Tatilde çocuk oyalamak daha zormuş

Özellikle de yuvaya giden çocuğun hoşça(!) vakit geçirmesini sağlamak zormuş. Sabah 9 gibi evden çıkıp akşam üstü 4'te eve gelen, tüm günü oyunlar, aktivitelerle geçen bir çocuğun hele hele hareketli bir erkek çocuğun sıkılması çok doğal. Başı boş bırakıldığı anda yaramazlıklara başlıyor. Sonra ne oluyor? Anne avazı çıktığı kadar bağırıyor; anneanne ve/veya dede de ¨küçücük çocuğa bağırılır mı öyle?!?¨ diye anneye çıkışıyorlar. Anne ¨siz karışmayın¨ diyor. Al sana yaz tatili!

Baktım olacak gibi değil. Bütün gün de deniz/havuz yapılacak değil ya açtım okuldan gelen haftalık aktivite programını. Kendime, yani Koray’a göre bir program yapım. Elbette saat saat değil ama bir gün içinde neler yapılabilir, vakit nasıl geçirilebilir fikir oluştu aklımda.

Haberin Devamı

Konuları şu şekilde ayırdım:

-Resim yapma

-Hamurla oynama

-Serbest zaman

-Oyuncaklar

-Çocukla mutfak

-Deniz/havuz

-Bisikletle bakkala gitme

-Dans/müzik

-Çizgi film

Resim ve hamur aktivitesi her gün yaptığımız bir şey. Süresi önemli değil. İkimizden biri sıkılana kadar devam ediyor. Ancak çoğunlukla beraber başlıyoruz sonra Koray beni unutuyor kendi kendine uzun süre idare ediyor. İçinden çıkamadığı bir durumda yokluğumu fark edip beni yanına çağırıyor. Bu kadar keyf almasındaki bir başka sebep de sanırım kendisine ait bir masa ve sandalyesinin olması. Boyuna uygun, sevdiği renklerde ve sadece ona ait olan bir köşesi var evde.

Haftada iki kere mutfağa giriyoruz ve onun sevdiği kurabiyelerden/keklerden yapıyoruz. Ya da bazen çok sıkıldığı, düz duvara çıkmaya yeltendiği anlarda ocakta pişen bir yemek varsa karıştırma görevini ona veriyorum, bayılıyor. Kurabiye/kek aktivitesi, genelde çiğ hamurun neredeyse üçte birinin ana-oğul tarafından yenmesiyle, anneannenin de bu duruma söylenmesiyle bitiyor ama sonuçlar bir o kadar da leziz oluyor.

Oyuncaklar daha doğrusu arabalar ve figür hayvanlarını her yere taşıyoruz. Ahşap bloklarla oyun kuruyor, garaj yapıyor, ev yapıyor, çiftlik yapıyor. Kendi kendine 1-2 saat oynuyor, tek isteği var yakınlarında biri olsun. Oynamasın, yanında oturmasın ama başını kaldırdığında görebilsin Koray onu.

Haberin Devamı

Serbest zaman dediğimiz, artık benim pilimin bittiği ve Koray’a ¨ne yaparsan yap¨ dediğim yarım saatlik zamanlar. En sonunda beni sinirlendirecek bir şey mutlaka buluyor zaten. Hem resim yapmaktan hem de oyuncaklarıyla oynamaktan sıkıldığı anlar oluyor bunlar. Ben de açıyorum sevdiği müzikleri deli gibi zıplıyoruz, dans ediyoruz ve tabi ki çok eğleniyoruz. Ben yoruluyorum hemen, o ayrı. Bu kadar yorulunca da dinlenmek için çizgi film açıyorum. Zaten akşam üstü olmuş oluyor. Biraz daha dayanırsa havuza girecek. Çizgi film eşliğinde süt-kurabiye keyfi yapıyoruz.

Sabah erken veya akşam yemeklerinden hemen önce ise bisikletle bakkala gitme rutinimiz var. Koray’ın bisikletini bakkalın önünde bir park edişi var ki, sanırsınız son model bir arabası var. Onun bu hallerini keyifle seyrediyorum. Cebindeki bozuk para ile ekmek ve istediği bir şeyi alıyor. Torbayı koluna takıyor, eve geri dönüyoruz. Hem hareket edip enerjsini harcıyor hem de bir görevi yerine getirdiği için ayrıca mutlu oluyor. Bütün bu aktivitelerin yanında öğlen uyumadıysa güneş batmadan baygın düşüyor. Eğer ki öğlen uyursa 9.30'u buluyor tekrar uykuya geçmesi. Onun 9.30'da uyuması mı daha kötü yoksa öğlen uyumaması mı karar veremedim henüz.

Haberin Devamı

Tatillerin keyifli geçebilmesi için anladım ki iyi plan yapmalı. Günü iyi değerlendirmeli. Sabah kalkıştan, akşam yatışa kadar düzen belli olmalı. Zaten çocuk da düzen seviyor, kendini güvende hissediyor. Başına ne geleceğini önceden biliyor olmak onları rahatlatıyor. Kahvaltıdan sonra resim/hamur yapalım, sonra istersen biraz çizgi film seyredelim sonra da havuza girelim diyorum. ¨Tamam¨ diyor. Çoğunlukla. Arada başka istekleri de olmuyor değil, mümkünse hepsini yapmaya çalışıyorum. Demek ki neymiş okul iyi bir şeymiş.

Artık annemin neden ¨bir an önce okul açılsın, lütfen¨ dediğini biliyorum. Tatillerde anne daha çok yoruluyor çünkü.

Irem Erdilek

Slingomom.com