Sonunda o süreç başladı.
'Eğitim' kelimesi son derece sevimsiz biliyorum. Aslında bu doğal bir süreç. Nasıl ki yürümesi veya yemek yemesi için eğitim vermediysem tuvalet için de eğitim vermiyorum elbette. Öğrenmesi için yardımcı oluyorum. Geçen yaz yani Koray 19-20 aylıkken bir başlama düdüğü çalmıştım ama bir yaş civarı başımıza gelen ve etkisinden uzun süre kurtulamadığımız travmatik kaka olayından dolayı lazımlığı reddetmişti. Sadece havuzda veya denizdeyken çıkıp çişini yapıyordu. Haber de vermiyordu, sadece kendi suyun içinde nasıl yapacağını anlayamadığından sanırım, dışarı çıkıyordu. Bu oldukça iyi bir başlangıçtı ama gerisini getirememiştik. Ben de olayın üzerine gitmedim. Önümüzdeki maçlara bakacaktık. 16-17 aylık civarı bezi atan bebek hikayelerini okudukça da ayrıca ağlamaklı oluyordum.
Sonra iki yaş civarı şu küçük klozet görümündeki lazımlıklardan birini aldım. Sırf Koray sevsin, oturmak için heveslensin ki tuvalet eğitimi için ön çalışma olsun. Bizimki gerçekten de çok sevdi. Altını her açtığımızda ‘tualete yapicam’ diye koşa koşa lazımlığına oturdu. Sonra ben sormaya başladım ‘çiş var mı?’ diye. Bazen ‘var’, bazen de ‘yok’ dedi ama ne zaman götürsem yaptı.
Kaka? İşte esas mesele o. Sadece bir kere kendi isteğiyla kakasını lazımlığa yaptı. Bir daha mümkün değil. Kakasının geldiğini anlayınca ‘tuvalete gidelim mi?’ diye sorduğumda ‘hayııırr, beze yapicaaamm’ dedi. Kimi zaman da kendisi gidip lazımlığa oturdu. Dakikalarca oyuncaklarıyla oynuyor ama yapmıyordu. Olsun, diyordum. Bu bile büyük gelişmeydi bizim için.
Son 2-3 aydır sabahları ‘çişim geldi’ diye uyandırıyordu bizi. Bezi eskisi gibi ıslak olmuyordu. (Tabi gece kalkıp bardak dolusu su içmemişse.) Gün içinde de ‘çişim geldi’ demeye başladı. Bezi çıkarıp koştur koştur lazımlığına gidiyorduk. Madem öyle takmayalım bakalım ne olacak, dedim. 10 dakika sonra halıya şırıl şırıl akıttı. Kızmadım elbette. ‘Keşke haber verseydin’ dedim sadece. Sonra baktım olmayacak, bir de devamlı sokaklardayız ‘yazlığa gidince bir ay sonra, atarız bezi altımızdan’ planları yaptım.
İşte geldik, buradayız.
Gündüzleri ne yapıyoruz? Sabah her zamanki gibi sabahın köründe ‘çişim geldiiii’ haykırışlarıyla uyanıyoruz. Bez altında olmasına rağmen gidip klozete yapmak istiyor. Sonra ona sabah sabah minicik bir çikolata veriyoruz. Ardından yediği içtiğine bağlı olarak devamlı soruyorum ‘çişin var mı?’ İlk gün ‘Yok’ cevabı verdi çoğu zaman ama onu dinlemeyip her sefer götürdüm. Her sefer de yaptı ve yine her seferinde minik bir ödül verdik. Dışarı çıktığımızda her sefer bir ağaç altına imzasını attı. Kazalar, kazalar… oyuna dalıyor, şarrr… koştururken şarrr… annesi de sormayı unutuyor, şarrr…
İlk gün zayiatı: 1 koltuk minderi, 1 paspas, 3 şort.
İkinci gün zayiatı: 1 sandalye minderi, 1 şort.
