28.01.2021 - 10:13 | Son Güncellenme:
DHA
Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Coşkun Usta, 2005 yılından bu yana doğal bileşikler ve bitkilerin özündeki maddelerle ilgili çalışmalar yaptığını söyledi.
15 yıldır nar ve nar bileşenleriyle ilgili çalıştığını aktaran Prof.Dr. Usta, "Tansiyon üzerindeki etkileri üzerine bazı depresyon ve benzeri hastalıklar üzerine etkilerini araştırıyorum. Nar suyu ve nar meyvesinin tüm bileşenleri, kabuğu, nar yağı içerisindeki o moleküllerin herhangi bir olumlu etkisi olabilir mi diye bakıyorum.
Asla ilaç olarak düşünmüyoruz. Sadece fonksiyonel olarak vücudumuza yardımcı olabilir mi, vücudumuzun çalışma sistemine katkısı olabilir mi şeklinde araştırmalar içerisindeyim. Örneğin kalp damarları üzerinde çalışmalar yapıp damarlar üzerindeki gevşetici etkisini buldum. Bunun mekanizmalarını da ortaya koydum" dedi.
Nar ve nar meyvesi içerisindeki moleküllerin ilgilendiği bir alan olduğunu söyleyen Prof. Dr. Usta, "İçerisinde iki tane asetik molekül var ki benim üzerinde çalıştığım moleküllerdir.
Vücudumuz için oldukça faydalı olabilen ama asla ilaç şeklinde düşünülmemesi gereken moleküller var. Ancak bunlar mucize bitkiler, zeytin, zeytinyağı ve incir gibi düşünün.
Bu ağaçların verdiği meyvelerin kabuklarından tutun, çekirdeğinin yağına kadar çok önemli moleküller polifenolik, felonik molekülleri barındırıyor.
Bunların vücudumuzda ilaç etkisi yaratabilmesi için çok yüksek dozda almamız gerekiyor. Bu da mümkün değil.
Ancak gıda olarak sık tükettiğimizde bize yarar sağlayabilecek, tansiyonumuzu düzenlememizde yardımcı olacak.
Vücudumuza, psikolojimize ya da bağışıklık sistemimize yardımcı olacak moleküller içermektedir. Ancak ilaç olarak algılanmamalı.
Aynı kuşburnunun C vitamini açısından faydası olduğu gibi narın da çok olumlu çok faydalı etkileri söz konusu. Mümkün olduğunca normal dozlarda kullanılmasını tavsiye ediyorum" diye konuştu.
Narın yararlarıyla ilgili tüm dünyada olabildiğince çalışma olduğunu, başta kanser olmak üzere birçok noktada çalışıldığını ifade eden Prof.Dr. Usta, "Ancak bunlardan direkt klinik sonuç çıkarmamız şu anda mümkün değil. Bunlar halen çalışma aşamasında.
Zaten kamuoyunda yapılan en büyük hatalardan biri de şudur. Örnek veriyorum; bir asistanımız ilk kez bir molekülle çalışıyor. Bakıyor ki kanı şekerini düşürmüş. Hemen 'Ben ilaç buldum' diye ortaya çıkıyor.
Yani böyle bir şey söz konusu olamaz. Kan şekerini düşürüyor olması onun ilaç olacağı anlamına gelmez.
Gerçek anlamda insanlığa ilaç gibi ya da bir takviye gıda gibi sunabilmemiz için daha ileri çalışmalara ihtiyacımız var" dedi.
İnsan sağlığı açısından düzenli uyumak, düzenli yürüyüşler yapmak nasıl faydalıysa, tüketilen besinler açısından da doğal olanın kullanılması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Usta, şöyle konuştu:
Nar meyvesinin hiçbir katkı maddesi yok, suyunu çıkarabiliyor ya da çekirdeğinin yağını alabiliyorsunuz. Bunları tüketmek tab,i ki çok faydalı. İçerisindeki mineraller ve moleküller nedeniyle çok değerli.
Nasıl üzümün çekirdeğinin ve kabuğunun çok faydalı olduğunu biliyorsak, nasıl ki narın içindeki moleküllerin faydalı olduğunu biliyorsak, kuşburnu, ceviz ve incirin faydalı olduğunu biliyorsak,doza dikkat ederek aşırıya kaçmadan bunları da tüketmek yararlıdır.
Nar suyunu aşırı tükettiğimizde midemizde çok ciddi sorun çıkartacaktır. Midemizde yanmaya neden olacaktır.
Etkili olan maddenin yan etkisi de söz konusudur. O yüzden çok yüksek dozlarda kullanamıyoruz ve bu maddelerin yararlı olduğu bilindiği halde fazla veremiyoruz."