Bir ay boyunca makyajını çıkarmadan uyuyan Anna, ertesi gün olduğunda cildinin üzerine tekrar makyaj yaptı. Yalnızca banyo yaparken yüzünü yıkayan kadın, bunun dışında makyaj kalıntılarına müdahalede bulunmadı. Bunun yanı sıra serum veya nemlendrici gibi ürünler de kullanmadı.
Gün geçtikçe zorlaşmaya başlayan deneyde makyajı Anna'yı giderek rahatsız ediyordu. Rimeli katılaşmaya, yapışmaya ve gözlerini kaşındırmaya başladı. Zamanla yastık kılıfında lekeler oluştu. Ancak yine de ilk günler yüzünde büyük bir farklılık yoktu.
Anna Pursglove'un deneyinde üçüncü günden sonra yüzünde farklı değişimler meydana gelmeye başladı. Kirpiklerinin etrafında ve göz altılarında küçük beyaz kistler oluşmuştu. Cildi giderek kuruyan kadın, yüzünde bir maske varmış gibi hissettiğini belirtti. Ardından cilt yüzeyinde pullanmalar meydana gelmeye başladı.
10 günün ardından Anna'nın cildi çok daha kötü bir evreye ulaşmıştı. Uyandığında sol gözü rimelden dolayı şişmişti. Bu nedenle göz makyajına devam etmeden şişliğin normale dönmesini bekledi. Ay sonuna doğru dudakları kurumaya ve cildi çatlamaya başladı. Bunun üzerine gazeteci, dermatolog kliniğe giderek cilt analizi yaptırdı.
Yapılan analiz sonuçlarına göre günlerce makyajını çıkarmayan kadının yüzey dokusunda düşüş meydana gelmişti. Yüzünün sol tarafına yatarak uyuduğu için bu kısımdaki bozulma daha belirgindi. Başlangıç evresine oranla cildi oldukça kurumuştu.
Doktorların söylediğine göre Anna'nın cildi bir ayda 10 yıl yaşlanmıştı. Deney sonuna gelindiğinde kalıcı bir hasarı olmasa da makyajın ciltte oluşturduğu problemler oldukça ciddi görünüyordu. Anna, cilt temizliğine devam ettiği sürece cildinin normale döneceği belirtildi.
Uygulanan bu deney, cilt temizliğinin faydalı etkisini gösteren en çarpıcı yöntemlerden biri. Uzmanlar cilde uygulanan makyajın akşam uyumadan önce mutlaka temizlenmesi gerektiğini vurguluyor. Olası sağlık sorunlarının önüne geçebilmek için sağlıklı bir cilt bakım rutini oluşturmalısınız.