Ne mi olur? Çocuk babaya oynamaya başlar. Nasıl olsa babasından yüz bulacağından, annenin dedikleri bir kulaktan bile girmez, havaya saçılır sözler, teğet geçer.
2 yaşının getirdikleriyle olur olmaz inatlaşmalara maruz kalan anne, kesin, emin ve tek kelimelik cevaplar şeklinde konuyu kapatmaya çalışırken baba ise dudağı bükük zavallı oğluna sarılıp ‘ama annesi izin ver, yok öyle deme, bırak oynasın, boşver seyretsin, uykusu yok heralde’ demez mi?! İyi de ebeveynlik takım çalışması değil midir? Çocuğun dengeli bir ortamda büyümesi gerekmiyor mu? Biri hep kötü, diğeri hep iyi mi olacak? Anne boşuna mı ‘hayır’ diyor? Baba, annesinden red cevabı alan bebeğini kucağına alıp da avutmaya kalkarsa o çocuk ‘annem acaba beni sevmiyor mu?’ diye düşünmez mi? En azından annesine karşı güveni azıcık da olsa sarsılmaz mı?
Bizim evde işler tam tersiydi. Annemden bir şey isterim ‘babana sor’ der. Babaya giderim emin şekilde. Babasının kızıyım ya kesin kopartırım izin. Şok: ‘annene sor’. Hoppalaaa… telepati mi var aralarında? Takım ruhu işte. Konunun önemi yok. Ya da izin verilir mi verilmez bir istek mi olduğunun. Önemli olan çocuklar karşısında birbirini tamamlayan anne-baba profili çizmek. Sıkıysa geç bu engeli.Sonradan anladım ki bu, çocuğu babaya karşı daha da uzaklaştırıyor. Anne de anne olmaktan çıkıp sırdaş, kanka oluyor. Oysa 12-13 yaşında bir kız çocuğunun ihtiyacı olan, ona yol gösterecek, doğruyu yanlışı anlatacak, onu zorlayacak bir anne. Yoksa kankadan bol ne var?Hele şimdi anne olunca ebeveynlerin uyumunun önemini daha iyi anladım. 2 yaşını geçmiş oğlum söylediklerimin, anlatmaya çalıştıklarımın anlamaya başladı iyice. Üstelik benim izin vermediğim bir durumda, babasına dönüp ağlak suratla bakmayı da biliyor. Öğrendim artık. Bir kaç gündür tam bu anda anne refleksi ile babaya en kötüsünden bir bakış atarak konuyu değiştiriyorum ki baba oğluna 'tamam' diyemesin, ufaklık da babasının şevkat dolu kollarına kendini atmadan gündem değişsin.Malesef babalar zannediyorlar ki çocuklarının istekleri yerine getirilmezse mutsuz olacaklar. Oysa neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmeyen, kendisi için uygun kararı verecek bir bilince henüz ulaşmamış çocuğun her dedi yapılmaz. Yapılmamalı. Aslına bakarsanız inatlaşmak istiyor zaten. Kendini gösterme, var olduğunu ispat etme döneminde. Ne baba her dediğini yapacak, ne de anne her şeye itiraz edecek. Olmayacak bir şey istiyorsa onu vazgeçirmenin yollarını aramalı ebeveynler.Tamam karakterleri birbirinden oldukça farklı iki insanın aynı fikirde olması her zaman beklenemez. Yine de asıl problem, karısını dışarıdan objektif bir şekilde gözlemlediğini iddia edip eleştiren ancak çocuğun dilinden anlamayan, ne istediğini bir türlü çıkaramayan babanın kendi fikrinin en iyisi olduğunu düşünmesi. Yapılan araştırmalar, yeni babaların kural bozucu, ortalık dağıtıcı, aşırı rahat ama çocuklarının göz yaşlarına dayanamayan yumuşak babalar olduğunu gösteriyormuş.Ben oğlumun rahat, kendine güvenen, mutlu ve sevgi dolu bir çocuk olması için uğraşıyorum. İnatlaşarak, ağlayarak, kendini yerden yere atan, annesine omuz silkip babasından medet uman şımarık bir genç olmaması için bu kadar okuyup, araştırıyorum. Ben oğlumu bu dünyadaki her şeyden çok seviyorum ve onun gözlerinden akan bir damla yaş benim canımın yanmasına sebep oluyor.Yazık ki bunu anne olmayanlar anlayamıyor. Bazen babalar bile...SlingoMOM.com