17.01.2018 - 16:35 | Son Güncellenme:
Duygu Bay / PembeNar Özel
Sencer Bulut kimdir?
Kimya ile başladığı öğrenim hayatına uluslararası sporcu beslenme uzmanlığı, gıda kimyası ve takviye edici gıdalar üzerine çalışmalar yaparak devam eden Uluslararası Beslenme Uzmanı Sencer Bulut, 2015 yılında “Aslında Diyet” kitabını yayımlamıştır.
“LCHF” Düşük Karbonhidrat Diyeti ve Ketojenik Diyet ile ilgili sunum yapmak için Google TGIF’e davet edilen Bulut, Google Türkiye çalışanları ile bir eğitim, sunum ve söyleşi yaptı.
Biz de Sencer Bulut’tan insülin ve direncine dair PembeNar’a özel bilgiler aldık.
İnsülin direnci belirtileri nelerdir?
Hareketli ve yediklerine dikkat insanların inatçı göbeği veya basenleri insülin direncinin doğrudan etken olduğu bir sonuçtur.
İnsülin, hücre duvarında glukoz girişini sağlayan kapının anahtarıdır. İnsülin olmazsa, bu kapı açılmaz ve glukoz kanda birikir keza kan şekerinin yükselmesi de budur!
İnsülin direnci, bu kapının açılması git gide zorlaştığında gerçekleşir.
Bunu evinizin kapısını açmanız gibi düşünebilirsiniz. Normalde kapı kolunu aşağı bastırır ve kapıyı iterek kolayca açarsınız. Ancak, dışarısı rüzgârlı olduğunda ve kapıyı dışarıdan ittiğinde ne olur? Rüzgârın yaptığı basınç kapının açılmasını zorlaştırır ve rüzgâr ne kadar artarsa, kapıyı açmak için o kadar güç kullanmanız gerekir.
İnsülin direnci de buna benzerdir. Hücreleriniz ne kadar insüline dayanıklı hale gelirse, insülinin kapıyı açması o kadar zorlaşır. Kapının açılması zorlaştıkça, kapıyı açabilmek için günden güne daha fazla insülin miktarı gerekmeye başlar. Daha fazla insülin daha fazla yağ depolamanız demektir.
İnsülin direnci olanlar kaç öğün yemeli?
İnsülin, atışlar halinde üretilmek üzere tasarlanmıştır. Yemek sonrasında salınır ve sonra bir sonraki yemeğe dek geri çekilir. Bu da normalde saatler sonrasıdır. Tüm hormonlar gibi, insülin de en çok, sakin dönemlerin ardından atışlar şeklinde salındığından kısa aralıklarla yemek yemeniz insülinin dalgalar halinde yükselmesini sağlar! Bu kötüdür! Zaman verin ve lütfen bir süre yemeyin! Günde 2 öğün yemek ve akşam yemeğinden sonra atıştırmamak, insülin direnci olan insanlar için çok faydalı olacaktır.
Bununla birlikte, modern hayat tarzımız, öğünler arasında insülin seviyelerinin geri çekilmesine yetecek kadar zaman bırakmamıza imkân vermez! İşlenmiş gıdaları tüketmemiz, pazarlama makineleri ve hiçbir zaman aç kalmamamız gerektiği konusunda ısrar eden bir medya tarafından yönlendiriliyoruz. Sürekli besin tüketmek insülin seviyesini yükselterek bu seviyenin gün boyu yüksek kalmasına neden olmaktadır.
İnsülin direncini kontrol altına almak için ne yemeli ve ne yememeli?
Sofra şekeri ve rafine karbonhidratları hayatınızdan çıkarın. Vücudunuz bu yeni sağlıklı düzene alışana kadar devam edin. Alkol veya sigara bağımlısı insanların, bıraktıklarında çektiği eziyete göre “yok sana iyi gelmedi bu tekrar başla” diyor musunuz? Bunda da demeyin.
Sofra şekeri içeren bir gıdayı tükettiğinizde ya da bir içeceği içtiğinizde yakamayacağınız bir yağ bloğunu yediğinizi/içtiğinizi unutmayın. Bunun en büyük sebebinin sofra şekerinin yarısını oluşturan früktoz olduğunu biliyoruz. Çünkü früktoz vücudunuzda sadece karaciğerde işlenebilen bir zehirdir. Früktoz burada işleme tabi tutulurken depolanamadığı için trigliserid olarak yağ depolarınıza gönderilir. Bu sürece “de novo lipogenesis” adı verilir” (Yeni Yağlanma) Bu süreç şeker tüketiminizi yağa çeviren süreçtir.
Düşük karbonhidrat içeren bir beslenme düzeni ile birkikte, tüm sebzeler, hayvansal proteinler ve süt ürünleri tüketilmesi insülin direncini kontrol altına almanıza destek olacaktır.
Leptin direnci nedir?
Leptin yağ hücrelerinizden beyninize doğru salgılanan ve ben “TOKUM” diyen hormondur. İnsanların bugün kanımca en büyük yanılgısının açlık hissinin vücudunuzun besin ihtiyacı ile ilişkilendirilmesidir. Acıktıysam, bir şeyler yemeliyim algısı ne yazık ki çoğunlukla yanlıştır. Açlığınızın en büyük nedenlerinden biri LEPTİN hormonunuzun, yanlış beslenmeniz sonucu (karbonhidrat tüketmeniz) İNSÜLİN tarafından bloke edilmesidir.
Leptin direnci belirtileri nelerdir?
Bu istemediğimiz zincir sizi daha sağlıksız, daha kilolu yapmaktadır. Yedikçe yer, kilo aldıkça alırsınız. Vücudunuzun ihtiyacı ile hiçbir ilgisi olmayan bu lanet, bizi daha çok tüketen bir toplum haline getirmiştir. Sosyalleşmenin artık sadece bir şeyler yemek içmek olduğu günümüzde, yemenin ve içmenin ihtiyaçların fersah fersah ötesine geçtiğini hep beraber görmekteyiz. Leptin direnci olan kişilerde doygunluk hissi çok kısa süreli olduğu için 2-3 saatte bir acıkma ve gece atıştırmaları kaçınılmaz olur.
Leptin direnci nasıl kontrol altına alınabilir?
Açlık hissinin hormonel bir manipülasyon olduğunu anladığınız zaman en büyük problemlerden birinin cevabını bulmuşsunuz demektir. Tükettiğiniz sofra şekeri ve rafine karbonhidratların sizin bu açlık hissinizin şiddetini ve sıklığını arttırdığını ve buna bağlı olarak sizi daha çok yemeye zorladığını lütfen unutmayın.
Yapmanız gereken ilk şey daha düşük karbonhidrat diyetine geçmenizdir. Sofra şekeri ve benzeri gıdaları diyetinizden hemen çıkarmalısınız. Bu, kandaki insülin seviyesini düşürmenin en iyi yoludur.
Daha az karbonhidrat (özellikle şeker) tüketmek leptin direncinin bilinen diğer nedeni olan trigliseridi de azaltır.
Daha az karbonhidrat hem insülini düşürüp hem de leptin direncini artırıyorsa, o halde obeziteyle başa çıkmada da etkili olmalıdır. Yanılıyor muyum?
Yüksek miktarda karbonhidrat tüketmek size ciddi zararlar verebilir, çünkü insülin ve leptin direnci dahil obezitenin temel nedenlerini çözmek için bunun tam tersini yapmanız gerekmektedir.
Aksi takdirde artık yememeniz gerektiğini size anlatan hormonunuz çalışmıyor olacaktır.