Yazarlar
Bu hafta sonu keyifsiz geçti. Katılmam gereken bir cenaze vardı. Babaannemin ölümünden beri cenazeler, mezarlık ziyaretleri beni çok daha derinden yaralıyor. Çok sarsılmıştım. Lise son sınıftaydım ve ilk defa bu kadar yakın birini kaybetmiÅŸtim. Trafik kazası yüzünden üstelik. O zaman anlamıştım ölümün aslında çok yakınımızda olduÄŸunu, hayatın içinde olduÄŸunu. Gidenleri unutmamaya çalışıyorum. Özelllikle de seslerini. Babaannemin sesi, son sözcükleri kulağımda. Sonra canım dayımın. Bana sesleniÅŸi, kocaman kucaklaması hep hayalimde. Sanki uzaktalarmış da zamansızlıktan görüşemiyormuÅŸuz gibi geliyor. Ben 30 yaşında bir yetiÅŸkin olarak ölümü bu kadar zor anlıyorsam, kaybettiklerimin acısını hala hissediyorsam ve bir türlü kabullenmek istemiyorsam, Koray'a nasıl anlatırım, diye düşündüm. 2 yaşında anlaması zaten mümkün deÄŸil. 'Emzikler yok attık ya' dedim. Gece yarısı uykusunda soruyorken hala, sevdiÄŸi tanıdığı birinin ölümünü nasıl anlatırım? 8-9 yaşına gelene kadar 'uzakta ÅŸimdi' diye mi cevap vermeli? 5 yaşındaki bir çocuk 'neden gelmiyor, gelsin artık' derse ne demeli? 10-12 yaşına kadar ölen kiÅŸinin geri geleceÄŸi ümidini taşırmış çocuklar. Ancak bu yaÅŸlardan sonra ölen geri gelmez kavramını anlayabiliyorlarmış. Kendim sordum, cevabımı buldum, paylaşıyorum: * 0-3 yaÅŸ arasındaki minikler her ne kadar ölümün ne olduÄŸunu anlayamasalar çevrelerinde olup bitenleri hissedebilirler. Evdeki husursuzluk onlara da yansır ve tepki verirler. * 3-6 yaÅŸ arasındaki çocuklar ölümü geri döndürülebilir veya geçici bir durum olarak algılarlarmış. Benim yukarıda yazdığım gibi 'gelsin artık' gibi bir cümle kurmaları olasıymış. Aynı zamanda bu yaÅŸ grubundakiler sınırlı deneyimlere sahip olduklarından ölümleri bunlara baÄŸlarlarmış. ÖrneÄŸin tanıdığı birisi mide hastalığından öldü. Annesinin mide aÄŸrısı çektiÄŸini öğrendiÄŸinde, annesinin de öleceÄŸi korkusunu yaÅŸarmış. Bu dönemde çocuÄŸun günlük yaÅŸantısında deÄŸiÅŸiklikler yapmadan duygularını, korkularını anlatmasını saÄŸlayacakmışız. Her zamankinden daha fazla birlikte vakit geçirip, uzakla kaldığımız anlarda anne-babanın nerede olduÄŸu bilgisini vermek gerekiyormuÅŸ ki endiÅŸeleri azalsın. 'Allah Baba aldı', 'o ÅŸimdi uyuyor' gibi ifadeleri KESÄ°NLÄ°KLE kullanmayacağız. Ölüm hakkında bitmek tükenmek bilmeyen sorularına karşı sabırlı olacağız. Yine okul öncesi dönemde ÖLÃœM'ü anlatırken bunun doÄŸal bir yaÅŸam döngüsü olduÄŸunu anlatmakla baÅŸlayabilirmiÅŸiz. Hayvanları örnek gösterebilirmiÅŸiz. Köpekler 15 sene yaÅŸar, Kelebekler 1 hafta, insanlar 70-80 yıl yaÅŸar..., diyebilirmiÅŸiz. Ancak ani ölümler, hastalıklar olabileceÄŸini basitçe anlatmalıymışız. Bu yaÅŸ grubu sebep-sonuç iliÅŸkisini ilkel bir ÅŸekilde algıladığından ölümle ilgili konuÅŸurken çok dikkatli olmalıyız. ÖrneÄŸin; 'toprak oldu', 'uykusunda öldü' gibi ifadeler çocuÄŸun toprak ve uykuyu ölümle iliÅŸkilendirmesine sebep olabilirmiÅŸ. DoÄŸum ve Ölüm iyi anlamalı, doÄŸru anlatmalıÂwww.slingomom.com