Disiplin kelimesini ilk duyduğunda insanın yüzünde memnuniyetsiz bir ifade oluşur. Nedense sert, sorgulanamaz, kişisel hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı kurallar yığını olarak algılanır. Belki de çoğumuz 'disiplin cezası' kavramı ile eğitim öğretim gördüğümüz içindir. Korkutularak çocukları düzene sokmaya çalışan bir eğitim sistemimiz olduğunu kimse inkar edemez. Allahtan yeni yetişen eğitimciler var da bu durumun sakıncılarını bilerek, farklı anlayışlarla yaklaşıyorlar çocuklara.
Peki henüz okul çağına gelmemiş ufacık, yaramaz bir velede nasıl davranmalı? Doğruyu, yanlışı ayırt etmesini nasıl sağlamalıyız?
Çocuklar, toplum düzenine, genel-geçer kurallara ancak ebeveynlerinin, büyüklerinin, öğretmenlerinin rehberliğinde uyum sağlayabilirler. Onlar taklit ederek öğrenmediler mi her şeyi? Öyleyse neden toplum kurallarını öğretirken, cezalandırma-korkutma gibi kavramlar olsun ki hayatımızda? Biz göstereceğiz, anlatacağız, örneklendireceğiz; doğruyu yaptığında ödüllendireceğiz ve yüreklendireceğiz. Hata yapmasına izin vereceğiz ki, doğruyu sorgulayarak bulsun. Ona zaman tanımadan, hakkında hüküm vermek haksızlık olmaz mı?
Limitleri olduğunu bilecek ancak bu sınırlar içerisinde özgür olacak. Ona seçme hakkı vermek, onun birey olarak görmektir. Onun düşüncelerine saygı duymak demektir. Pozitif disiplinde, çocuğumuzun kötü davranışlarını onları sözel veya fiziksel olarak incitmeden ortadan kaldırmaya çalışırken, olumlu davranışlarını destekliyoruz. Zaten 2 yaş sendromu da çocuğumuzun bağımsızlığını kazanma savaşı değil midir?
Pozitif disiplin denilen de yukarıda anlattıklarım aslında. Çocuğu döverek, ona cezalar vererek doğruyu anlamasını sağlamanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Şiddet=korku olduğuna inanıyorum. Üstelik çocuk hatalı davranışını, nedenlerini anladığından değil sırf ceza veya dayak korkusundan dolayı bir daha (en azından bir süre) tekrarlamayacaktır.
Uzmanlarından Pozitif Disiplinin tanımı: Olumlu davranışların ön plana çıkarıldığı, eğitimcilerin 'kötü çocuk yoktur, iyi ve kötü davranışlar vardır' fikrini benimsediği bir filozofi. Tarihsel olarak göz atarsak; Pozitif Disiplin Ebeveynliği ve Sınıf İdaresi Modeli 1920'lerde Alfred Adler ve Rudolf Dreikurs'un ortaya attıkları fikirlere dayanıyor. Dr.Adler çocuklara saygı gösterilmesi gerektiğini savunmuş. Her iki uzman da kibar ancak kesin bir yaklaşımla çocukların demokratik şekilde disipline edileceğini savunuyor.
Okumaya yeni başladığım kitabım Positive Parenting'in başlıklarından derlediklerim:
Pozitif Disiplin derken... Ne yapacağız?
- Öncelikle çocuğumuza onu anladığımızı, sebeplerini kabul ettiğimizi göstereceğiz.
- Çocuğumuza, onaylamadığımız durumların açıklamasını yapacağız.
- Çocuğumuza çözümler sunacağız.
- Bazen yapmaması gereken davranışın ardından doğru olanı bizim göstermemiz gerekebilir.
- 'Hayır' dediğimizde, ona iki seçenek sunacağız.
- Onun duygu ve düşüncelerine önem verdiğimizi bilmesini sağlayacağız.
- Paylaşmayı öğreteceğiz.
Ne yapmayacağız?
- Çocuğumuzu onun moralini bozacak şekilde eleştirmeyeceğiz.
- Onunla alay etmeyeceğiz, başka çocuklarla kıyaslamayacağız.
- Kendine güvenini zedeleyecek davranışlarda bulunmayacağız.
- ASLA ASLA ASLA fiziksel şiddete başvurmayacağız.
- Odasına kilitlemek veya ortamdan izole etmek gibi davranışlarda bulunmayacağız.
Pozitif Disipline, disiplin demeyenler çocuklarını nasıl eğitmeyi planlıyorlar merak ediyorum!