Bu işi de atlattığımıza göre ben de havalı havalı yazı yazabilirim. Hatta diyebilirim ki ¨Aaa çok kolay çok, bir bakmışsın bez gitmiş.¨ Böyle demeyeceğim tabi ki. Evet, son aşamayı çok kısa sürede ve çok kolay atlattık ama bizim bezden nasıl kurtulduğumuzu anlamak için resme biraz daha geriden bakmak gerekiyor.
ve SlingoMOM’ın notları…
* Koray geçen sene Mayıs ayında 18.ayını doldurduğunda denemeye yapmaya karar verdim. Anneanne yazlığına gittiğimizde 20.ayına giriyordu ve bir gün alt temizliğinden sonra bezi takmadım. Sonuç oracığa çiş yaptı. Olsun, daha küçük. O da oyuna daldı, ben de unuttum. Her yer çiş.
* Lazımlıkla alıştırayım, dedim. Koray’a lazımlık diye aldığım yeşil alet bizim Luca’nın mama kabına çok benziyordu. Koray da aradaki farkı anında anlamış olacak ki içine su doldurdu ve Luca’nın önüne koydu. Başka bir tane aldım, istemedi, oturmadı.
* Bir kaç kere daha denedim, altı açık gezdirdim. İtiraz üstüne itiraz. Lazımlık istemez, tuvalete oturmaz, çiş geldiğini söylemez ve en sonunda zorlamanın bir anlamı olmadığını kabul ederek vazgeçtim.
* Ben vazgeçtim ama bizim küçük, havuzda veya denizdeyken çişi geldiğinde çıkıyordu. Biz daha duruma müdahale edemeden çişini yapıyordu. Ama bu iyi bir şeydi. Çişinin geldiğini anlıyordu ve uygun ana kadar tutuyordu.
* Koray’a çişin var mı demekten hiç vazgeçmedim.
* Biz tuvalete giderken onun yanımızda olmasına dikkat ettik.
* iki yaşını geçtiği günlerde küçük bir tuvalet görünümünde olan lazımlıklardan birini alıp eve getirdim. Bizim tuvaletin karşısına yerleştirdim. Koray’ın ilgisini çekti. Beziyle oturdu kalktı. Çiş yapıyormuş gibi ses çıkardı.
* Bir sonraki aşama bezsiz olarak oturtmaktı. Önce her akşam banyo öncesi ‘bir oturalım bakalım, çiş var mı?’ dedim. Önce itiraz etti ama oturur oturmaz çiş yapınca biz de anormal bir sevinç gösterisiyle bunu kutlayınca çok sevindi. Bundan böyle kendisi soyunur soyunmaz gitti çişini yaptı.
* Üçüncü aşama sabah kalkar kalkmaz çişe götürmek oldu. Beraber çiş yapıldı, dişler fırçalandı. Bu rutini de sevdi.
* Dördüncü aşama her bez değişiminde gidip lazımlığa oturtup biraz çiş yapmasını sağlamak oldu. Oyun oynamaya dönmek istediği bazı zamanlar yapmak istemedi.
* Beşinci aşama sabahın kör karanlığında uyandığında, ben tekrar uyutmayayım veya kızmayayım diye kendine bir çözüm buldu: ‘Anne çiş var’. Gerçekten de çişini yapıyordu. Ne zaman ki bu sabah ritüeli başladı Koray’ın bezindeki çiş miktarı azalmaya başladı ama kupkuru bulduğum bez sayısı 3-4 olmuştur en fazla.
* Altıncı aşama kaka. İmkansıza yakın bir durum. Lazımlığa çişini yapmaya başladığı andan itibaren kakalı bezini altından almak o kadar zorlaştı. Anladı ki sıra en değerli şeye(!) geliyordu. Ağlaya zırlaya banyoya götürüyordum temizlemek için.
* Kakasını yapacağını anladığımda ‘istersen bezini çıkar, tuvaletine yap’ dedim. Yemedi tabi. ‘Beze yapacağım’ dedi.
* Bir seferinde ‘anne çıkar kaka yapacağım’ dedi. Oturdu lazımlığına kakasını yaptı. Kalıntıları tuvalete döküp ‘güle güle kakalar’ dedik. Sevinçten deliye döndüm ben tabi ki. Bütün sülale arandı, tebrikleri aldık. Bir daha yok.
* Lazımlığı her yere taşıyacak halimiz yok. Sağa sola giderken kullanmak üzere bir adaptör almak istedim. ‘Koray mami al’ dedi. Mavi tuvalet adaptörünü de beğendi ve çişini yapmaya itiraz etmedi. Kaka? Mümkün değil. Ona daha zaman var.
Kış boyunca çok büyük aşamalar geçirdik anlayacağınız. Belki doğru belki yanlış ama ben oğlumun ömrü boyunca psikolojik bir sıkıntı çekmesini engellemek istedim ve zamanı bol bol kullandım. Her adımda ona sordum. Hayır, dedi bir daha sordum. Onu uzun süre takip ettim. Bu arada hayatımızda çok büyük bir değişiklik oldu: Emziği bıraktık. Çocuk için iki travmaya arka arkaya gerek yok öyle değil mi?
Her bir aşama Koray’ı bezden kurtulmaya hazırladı. Önce konsepti kafasına yerleştirdi. Kabullendi, rahatsız olduğunu fark etti. Bir kere ben artık ‘takmayalım’ dedim, en sonunda da kendi ‘takma bez’ dedi. Gerisini zaten Giriş – Gelişme – Sonuç olarak biliyorsunuz.
Son söz olarak,
* Hiç bir zaman çok geç değil, ki ben bir ara panik olmuştum ve ‘Geç mi kalıyorum?’ diye de yazı yazmıştım.
* Bir sefer denediniz, olmadı. Konuyu kapatın. Bir süre sonra tekrar deneyin.
* Çocuğunuzu çok iyi gözlemleyin. Bütün bir gün hem de. Zaten hemen alışıyorsunuz odağa.
* İlk bir kaç gün önce yarım saatte bir çişe götürün.
* Ufaklık ‘çişim yok’ dese bile siz gözlemleriniz sonucu çişi olabileceğini düşünüyorsanız hemen lazımlığına/tuvaletine götürün. Yüzde doksan vardır.
* Kaka konusunda çok üzerine gitmeyin.
* Ufak kazalar olabilir.
* Beklentinizi büyük tutmayın.
* Üç günde mucizelere inanmayın.
* Ancak üç dört gündür başarıyla giden bir tuvalet eğitimi beşinci gün başarısızlığa uğrar gibi olursa da asla vazgeçmeyin.
* Kakasını bazen tuvalete bazen de bezine yapıyorsa bezinden kurtulması an meselesi demektir. Ben ‘bez evde yok’ diye salak bir bahaneyle bir de eline tutuşturduğum silikon tabancasıyla tuvalete oturtup kakasını yaptırmıştım.
* Kaka işini çözmeye çalışırken kimilerine göre gaddarca gelebilir ama ben bağırsaklarını çalıştıracak gıdalara dayandım ki en sonunda tutamasın ve yapmak zorunda kalsın. Aynen de öyle oldu. Çünkü kabızlık yüzünden bir de canı yanarsa uzun süre kakasını beze yapmaya devam eder, diye düşündüm.
Bu arada dedikleri doğruymuş pet şişe bayağı işe yarıyor.
Irem Erdilek