Bel kaymasının kesin teşhisi için radyolojik tetkikler kullanıldığını aktaran Op. Dr. Kemal Paksoy, şöyle devam etti: “Öncelikle yapılacak tetkik röntgendir. Lomber bölgenin ön-arka, yan ve eğimli pozisyonlarda çekilen röntgen filmleri kaymanın derecesini gösterir. Özellikle dinamik röntgen (hastanın öne ve arkaya eğildiği çekimler) bel kaymasının hareketli olup olmadığını anlamaya yardımcı olur. Sinirlerin sıkışıp sıkışmadığını değerlendirmek için Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme kullanılır. Bilgisayarlı Tomografi (BT) ise kemik yapılar hakkında daha ayrıntılı bilgi verir. Özellikle kemik anomalileri veya kırık şüphesi olan hastalarda tercih edilir. Bacaklara yayılan ağrı ve uyuşukluk varsa sinir ileti testleri ile sorun tespit edilebilir.”
“3-6 ay boyunca fizik tedavi ve ilaç tedavisine rağmen şiddetli bel ve bacak ağrısı devam ediyorsa, günlük aktiviteleri ciddi şekilde etkileyen hareket kısıtlılığı varsa, yürüme mesafesinin kısalması söz konusuysa ve bacaklardaki kaslarda belirgin kuvvet kaybı varsa beyin cerrahisi tarafından ameliyat kararı verilir” diyen Op. Dr. Kemal Paksoy, tedavinin gecikmesi durumunda ise ağrı ve uyuşukluğun oluşturduğu günlük yaşam kalitesindeki azalmanın yanında, yürüme mesafesinde belirgin azalma, ayaklarda ilerleyici kuvvet kaybı, kas erimesi, idrar ve gaita problemlerinin oluşabileceğini vurguladı.
Bel kaymasını önlemek için günlük hayatta dikkat edilmesi gerekenler bazı durumlar olduğunun altını çizen Op. Dr. Kemal Paksoy, sözlerini şöyle tamamladı: “Bel ve karın kaslarını güçlendiren egzersizler yapılmalı. Yüzme ve yürüyüş gibi düşük etkili sporlar omurga sağlığı için faydalıdır. Aşırı kilo, bel bölgesine fazla yük bindirerek omurga sağlığını olumsuz etkiler. Mutlaka aşırı kilolardan kurtulmak gerekir. Masa başında çalışılması gibi durumlarda her 30-45 dakikada bir ayağa kalkıp hareket edilmesi önemlidir. Eğer ağır kaldırmayı gerektiren bir iş yapıyorsanız mutlaka bel desteği kullanılmalı ve iş sırasında doğru kaldırma, taşıma tekniklerini uygulanmalı.”