‘Doğal Ebeveynlik’ dengeleri bozuyor olabilir mi?

Doğal ebeveynlik veya artık herkesin bildiği ve bir şekilde bir yerlerde duyduğu orjinal ingilizce terim hali Attachment Parenting ile ilgili bir sürü yazı yazdım. Sevdiğim ama bir o kadar da eleştirdiğim tarafları var. Yine de çocuğa yakın olmak, onun ihtiyaçlarını anlayabilecek mesafede olmak, kokusunu içime çeke çeke uyumak tarif edilemez bir haz. Anne de çocuk da mutlu.

Peki hep devam ediyor mu bu ideal(!) ilişki? İkisinden biri gün gelip de ”off sıkıldım” diyebilir mi? Yoksa diyen var da dile mi getirmiyor kimse?

Haberin Devamı

Esas soruya geliyorum: Oyunu ilk bozan anne olabilir mi?

İnsan çocuğu için dünyayı karşısına alır ama kendi benliğini, kişiliğini, kadınlığını geride de bırakmamalı. İpin ucunu kaçırınca evde denge, düzen, disiplin ve en sonunda da huzur kalmaz çünkü. Doğal ebeveynliğe fazla takılıp kalmanın iki sonucu olur diye düşünüyorum. Ya ‘aşırı’ ebeveyn olursunuz işi iyice ileriye götürüp ya da ebeveyn olmaktan çıkıp çocuğun oyuncağı haline gelirsiniz.

Bebeğiyle uyuyan, sling kullanan, çocuğuna bakmak için işini gücünü bırakan bir anne olarak ilk bakışta tipik bir doğal ebeveynliğin savunucusu gibi görünüyor olabilirim. Açıkçası ben kendimi daha çok ‘deneysel anne’ olarak görüyorum. Elime geçen her türlü kitabı okuyan, herkese akıl danışan ve bunları kendime göre uygulamaya çalışan bir anneyim. Deneme yanılma yoluyla doğrulara ulaşıyorum. Ne Sears’çıyım ne Tracy Hogg’cu ne de tam olarak Ferber’ci.

Tek bir doğru yok. Hamilelik, doğum, çocuk herkeste aynı değil ki. Herkesin hikayesi farklı. Bazı durumlarda doğal olmak, içinden geldiği gibi davranmak gerekebilir; bazen de bilimsel bir kaynaktan okuyup öğrendiğimiz bir taktiği uygulamak iyi olabiliyor. Ancak ben annelik yolunda her geçen gün tecrübe kazandıkça bu doğal ebeveynlik kavramının gereksizce önümüze sunulduğuna inanıyorum. Çünkü anne sadece ev annesi olmalı, çocuğunu her şeyin, herkesin önüne konmalı, mümkünse sebzesini meyvesini kendi yetiştirmeli gibi bir algı var. Bence en büyük sıkıntı sınırların çizilmiyor olması.

Haberin Devamı

Çocuğun sınırı olmalı,

Annenin de kendine ayıracak zamanı.

Attachment Parenting savunucusu annelerin bir süre sonra çocuklu hayatlarıyla ilgili endişeleri ortaya çıkıyormuş. Nasıl çıkmasın. Bir anda bu kadar çok kendinden verince, gün gelip de ‘ya hep böyle devam ederse’ farkındalığına varırsın. Düzelt bakalım, çiz şimdi sınırları.

Elbette ilk zamanlar böyle olmuyor. Minicik bebeğin göğsünde uyurken kendinden emin şekilde ‘ben doğal ebeveynliği savunuyorum’ diyebilirsin. Bazen devam eder ama çocuğun doğumuyla işinden, sosyal yaşantısından uzaklaşmış, kadın olduğunu unutmuş bir kadının kriz anları yaşamasından daha doğal bir şey olamaz.

O yüzden diyorum ki bırakalım ona buna takılmayı. Aile yaşantımız, kendi yapımız, ekonomik gücümüz, çocuğun karakteri ve biraz da bizim hayallerimizin harmanlandığı bir ebeveynlikle çocuklarımızı büyütelim.

Anne olmak hiç kolay değil. Hiç!

Irem Erdilek

Slingomom.com