayları, yabancı kişiler özgül fobiye örnek olarak gösterilebilir.
Kaygılı Tutum Çocuklara da Sirayet Edebilir!
Kaygının çocuklarda belirgin ve şiddetli bir ölçüde gözlenmesinin arka planında birtakım risk faktörleri bulunmaktadır. Bunlar arasında, genetik ve nörobiyolojik faktörler, kişilik özellikleri ve başa çıkma stratejileri, ebeveynlerin kaygılı olması, erken çocukluk dönemine dair olumsuz yaşantıların fazla olması veya çocuğun kronik bir rahatsızlığının olması ve kullandığı ilaçlar, kaygıyı tetikleyebilecek unsurlar arasında sayılabilir.
Ülkemizde hızla yayılan salgından dolayı çocuklarımızın kaygılarını azaltmak için öncelikle ebeveynlerin sakin ve temkinli olmaları, kaygılarını kontrol etmeleri gerekmektedir. Çocukların bu zor dö¨nemden en az psikolojik sıkıntılarla geçirmesi anne babanın ruh sağlıyla yakından ilişkilidir. Kaygıbulaşıcıdır. Evde panik halinde hareket eden anne babaların ç¸ocuklarına da kaygıbulaştırmasıkaçınılmazdır. Çocuklar ailelerinin tepkilerini takip ederler ve öğrenirler.
Koronavirüs Çocuklara Nasıl Anlatılmalı?
- Her konuda olduğu gibi salgın konusunda da çocuklarınızla iletişim son derece önemlidir. Onlara, sizin ve tüm bilim adamlarının güvenli bir ortam oluşturmak için ellerinden geleni yaptıklarını açıklamalısınız.
- Gü¨vende olma duygusu afet zamanlarında çocukların en fazla ihtiyacıolan şeydir. Çocuklara zor ve sıkıntılı bir dö¨nemden geç¸ildiğˆini belirtmek ama ailece yapılmasıgerekeni yapmaya çalıştığımızı söylemek ve onlarıkorumak için dikkatli olduğumuzugö¨stermek ve bunu uygulayarak yaşamak ebeveynlerin yapması gerekenlerin en başında gelmektedir.
- Çocukların kaygıve korkularınıanlamak, kabul etmek ve bunlara yö¨nelik uygun, gerçekçi, onların anlayabileceğˆi dilde bilimsel aç¸ıklamalar yapmak ç¸ocuklar için ç¸ok daha yararlıdır.
- Hızlı bir şekilde sosyal hayatları değişen çocuklar, sinirli ya da endişeli görünebilirler. Bu durumun doğal olduğunu ama geçeceğini bilmeli, sabırlı olmalısınız.
- Ev rutininizi bozmamalı, normal ev alışkanlıkları devam etmelidir.
- Uzaktan eğitimler için çocuklarınızı motive etmeli, onlara daha sağlıklı olmak adına insanlar için bir önlem alındığını anlatmalısınız.
- Salgın konusunda soru sormaları durumda ise onların sorularını cevaplayın. Ö¨zellikle kü¨c¸ü¨k ç¸ocuklara aynış¸eyleri defalarca tekrarlamanız gerekebilir. Bazı bilgileri sindirmeleri ic¸in birkac¸tekrar gerekebilir, ya da yoğˆun stres altındayken tekrar tekrar soru sorarak sizden güvence arayabilirler. Sorulara cevaplar vermekten kaçınmamalısınız.
- Covid-19 salgınının etkilenen insanlara yardım eden pek ç¸ok kiş¸i olduğˆunu, sgğlık ç¸alış¸anlarının, hastanelerin, devletlerin ve toplumun elinden geleni yaptığınıç¸ocuklara anlatın. Bu çocukların rahatlamalarınısağlayacaktır.
Kaygı Sosyal Hayatı Etkilemeye Başlıyorsa Dikkat!
Zaman zaman kaygı normal olsa da, çocuğun aktivitelerini sınırlıyorsa, sıklıkla korku hissetmesine veya okuldan kaçınmasına neden oluyorsa, kaygı bozukluğu olarak nitelendirilebilir. Şiddetli kaygı bozukluğu, çocuk gelişimini olumsuz yönde etkileyebilen ve müdahale edilmesini gerektiren bir durum halini alabilir.
Müdahale konusunda ebeveynlerin ilk olarak çocuklarına karşı doğru adımlar atması önemlidir. Eğer, çocuklarına karşı sergiledikleri tutumlar ve uyguladıkları stratejiler işe yaramıyorsa, bu konuyla ilgili olarak uzman desteği almaları, ilerleyen dönemlerde artabilecek belirtilerin ortaya çıkmasını önleyecektir.
Mine AĞIR
Özel Eğitim Öğretmeni ve Psikolog
web site