Bir kadın için tarifsiz bir duygudur hamile olmak, içinde bir canlının büyüdüğünü bilmek. Planlı veya plansız olsun eminim her kadının hamilelik dönemiyle ilgili hayalleri, yapacakları ve yapmayacakları vardır. İnternet elimizin altında olduğu için akademik bilgiye de ulaşmak kolay. Dokuz aylık süreçte başımıza neler geleceğini biliyoruz, doğum hakkında okuyoruz. Cesaretli olanlarımız doğum videolarını bile seyrediyor. Şimdi geriye dönüp baktığımda neler yaşamışım, neleri yapmışım, neleri yapmamalıymışım gözden geçirdiğimde yazacak bir sürü şey çıktı bana.
Doktor kontrolündeki hamileliğinizin harika, sorunsuz geçtiğini ümit ediyorum ve diyorum ki
Hanımlar, hamileyken bunları yapın:
Aşırı ilgi beklemeyin. Siz hasta değilsiniz. Sadece hamilesiniz. Bebeğinizi dünyaya getirecek olmanız son derece önemli bir şey ama olay haline sokmaya gerek yok. Daha doğrusu hayattan geri kalmayın demek istiyorum.
Vitamin alın. Evet, evet alın. Yapılan araştırmalara göre pre-natal dönemde alınan folik asidin bebeklerde oluşabilecek nöral tüp defekti kusurunu önleyebileceği anlaşılmış. Bizim annelerimiz almamış, biz kusurlu değiliz ama olabilirdik de. Doktorunuza danışarak vitamin ve mineral takviyesi alın. Zaman zaman düşecek olan enerji seviyeniz toparlamak için ihtiyacınız olacaktır bu haplara.
Egzersiz yapın. Dedim ya siz hasta değilsiniz. Egzersiz yapmak çok daha iyi hissetmenizi sağlayacak. Hemen gidip bir hamile pilatesine veya yogasına yazılın demiyorum. İstiyorsanız yapın da bir çift spor ayakkabı da işinizi görecektir. Yürüyüş çok iyi geliyor hamile kadına. Eğer her şey yolunda gidiyorsa, yatmak zorunda değilseniz son güne kadar yürüyüş yapabilirsiniz. Ne zaman durmanız gerektiğinizin sinyalini vücudunuz verecektir. Yorulduğunuz anda durun. Burası önemli. On dakikalık egzersiz bile yoruyorsa bırakın.
Lifli gıdalar tüketmeye özen gösterin. Hamileliğin ilerleyen aylarında kabızlık şikayetiyle karşılaşma ihtimaliniz yüksek. Üstüne bir de doktorunuzun büyük ihtimalle takviye olarak önereceği demir hapları ile hayat çekilmez olabilir. O yüzden bolca lifli gıda ile beslenmeli. Hem de ilk günden itibaren.
Uyuyun. Herkese söylediğim tek ve en önemli konu bu aslında. UYKU. Yenidoğan bebekle başbaşa kaldığınızda 'keşke daha çok uyusaymışım' diyeceksiniz. Önceden uyumak neyi çözer? Hiç. Sadece tatmin. 'İyi ki hamileyken bol bol uyumuşum' demek, konuya daha pozitif yaklaşmanızı sağlıyor.
Sevişin. Karnınızdaki cinsel ilişki için bir engel değil. Suçluluk hissetmeyin. Bunun onunla ilgisi yok. Sizinle ilgili sadece. Bunda yanlış bir şey yok.
Kitap okuyun. Ne bulursanız okumanızı tavsiye ederim. Roman ve hikaye kitaplarına öncelik tanıyabilirsiniz. Çünkü doğuumdan sonra bir süre annelik, bebek ve çocuk bakımı hakkındaki kitaplarla boğulma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaksınız ve bazı zamanlar değil romana dalmak, gazete bile çevirecek entellektüel seviyenizi bulamayacaksınız.
Yazın. Hissettiklerinizi, korkularınızı, hayallerinizi yazın. Ne olursa, nasıl olursa yazın. Blog da açabilirsiniz. Herkes okumasın, bana kalsın derseniz başucunuza küçük bir defter koyun. İçine de bir kalem yerleştirin. Her akşam yatmadan bir iki cümle de olsa yazabilirseniz, ileride muhteşem bir hikaye çıkacağına sizi temin edebilirim.
Hamilelik ve doğum kurslarına gidin. Kitaplardan, bloglardan sıkılabilirsiniz. Hem biraz da sosyalleşmek iyi gelir insana. Doğuma hazırlanmak, nefes tekniklerini öğrenmek o kadar önemli ki dokuz ayın sonunda ıkınırken 'keşke kursa gitseydim' demeniz olası. Daha önce hiçbir bebek tecrübeniz olmadıysa yani kardeş, kuzen, yeğen altı değiştirmediyseniz, aynı kurslarda bebek bakımına dair derslere de katılmanız faydalı olacaktır. Panik atak geçirmeden el kadar bebeği nasıl yıkayacağınızı, bezini nasıl değiştireceğinizi öğreneceksiniz.
Yapın bunları, pişman olmayacaksınız.
Irem Erdilek