Mısır kraliçesi Kleopatra'nın her gün deve sütü ile yıkandığı efsanesini hemen herkes duymuştur. Moritanyalı hanımlar da geleneksel olarak cilt güzellikleri için deve sütü içerler. Geleneksel tıpta yüzyıllardır diyabet tedavisinde kullanılmıştır. Afrika'da AİDS'li hastalara içirilir.Deve sütü vitamin ve protein deposu olarak biliniyor. Zira deve sütü inek sütünden üç kat daha fazla C vitamini ve 10 kat fazla demir içerir, B vitamini ve magnezyum açısından da son derece zengin.
Bağışıklık sistemini güçlendirir. İçinde bulunan squalene maddesi, tümör gelişimini ve büyümesini engeller. Bakteri, virüs ve kanser hücrelerini yok eden akyuvar türünün sayısını artırır, dolayısıyla kemoterapi alan kanser hastalarına destek tedavisi olarak önerilir.
Köpekbalıklarının kıkırdaklarından kurutma ve dondurma yöntemiyle elde edilir. Yüksek oranda protein, kalsiyum, sodyum, fosfor ve kondroitin sülfat denilen en önemli kıkırdak bileşenini içerir. Birçok eklem hastalığında, eklem romatizmasında, osteoporozda etkilidir. Yaraları iyileştirir. Egzema ve sedefe iyi gelir.
Geleneksel Çin tıbbı ilaçlarındandır. Anti-enflamatuar ve ağrı giderici etkileri vardır. En sık kullanım alanı Romatoid Artrit, eklem romatizması gibi eklem rahatsızlıklarıdır. Saç dökülmelerinde ve saçkıranda tarih boyunca kullanılmışlığı vardır. Saç diplerinde uyarıcı ve kan dolaşımını artırıcı etkisiyle fayda sağladığı düşünülür.
Kendine has salgısı ile boyundan büyük işler yapar. Bu salgıların hücre yenileyici özelliği bulunmakta. Ayrıca bu salgılar ölü cildin atılmasına yardımcı olur. Bazı önemli antioksidan maddeleri de bünyesinde barındırır. Cilt yaşlanmasını geciktirici etkileri vardır.
Parkinson ve Alzheimer hastalıklarının ilerlemesini geciktirici etkileri mevcut. Yaşlanmayı geciktirir, bağışıklık sistemini güçlendirir, mikrobik hastalıklardan korur. Yara, yanık ve kırık iyileşmesini hızlandırır. Hücre yenilenmesini hızlandırır. Kronik yorgunluk sendromu ve strese karşı mücadelede çok önemlidir.
Babilli ve Mısırlı hekimler, ünlü hekimlerden Galen ve İbni Sina’nın da sülük tedavisi uyguladığına dair yazıtlar vardır. Almanya’da birçok hirudoterapi kliniği mevcuttur. Sülükler, ağrı kesici ve kuvvetli antioksidan içeren maddeler salgılarlar. Varis, hemoroid, damar tıkanıklıkları, eklem ve cilt hastalıklarında kullanılır.
ABD'de uzmanlar tarafından yapılan araştırmada muz örümceği ya da Phoneutria nigriventer adıyla bilinen örümcek türlerinin, ısırdığı bölgede ereksiyon etkisi yarattığı görüldü. Bunun üzerine Georgia Tıp Fakültesi uzmanları ise bu örümceklerin ereksiyon sorunu yaşayan erkeklerin tedavisinde kullanılabileceğini düşünüyorlar.Kaynak: Zaman