26.11.2013 - 13:50 | Son Güncellenme:
Gebeliğin bir kadın için yalnızca mutluluk dönemi değil aynı zamanda ruhsal durum değişiklikleri nedeniyle ortaya çıkan kaygı ve depresyonun yaşanabildiği bir zaman dilimi olduğunu belirten Op. Dr. Demirel, depresyonun, normal ve nörotik kişilerde hafif mizaç bozukluğu, huzursuzluk, bitkinlik, erken uyanma, kilo kaybı, iştahsızlık gibi belirtilerle ve kendini kınama, tepkisizlik, mutsuzluk, değersizlik hissi, intihar düşüncesi ya da girişimi gibi öznel belirtilerle karakterize olduğunu ifade etti. Op. Dr. Demirel, “Gelişmiş ülkelerde gebelikte görülen ruhsal problemlerle ilgili hastalıklar ciddi bir öneme sahiptir ve bu süreçte gebelerin psikolojik destek almaları sağlanmaktadır. Ancak gelişmekte olan ülkelerde bu önem oldukça sınırlı kaldığından, anne ve bebeğin sağlığı olumsuz yönde etkilenmektedir. Gebelerin 5’te 1’i bu depresyon kriterlerinin bütününü tamamlar. Yani her beş gebelikten birinde depresyon görülmektedir. Ayrıca gebelerin yüzde 70’inde depresyon belirtileri görülmektedir. Çünkü depresyonun birçok belirtileri gebelik belirtileri ile karışmakta ve birçok gebeye bu tanı konulamamaktadır” dedi.
"Genç yaşta anne olanlarda risk yüksek"
Özellikle genç anne adaylarının, anneliğin getireceği sorumluluk ve doğum korkusu gibi nedenlerle depresyona yakalanma açısından büyük risk altında olduğunu hatırlatan Op. Dr. Demirel, “Ayrıca çocuk sayısı fazla olan, daha önce depresyon hikayesi olan, evlilik ile ilgili sorunları bulunan ve anneliğe hazır olmayan gebelerde bu sıklık daha da artmaktadır. Özellikle ailelerin onayı alınarak, kendi fikirlerine danışılmadan evlendirilen genç kadınlarda bu depresyon riski çok yüksektir. Gebe kalmadan önce antidepresan tedavisi alanların, gebe kaldıktan sonra kullandıkları ilaçların bebeği olumsuz etkileyeceğini düşünüp hekime danışmadan tedavilerini kesmeleri ise depresyonun alevlenmesine ya da tekrarlamasına neden olabilmektedir” diye konuştu.
"Gebelik depresyonu yaşamı tehdit ediyor"
Gebelik depresyonunun anne-bebek sağlığını olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Op. Dr. Demirel, “Hatta intihar girişimleri dahil olmak üzere anne ve bebeğin yaşamını tehdit etmektedir. Depresyon, müdahale edilmediği takdirde; düşük, gebelik hipertansiyonu, erken ve düşük kilolu doğum, bebek gelişiminde gerilik, anne karnında bebek ölümü, doğumda zorlanmaya bağlı sezaryen gibi birçok probleme neden olabilmektedir. Ayrıca gebelik döneminde depresyon tedavisi altında olmayan annelerin çocuklarında psikiyatrik yardım gerektiren duygusal dengesizlik, bağlılık sorunları ve intihar eğilimleri artmaktadır” şeklinde konuştu.
"Doktor kontrolünde tedavi depresyondan korur"
Günümüzde gebelikte oluşan depresyonun da güvenli bir şekilde tedavi edilebildiği yapılan birçok çalışmada kanıtlandığını anlatan Op. DR. Demirel, “Belirli birkaç antidepresan dışında birçoğunun bebeğe minimal yan etkilerle gebelikte güvenle kullanılabileceği artık bilinen bir gerçektir. Tabi ki her ilaçta olduğu gibi antidepresanlar da kesinlikle doktor kontrolünde kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı.