Tiroit hormonlarına anne karnından ölüme kadar yaşamın her anında ihtiyaç duyulduğunu aktaran Prof. Dr. Kutlutürk, “Yenidoğan her çocuğa topuk testi yapılır ve tiroit hormonlarının normal olduğu teyit edilir. Çocukluk dönemlerinde de erişkinlere göre daha nadir olsa da tiroit hastalıkları görülmektedir. Tiroit hastalığı olan gebeler, bebeğin sağlıklı gelişiminin etkilenmesinden kaygı duyarlar. Gebelerde özellikle ilk 12 haftada bebeğin annenin tiroit hormonlarına ihtiyaç duyması nedeniyle, gebelik öncesi ve gebelikte sıkı takip ve ilaç doz ayarlaması yapılır. Tiroit hastası olan gebelerde ilaçların uygun dozda kullanılmasıyla sorunsuz bir gebelik dönemi, doğum ve sağlıklı bir bebek dünyaya gelmesi mümkündür” açıklamasında bulundu.
HALSİZLİK VE YORGUNLUK OLABİLİR
Tiroitle ilgili hastalıklardan bahseden Prof. Dr. Kutlutürk, “Tiroit fonksiyonuyla ilgili hastalıklar iki türlüdür; bunlar az çalışan tiroit hastalığı (Hipotiroidizm) ve ‘zehirli guatr’ olarak da adlandırılan çok çalışan tiroit hastalığıdır (Hipertroidizm). Tiroit bezinin az çalışması doğuştan olabileceği gibi, tiroit bezi iltihabı (Hashimoto tiroiditi), iyot eksikliği, ameliyat gibi farklı sebepleri de olabilir. Tiroit hormonun vücutta da yeteri kadar olmaması, halsizlik yorgunluk, kilo alımı, ciltte kuruması, saç dökülmesi, kabızlık, adet düzensizlikleri gibi birçok belirtiye neden olur” dedi.
Tiroit hastalıklarında tanı için çoğu zaman kan tahlilinin ve ultrasonografinin yeterli olduğunu anlatan Prof. Dr. Kutlutürk, “Bazı tiroit nodülü olan ve fazla çalışan tiroit bezi hastalarında sintigrafi tetkiki de gerekmektedir. Tiroit nodülü başlı başına ayrı bir hastalık olup, iyi huylu kötü huylu ayırımı için tiroit biyopsi yapılması ve sonucuna göre tedavi planı yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
TEDAVİ YOLLARI
Tedavi yollarına değinen Prof. Dr. Kutlutürk, şu bilgileri paylaştı: “Tiroit hastalıklarında diyet, ilaç, radyoaktif iyot (atom tedavisi) veya ameliyat gibi tedaviler hastalığın türüne göre değişir. Tiroitle ilişkili diyetler değişkenlik göstermektedir. Örneğin, iyot eksikliğine bağlı tiroit hormonu azlığında iyot tedavisi önerilirken, aşırı hormon üreten tiroit hastalıklarında iyot kullanımı yasaklanır. Tiroit hormon eksikliğinde tedavide tiroit hormonları kullanılırken, tiroit bezinin çok hormon ürettiği durumlarda ise ilaçlarla hormon üretiminin durdurulması, radyoaktif iyot tedavisi ve ameliyat seçenekleri bulunmaktadır.”
Tiroit hastalıkları ve obezite ilişkisinin güncel bir konu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kutlutürk, “Tiroit hastalıklarının bazal metabolizmayı etkilemesi sonucu az hormon salgılaması obeziteye neden olabilirken, çok hormon salgılaması durumunda vücut ağırlığında azalmaya neden olabilmektedir. Beklenmeyen kilo alımı, kilo vermekte zorlanma veya istemsiz kilo kayıpları durumlarında tiroit hastalıkları akla gelmelidir. Tiroit bezi, boyut ve ağırlık olarak nispeten küçük endokrin bezlerden biri olmasına rağmen, çok çeşitli belirti ve hastalıklara neden olmakta, doğru tanı ve etkili tedaviyle başarılı şekilde tedavi edilebilmektedir” şeklinde konuştu.