26.09.2019 - 10:37 | Son Güncellenme:
Nadir görülen bir hastalık olan "sırt nasırı" tıbbi adı ile "elastofibroma dorsi" daha çok kadınlarda görülüyor. Çoğu zaman iyi huylu seyreden bu tümör günlük yaşamı olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar ise tanı konulduktan sonra cerrahi ile çıkarılması gerektiğine vurgu yapıyor. Konu ile ilgili bilinmesi gerekenleri Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç.Dr. Özkan Demirhan anlattı:
Kolu zorlayan hareketlerin sırt nasırını tetiklediğine değinen Dr. Demirhan,"Yapılan çalışmalar kas gücü ile çalışanlarda tekrarlayıcı travmalar sonucu görülme sıklığının artabileceği ortaya koymuş. Omuz ve kolunu sürekli kullanan ya da ağır iş yapan kişilerde, sıklıkla da sağ kürek kemiği etrafında sırt nasırının daha fazla görülmesi bu görüşü desteklemiştir. Bununla birlikte elastofibroma dorsi, hayatı boyunca kolunu zorlamayan kişilerde de görülür. Kürek kemiği dışında farklı yerleşimlerde de görülebilir" şeklinde konuştu.
Sırt nasırlarının 5 santimden büyük oldukları zaman belirti vermeye başladıklarını ifade eden Doç.Dr. Özkan Demirhan, "Olguların yüzde 50’si genelde belirti vermez. Belirti veren durumlarda hastaların çoğunda sırtta kürek kemiği etrafında şişlik, kolda kuvvetsizlik, sırt-omuz ağrısı görülür. Diğer belirtiler arasında kol hareketiyle ortaya çıkan kürek kemiğinin kitleye takılmasına bağlı tıkırtı sesi, eklem sertliği, kürek kemiğinin diğer tarafa göre yüksek olması gibi yakınmalar sayılabilir. Bu yakınmalarla başvuran hastalar, fizik muayenede anormal bulgu yok ise de mutlaka radyolojik olarak değerlendirilmelidir. En basitinden komplekse doğru ultrasonografi (USG), bilgisayarlı tomografi (BT) ve MRG inceleme bu patoloji için oldukça yararlı görüntüleme yöntemleridir. Radyolojide bazen toraks duvarı kasları ile net ayırt edilemeyen, kötü huylu benzeri lezyon olarak tanımlanır. Aslında elastofibroma dorsi açısından lezyonun yeri ve kliniği tipiktir.
Tanı koyulurken görüntülemenin yeterli olmadığı durumlarda ve agresif bir tümör gibi düşünüldüğünde nadir de olsa biyopsi yapılması gerekebilir. Küçük olgularda BT ve MR yeterli olmayabilir. Bu yüzden elastofibroma dorsiden klinik olarak şüphe edildiğinde göğüs duvarı mutlaka iki taraflı değerlendirilmeli. Ayırıcı tanıda diğer göğüs duvarı tümörleri de akla gelmeli" şeklinde bilgi verdi.
Sırt nasırlarının tedavi yöntemlerine değinen Doç.Dr. Özkan Demirhan,”Tedavide cerrahi ile çözüm sağlanabiliyor. Ameliyat yapılırken kanser cerrahisi gibi yaklaşılıp en ufak bir kitle kalıntısı bile bırakılmamalıdır. Çünkü başarısız cerrahide kitle yeniden ortaya çıkabilir, ikinci ameliyatta daha büyük bir cerrahi gerekebilir. Bu nedenle tedavisi tümörün tamamen temizlenmesi ile gerçekleşir. Tümör kol ve omuzda fonksiyonel yetersizlik, bası bulguları, ağrı ve göğüs duvarında şişliğe neden oluyorsa ve tümörün çapı 5 santimi aşıyorsa kesinlikle çıkarılmalıdır. Daha küçük ve şikayete yol açmayan lezyonlarda cerrahi tedavi uygulanmadan hasta izlenebilir.
Elastofibroma dorsinin ikiye katlanma zamanı dediğimiz 'dubling time' süresi oldukça uzun olduğu için hastalığın kansere dönüştüğüne dair delil yok. Çıkarılamayan kitlelerde nadir de olsa radyoterapi tedavisine başvurulur" dedi.