Hastalığın ilk evrelerinde kişide yorgunluk ve eklem şişmesi gibi yakınmalar olur. Lupusa bağlı eklem iltihaplanmaları genelde şekil bozuklukları ya da kalıcı hasar gibi sorunlara neden olmazlar. En önemli ikinci belirtisi ise deri, saç ve vücudun ıslak yüzeylerinde görülen bozukluklardır. Bu belirtiler farkı tipte olabilir. Yüz bölgesinde karşıdan bakınca gövdesi burun olan kelebekmiş gibi bir algı yaratan kırmızımsı döküntüler görülebilir. Ayrıca kişide sivilce, kurdeşen, harita tarzı görünüm, saç dökülmesi gibi diğer belirtiler de ortay çıkabilir.
Birçok lupus hastasında ışığa karşı duyarlılık görülür. Güneş ışınları ile ciltteki yakınmalar artabilir ve hastalık alevlenebilir. En önemli sorunlardan biri de bu hastaların bir kısmında böbrek tutulumu meydana gelmesidir. Bu durum ölümle sonuçlanabilir.. İlerleyen aşamalarda ise lupus hastalığının kan değerlerinde bozulma, mide ve bağırsak problemleri, bulantı, iştahsızlık gibi diğer belirtileri görülebilir. Hastalık tamamen ortadan kalmaz ancak belli dönemlerde ilaçlarla yatıştırılması mümkündür. Teşhis edildikten sonra çoğu kişide yorgunluk, kilo kaybı ve ateş gibi yakınmalar söz konusu olabilir.
Hastalık, eklem ağrılarıyla kendini belli ettiği için bu tarz yakınmalarda bulunan kişilerde lupus hastalığından şüphelenilebilir. Tanı için öncelikle yapılması gerek ilk şey, bir antinükleer antikor (ANA) testi yaptırmaktır. Testin pozitif çıkması durumunda ise sonrasında Anti-ds DNA ve Anti-ENA testleri yaptırılmalıdır. Tanı çıkan sonuçlara göre verilir. Antinükleer antikor testinin pozitif çıkması lupus hastalığı için tek başına yeterli bir bulgu değildir. Aynı aileden anti-DNA olarak nitelendirilen test, lupus hastalığı daha öncü bir veri taşır.
Lupus’ta, iyileşme alevlenme şeklinde seyreden bir hastalıktır. Bu süreçte kortizon dışı antiromatizmal ilaçlar yani hastalığın ilerlemesini yavaşlatan bir ilaçlar, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar ve sıtma ilaçları kullanılır. Tedavide en çok kullanılan ilaç ise kortikostreoidlerdir. Kortizon kullanımından önce ölümcül olabilen bu hastalık, bağışıklık sistemini iyileştirici tedaviler sayesinde kontrol altında tutulabilir. Ancak hastalığın sistemik olarak ortadan kaldırılması mümkün değildir.