Üçüncü gün zayiatı: 1 şort
Dördüncü gün zayiatı: yok. Harika bir haber değil mi? Bu başarıda benim neredeyse 15-20 dakikada bir onu çiş yapmasını sağlamak en önemli etken. Dün gece rüyamda Koray’ı tuvalete tutmuştum ve zaferle çıkmıştık içeriden. Kakasını yapmıştı. Ben de huzur içinde uyandım.
Kaka durumunda pek bir değişiklik yok. İlk gün ‘bez tak’ dedi. Kakayı tutup kabız olmasındansa bez takmayı tercih ettim. İkinci gün yapmadı. Üçüncü günün sabahı ıkınmayla uyandı. Ben kaptığım gibi klozete oturttum. Bezine yapacağını yapmış ama kalanı varsa diye bir ümit işte. Şarkılar türküler yarım saat oturduk en az. Yok. Akşam üstü havuzdan panikle çıktı. ‘Kaka var’ dedi. Eve gidemedik bile oracıkta çömeldi. Bu arada acayip ilgisini çekti kendisinden çıkan malzeme. ‘Güle güle’ dedik arkasından. Dün kıvrandı, oturdu kalktı, yapamadı. Bu sabah yani beşinci günün sabahı 'bez tak' dedi. Ben de 'çişimizi yaptık ya sabah, hem sen söylüyorsun artık, takmayalım bence' dedim. Sormadı bir daha. Acaba taksa mıydım?
Bu arada, gece ve öğle uykusunda da çıkarsam mı? diye düşünmeye başladım. Annem ve teyzemler ‘gündüzü halledelim önce’ diyorlar ama ben bu konuda aynı fikirde değilim. Sanırım bu akşam bez takmadan yatıracağım.
Erkek çocuğun çişini oturarak yapması konusunda endişelerim var. Doğru bir şey mi? Dikkatimi çekti, babası götürürse ayakta yapıyor; ben veya annemle gittiğinde oturmak istiyor. Bahçedeyken ayakta yapıyor ama her şekilde. İlginç değil mi? Zaten bir kaynakta çocuğa tuvalet eğitimini hem cinsinden birinin vermesi daha doğru olurmuş? İyi de bütün gün babasını görmeyen bir yavru nasıl öğrenir? Baba veya dede eve gelene kadar tutmayı mı öğrenecek?
ÖNEMLİ NOTLAR
* Tuvalet eğitimi için 2- 2,5 yaşları beklenmeli diyor bazı kaynaklar. 18 ay ile 36 ay arasında bu süreç olur bitermiş ama ideali 24-30 aylar arası başlanmasıymış.
* Her çocuk farklıdır. Bazıları 24 aylıkken hazırken bazıları da 29.ayında hazır hale gelebiliyor.
* 2 – 2,5 yaşından önce çocuk tuvalet eğitimi için zorlanmamalı. Erken yaşta zorlamayla yapılan tuvalet eğitiminin daha sonraki yaşlarda bazı davranış ve kişilik bozukluklarına da yol açtığı yapılan araştımalarda saptanmış.
* Çocukları takip etmeli, tuvalet eğitimine hazır olduklarına dair işaretleri beklemeliyiz. Gündüz uykusundan kuru bezle kalkıyorsa, çişi veya kakası varmış gibi hareketlerde bulunuyorsa doooğru tuvalete.
* Çocuk belli aralıklarla lazımlığa veya klozete oturtuyoruz.
* Özellikle kakadan sonra ‘kötü kokuyor, bu ne’ gibi olumsuz sözler asla söylemiyoruz.
* Kazalardan sonra çocuğa tepki vermiyoruz.
* Çocuğun kendisinin de kolayca çıkarabileceği kıyafetler giydiriyoruz. Şort, eşofman, külot…
* Ödüllendiriyoruz.
* Alıştırma külotlarını henüz denemedim ve merak ediyorum. Biz şu anda boyu kısa gelen eski eşofmanları kesip şort yaptık. Külot falan da yok. İndirip kendi yapmayı öğrensin istiyorum.