Özellikle kozmetik alanında çuvallarla yurt dışına gönderilen bitkilerin, parfüm, krem olarak 50-100 katı fiyatla satın alındığını vurgulayan Şekeroğlu, bunun da Türkiye'de üretilmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin ileriye dönük vizyonunda milli ilaçta olduğu gibi milli kozmetik konusunda da ön plana çıkmak istediklerini aktaran Şekeroğlu, şöyle devam etti:
"Ülkemizde ve dünyada kozmetik kullanımı giderek artıyor. İnsanlar güzelleşmek, genç kalmak istiyorlar. Bunun için özellikle kimyasal içerikli kozmetikler kullanıyorlar. Bir kadın güzelleşmek, kırışıklarını gidermek, daha parlak görünmek için günde 12 farklı kozmetik ürün kullanıyor, bunların içerisinde 170 farklı kimyasal var. Özellikle genç kesim kozmetik konusunda ciddi ürün kullanıyor. Bir günde kullandıkları 170 kimyasalın çoğu ağır metal içeriyor. Bunun yerine daha etkin, kalıcı ve doğal kozmetikler üretmemiz gerekiyor."
Üniversite, sanayi ve özel sektör iş birliğiyle kimyasal içermeyen sağlıklı kozmetik ürünler üretmek için çalıştıklarını dile getiren Şekeroğlu, "Uluslararası arenada Türkiye'nin doğal kozmetikler konusunda ön plana çıkacağını düşünüyoruz. En büyük üretici Çin, peşinden Hindistan geliyor. Türkiye olarak ilk beş ülke arasında olacağız. Kozmetik ürünlerinde dünyada 2025'e kadar 500 milyardolar bütçeye ulaşması bekleniyor. Bunda doğal kozmetiklerin yeri 50 milyar dolar civarında. 2050'de doğal kozmetiklerde yüzde 50 paya ulaşılacak. Türkiye'nin de bu sektördeki payının daha da artacağını düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
Özellikle genç yaştan itibaren yoğun kozmetik kullanan insanlarda cilt kanseri, iltihaplanma ve yaralar ortaya çıkabildiğine dikkati çeken Şekeroğlu, bunların tamamen kimyasallardan kaynaklandığını ifade etti.
Anadolu'nun doğal kozmetikler açısından çok zengin olduğunu, kozmetikte kullanılan zeytinyağının antioksidan özelliği bulunduğun vurgulayan Şekeroğlu, "Yemediğiniz bir şeyi yüzünüze sürmeyin." uyarısında bulundu