Bebek ve köpek aynı evde yaşar mı?

Kendimi bildim bileli köpeğim olsun istemişimdir ama annem çok haklı olarak almadı. Çok haklı diyorum çünkü evin çocukları ne kadar sevse ve ilgileneceklerini söylese de evcil hayvan bakımı her zaman annenin görevi haline gelmekte. Şimdi anlayabiliyorum ama o zamanlar çok kızıyordum ona. Gerçi benim hayvan sevgim köpeklerle sınırlı değil. Annem hangi birini alacaktı ki eve. Kediler, kuşlar, köpeklerle yatağımı bile paylaşabilirim.

Luca, 8 haftalıktı evimize geldiğinde, biz yeni evli sayılırdık. Karı-koca hayvanlar için deli oluyoruz. Kaçınılmazdı bir köpeğimizin olması. Derken hamile kaldım. Bir an bile kızımı terk etmek düşüncesi aklımızdan geçmedi. Sadece aile büyüklerimizin içini rahatlatmak için bilimsel araştırmalara girdim ki ev hayvanlarının hamileye ve daha sonra da yeni doğan bir bebeğe zararlı olmadıklarını anlatmalıydım.

Haberin Devamı

Yazık ki bir çok evcil hayvan, evin hanımı hamile kaldığında bir şekilde terk edilip, ailesi bildiği insanlardan uzaklaştırılıyor. Hamilelikte kist ve toksoplazma riski yüzünden, bebek doğunca da ona zarar verir endişesi ile bu dostların kalpleri kırılıyor. Aşılı, düzenli veteriner kontrolündeki hayvanların kedi, köpek fark etmez, sizi hasta etmeleri imkansızdır. Nasıl bizim saçımız var, onların da tüyleri var. Temiz bakılan, iyi beslenen hayvanların bir çok insandan daha temiz olduğuna kalıbımı basarım. Üstelik yapılan araştırmalar sonucunda, evcil hayvan ile büyüyen çocukların hem fiziksel hem de ruhsal gelişimlerinin, evcil hayvanı olmayan akranlarından çok daha ileri seviyede olduğu kanıtlanmış. İnternetteki kaynaklardan www.yesilkopek.com, www.hamilebilgi.com/gebelikte_evcil_hayvanlar.html sitelerinin konuyla ilgili yazılarını okumanızı tavsiye ediyorum.

Yeni doğan ve köpek

Oğlumu eve getirdiğimizde, Luca her zamanki gibi heyecanlıydı. Anlamadı önce kucağımdakini. Geldi, kokladı, uzun uzun. Yalamadı bile. Sanırım minik, savunmasız bir insan yavrusu olduğunu fark etti. Evdeki dengelerin değişeceğini hissetti. Kıskandı ilk zamanlar, yok saydı, sırtını döndü. Hiç ilgilenmedi. Ne zamanki Koray sesler çıkarmaya başladı. Luca daha fazla kayıtsız kalamadı ona. İnanır mısınız oğlumun ağzından ilk çıkan kelime ne baba, ne dede ne de anne oldu. LUCA dedi. Bekliyorduk bunu. Aralarındaki bağ her gün biraz daha güçleniyor.

Haberin Devamı

Bugün 2 yaşındaki azgın oğlum ve 5 yaşındaki köpeğimizi seyrederken anlıyorum ki korku dna’mızda yok. Sonradan öğreniyoruz. Hayvanlara düşman bir ailede büyüyen çocuk, hayatı boyunca en küçük canlıdan bile korkar ve bu korkusu yüzünden zarar vermeye çalışır. Özgüveni son derece zayıftır ve büyük ihtimalle de hırçın bir karakteri vardır. Hem okuduklarım hem de kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak diyebilirim ki hayvan sevgisi ile büyümek, hayvanlarla iletişim kurmak son derede özel bir duygu. Dost kelimesinin gerçek anlamını öğreniyorsunuz. Karşılıksız, saf sevgiyi hissediyorsunuz ve her canlının biz insanlar kadar eşit yaşam hakkı olduğunu fark ediyorsunuz.

Sevgi ile yetiştirilen bir köpeğin canavar olması İMKANSIZ!

Haberin Devamı

Aslında biliyor musunuz tüm hayvanlar sevilmek ister sadece. Evcil bir hayvanın durup dururken bir insana veya başka bir hayvana zarar vereceğine inanmıyorum. Golden Retriever insan köpeği derler. Doğrudur. Dünyanın en iyi huylu, en akıllı köpeği gerçekten de ama ırkın özelliğinin dışında yetiştiricisinin özelliği bence bu. Golden cinsi köpekleri kim alır, aileler. Aile, sevgi demektir. Köpeği ailenin bireyi olarak görürler. Onunla yatar, onunla kalkarlar. Pitbull’ları ne için yetiştiriyorlar genelde? Dövüş için. Rottweiler, Doberman? Koruma, korkutma köpekleri yaparlar bunları. En acımasız, insafsız eğitimlerin verildiği bu güçlü köpekler bir anda canavara dönüşüyorlar. Ne acı değil mi? Oysa o kadar büyük kalpleri var ki tüm bu ırkların. ”Köpekleri değil sahiplerini toplasınlar!” demişti biri geçen gün. Ne doğru söylemiş! Kendini bilmez biri Golden, Labrador gibi aklı fikri yemek ve topta olan köpeklerin bile karakterini değiştirip ölüm makinesine dönüştürebilir. Bakmayın yumuşacık görüntülerine. Hem güçlü çeneleri vardır, hem de pitbull’dan daha akıllıdırlar. Yani daha tehlikeli bile olabilirler. İşin tuhafı geçen yıl Amerika’da köpek saldırısı raporlarına göre Pitbull’lar ilk 10′da bile değilmiş.

Hayvanda bir agresiflik varsa hatayı sahiplerinde aramalı. Sokakta gördüğümüz sahipsiz kedi köpeğe bile yaklaşmasına izin veriyorum Koray’ın ama ellemesine asla. Diyorum ki ”Koraycım biz tanımıyoruz onu. Sen şimdi el salla ona, gidelim. Evde Luca bizi bekliyor.” Koray el sallayıp devam ediyor yoluna ama eminim bıraksam dönüp atlar tepesine yerde yatan köpeğin. Sahibi varsa da önce izin istiyoruz sevmek için. Yoksa Koray korkusuz, ben de rahat bir anneyim diye çocuğumu salmıyorum hayvanların üzerine.

Sonuç olarak, bebek ve çocuk evcil hayvanla aynı evde yaşayabilir hem de koyun koyuna ama mutlaka her an bir gözünüz onlarda olmalı. Açıkçası Koray bilmeden Luca’ya zarar verir diye korkuyorum. Hem çocuğunuzun, hem de köpeğinizin sınırlarını belirleyin. Kurallar kesin olmalı. Büyük ihtimalle köpeğiniz kuralları hemen benimseyecektir de, miniğiniz sizi epey bir uğraştıracaktır. Her köpeğin ırkına has bir karakteri de vardır. Bunları iyi öğrenip ona göre yaklaşmalı, yaklaştırmalı çocuğu.

Evinize kedi-köpek almasanız bile çocuğunuzun hayvanları sevmesini engellemeyin, onları korkutmayın. Bu dünyadaki en iyi arkadaşı olabilir oysa…

www.slingomom.com/